Adeta bir düş’ ün salkımı hecelediğim
minvalde saklı buhranım bir o kadar dinmeyen ümidim muradım.
Şerefiyesi yalnızlığın pul pul
dökülen imgelerden düşen payıma
Fısıltısı Tanrının
Ve evet, içtimada yüreğim
Himayesinde kâinatın
Diri diri yaktığım cümlelerim
En çok da esir kaldığım kalemin
yazdırdığı,
Yazmama vesile ilhamın
Sönmeyen ferinde saklı bir telaşla
Sevdiğim saydığım kadar kaderi ve kâinatı
Babamın öldüğü yaşa gebe bir şiirim…
Endamlıdır hüznüm
Beyzade iç döküşlerim
Beylik olmayan bir sevda benimki
Ara ara nabzını alamadığım
Mevsimin diri teninde saklı
Binlerce cümle ve nida
Anamın da ak sütü gibi helal bu sevda
bana
Rengim beyazdır
İçtiğim suyun doğasında saklı tek
zerremle
Müdavimi olduğum aşkın koyu
gözlerinden
Firar eden bir sözcükten
Ziyadesiyle nasiplendiğim evrenden
Gün ve gece
Dolup dolup boşalan ruhum ve dimağım
Dinamiği olsa olsa yaşam denen
Rüzgârın açtığı bir kapı gibi
Tebessüm ektiğim yere göğe…
Aşk biçtiğim her duanın arifesinde
Koştuğumdur Rabbim ve hidayet
Olmalı iken de her insanda
Afiyet,
Sunsun kâinat
Derbeder değildir hani içimdeki çocuk
Varsın olsun kırılgan bir o kadar
meczup
Müzmin sessizliğin müdavimi
İhya edilesi sevdamın merhalesi
Bir giz isem tekabül edenim
Hem sonsuzluğa hem aşka…
Paye verendir ruhumda saklı
Cennet
Cinnet gecelerinden firar edip
Konduğum alametifarikası hayal
dünyamın
Harcım sevgi
Hercai gölgemde saklı yalnızlığın
sesi
Boyut açtığım her yeni gün her şiir
Servetimdir sunulan
Nasıl ki himayesindeyim Mevla’mın
Hudutlarını da aşmam insanları
Hazıra konduğum değildir hem ömür
Ziyadesiyle didindiğim ve emek
verdiği
Bir defteri kebir adeta
Ziynetim ve zihnim
Zaruri bir frekans iken arayışım
Andığım kadar Rabbi
Arındığım her ezan vakti…
Uyruğumsa varsın olsun bitimsiz bir
acı
Meylettiğim İlahi Rüzgâr
Meali bazen kayıp ve istikrardır
Yüklendiğim yükün deminde
Derli toplu bir ölümden de öte
Havsalamdan taşar da taşar binlerce
cümle
Bazen bir fısıltıdır eşlik eden
Öyle ki;
Sağır Sultanın dahi duyduğu
Bazense arşı alaya çıkar sevdam ve
coşkum
Varsın da insanlar taksınlar
varlığıma diledikleri kulpu
Kupa kızı ise aşk
Papaz olduğum aşk meleği
Boyutsuz bir boyunduruk madem kâinatın
tahayyül ettiği
Tahammül gücüm de sınırsız
Bu aşk öylesine derin ve sızısız
Sızlanmadan sevmenin rengi ne kayıp ne
arsız
Varsın yalnızlığın fendi yensin her
bir ferdi
Kimse fevri ve ıssız
İdame ettiğimdir yaşam denen kabri
Yaşattığım kadar sevgiyi ve ikbali
Güzelliklere meyyal ve meftun ruhumda
saklı
Sözcüklerin ihaneti
Göğsümde kıvançla taşıdığım bir broş
gibi
Türk olmanın asaleti
Nasıl ki kanımda saklı
Elbet olacaktır da hürriyetin ve
aşkın bir bedeli
Canım feda sevdaya
Canım feda vatanıma
Firari sözcüklerden derlediğim
binlerce dua
Elbet saklı Allah katında
İman gücüm ve bitimsiz servetim iken
sevgi
Umutla kucak açtığım yarınların
doğasında
Korunduğum ve kollandığım kadar
Közümde saklı olsa ne yazar ki o kor
Kör noktası evrenin
Körü körüne sevmez de insan hani
Kolaçan ettiğim ne önüm ne arkam
Ayağımın altına serilen vatan toprağı
uğruna
Helal olsun yaşadığım ömür
Kanımın son damlasına kadar
Sadık kalacağımdır memleketim
Meali hürriyet ve iman gücü
Mizacı aşkla yoğrulan umudun
sonsuzluk taahhüdü
Tükenmeyen bir coşkuyla kanat açtığım
Kâinatın her zerresini çekebildiğim
kadar içime
Elbet içtimada bir neferim ben
Nefesim tükenene kadar
Varsın olsun külüm geride kalan
Ben olmasam bile yeniden doğacak
Bir fermanım ve elimi tutan
Rahmandır
Ülküm ve ülkem uğruna
Kapaklandığım toprağa karışıp da
Şehit olmanın arzusuyla yanıp
tutuştuğum
Nasıl ki boynum kıldan ince Rabbin Dergâhında
Tutuştuğum her sözcük her hecenin
nezdinde saklı
Türk olmanın Türkiye olmanın fermanı…