Caner,ustabaşının akrabası,askerlik çağına gelmiş,lise mezunu,boyu posu yerinde,cillop gibi bir genç fakat içinde bir dirhem sorumluluk ruhu,öğrenme isteği ve girişimcilik çabası yok,sürekli uyaracaksın,sürekli kontrol edeceksin,sürekli düzelteceksin ki sorun çıkmasın.Bunu herkes biliyor ancak işin içinde ustabaşı olunca kimse sesini çıkartamıyor.
Bütün hazırlıklar tamamlandı,son kontrolleri yapıyoruz,Caner zaten başrol oyuncumuz:
-Çorbalar yerine kondu mu?
-Kondu,usta.
-Büfe atıldı mı?
-Altıldı,usta.
-Kesimde ne var?
-Fırında tavuk.
O esnada ustabaşının yardımcısı gelip:
-Sessiz olun,diyor,usta ofiste uyuyor.
Buyrun cenaze namazına,insanın daha fazla gürültü çıkarası geliyor,ne kadar çalışan varsa o kadar da yatan vardır fakat bu madde iş kanununda yazmaz.
Bizler iş yerinde uyumaya kalksak kimse nedenini sormaz, tutanak yazarlar ve kapının önüne korlar ve de derler ki:
- Buraya uyumaya mı geldiniz?