1 Kolektif Alan 46 E

53 / 46  e

Kolektif emek gücünden pay alamayan kişiler muhtaçlardı. Muhtaçlığı içinde olan kişiler, kişi mülkü yapılmış olan kolektif güce doğru eğim ediliyorlardı. Mülk sahibine doğru giden kişiler "emek güçlerinin" karşılığında boğaz tokluğu olan "emeklerinin" karşılığını alıyorlardı.

 

Emek gücü, kişinin tüketeceğinden daha fazlasını üretiyordu. Köle daha fazlasını üretip, daha azı olan emeğinin karşılığını alıyordu. Bu nedenle kişilerin emeği değil “emek güçleri” sömürülüyordu.

 

Emek; kişilerin hayatta kalmalarına ve yarın yeniden çalışmalarına yetecek kadar bir depo enerjiyi karşılayacak olması için gerekli bir çalışma gücüydü. Emeğin sağlamasını kişiden alırsanız, kişi ölür. Siz de yarın yeniden çalıştıracak kişi bulamazsınız. Bu nedenle kişinin zorunlu emeğine pek pek dokunulmaz.

 

Emek gücü ise farklı bir şeydi. Kişiler kullanıp tüketeceğinden daha fazlasını üretirler. İşte bu hayatını idame ettirecek kadar olan EMEK değildi, EMEK GÜCÜYDÜ.  Sömürüye konu olan buydu. Emek gücü idi. Sömürü; kişiye tüketeceğinden daha fazlasını ürettirme ve buna mülk sahipliği hakkı diye el koyma işiydi.

 

Diyelim günlük ve zorunlu karşılanmalarınız kolektif emek sağlatması içinde 3 saatlik bir süreye karşılık olsun.  İşte kolektif emek sağlatması içindeki 3 saatlik iş çalışması transfer emektir. Transfer emeğin kolektif alanda bir karşılığı vardır. Kolektif alanda bir karşılığı olan transfer emeğin yaptığı üretim, sizin emeğinizdi. Ve kolektif alan içinde değişilir olup da karşılığında “pay aldığınız emek kolektif emektir”.

 

Ama siz 3 saat çalışma yapmak yerine 8 saat çalışmakla siz 5 saat fazla bir çalışma yaparsınız. İşte kolektif emek karşılığı verilmeyen bu 5 saatlik çalışma da EMEK GÜCÜNÜZDÜ.  Kolektif bir alanda emeğiniz üç saatle sınırlı. Emek gücünüz 24 saatle sınırlıdır. 5 saatlik fazla çalışma “artı emekti”.

 

Demek ki kolektif bir alanda “zenginlik” beş parmağın beşinin de fiziksel görünüş olarak farklı büyüklükte olması nedenle değildi. Ya da zenginlik tembellik ve çalışkanlıktan doğan bir durum değildir. Kolektif karşılığı verilmeyen 5 saatlik “artı emeğe el konmasıdır”.

 

Emek zorunlu ihtiyacın karşılığı olmakla kolay kolay artmazdı. İşten artmaz dişten artar denen emek söz gelimi 3 saatlik kolektif birim zamanlı emekti.  Oysa zenginlikleri yaratan, biriken, sizi mülk sahibine köle kılan, sömürüye neden olan, göz dikilen emek, emek gücünüzdü.

 

Artı emeğin karşılığı verilmiyordu. Artı emeğin karşılığı mülk sahibinin huzur hakkı, takdir iradesi ve rızkların mülk sahibinin istediği gibi mülkü dağıtması olarak söyleniyordu! Yabancılaştırma buydu.

 

Sömürü ve sömürülme olayı karşılığı verilmeyen artı ürüne “kâr, ticaret, kazanç, faiz gibi söylemler içinde yaklaşılıp; kişiyi kendisine ve toplumuna yabancılaştıran hilelerle artı ürüne el konup, emek gücünün sömürülmesi olayıydı. Günümüzde “hazine, maliye” de denen kamu zenginliği artı emeğe; ihalelerle, kâr garantisiyle, özelleştirme hileleriyle çökülmektedir.

 

İhale de yetmezse kamu gücü üzerinde (hazine üzerinde) işletim garantisi ya da yolcu garantisi, hasta garantisi, köprü geçiş garantisi gibi akla hayale gelmeyen tuzaklar içinde kamu kaynaklı ihaleler şanslı! kişilere verilir.


( Kolektif Alan 46 E başlıklı yazı Uraz Bayram tarafından 17.05.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.