Bizi yakan ateş: Din ve ırk merkezli husumet

 

   "Dinsiz, allahsız, kitapsız, imansız, kafirler ittifakı(!)"...

Böyle bir itham, üslup, içerik bir "devletlü"ya, devlet aklına yakışır mı hiç?

 

Ne demek "kitapsızlar"? Bir birey, yurttaş; kendi iradesiyle tercih ettiği bir anlayışa, istediği gibi inanır veya inanmaz. Bana düşen ne, kime ne, size ne?... Modern, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti tam da budur işte. İstediği gibi düşünen, inanan ve inanmayanlar ittifakı. Keşke başarabilseydik.

   Demokratik ve laik devlet; çoğulculuğu, katılımcılığı, özgürlüğü, adalet dağıtımını, görev taksimini, hak arayışını; inanç veya inançsızlık temeli üzerine oturtmaz. Hukukun üstünlüğünü, özgürlüğü,

refahı, dayanışmayı, anayasal yurttaşlık bilincini; devletin de üzerinde konumlandırır. Yani tüm inananlar, farklı inananlar, farklı düşünenler, inanmayanlar ittifakıdır.

   Keşke kitabın hakkını verebilseydiniz, farklı kitaplar okuyabilseydiniz, kitaplı ile kitapsızı

ittifak halinde, bir devlet çatısı altında barındırabilseydiniz, bundan gurur ve mutluluk duyardık.

Aslan ile ceylanı şefkatle ve aynı anda kucaklayabilen bir Hacı Bektaşi Veli gibi olmalıydı devlet anlayışı. İnançlar; ahlak, adalet, şefkat, sevgi, merhamet, dürüstlük, nezaket, hoşgörü

üretmiyor/doğurmuyor ve yaymıyorsa, topluma ve tüm insanlığa ne verebilir, ne yayabilir ki?

   5000 yıllık medeniyetler tarihini bünyesinde barındıran Anadolu coğrafyasında; her inanç, düşünce ve anlayış barış içinde yaşayabilmelidir. Cumhuriyetimizin, ikinci yüzyılına girerken; tek tip din veya ırk birliği emel ve söylemleriyle ayrışmak, kime ne kazandırır?  Ve bize yakışan gerçekten bu mudur? Yani koca evrene sığamadık ve kuyruklarımız birbirine değiyor öyle mi? Ve bundan mutluluk duyuyorsunuz? Korkunç bir akıl tutulması!...

   Varsayalım ki; tüm insanları kucaklayan, barış ve huzur vadeden bir inanca sahibiz. Peki muhataplarımızı dışlayarak, sopa atarak, hakaret ederek, yakarak, suçlayarak mı inancımıza davet edeceğiz? Siz adaleti, ahlak, barış ve nezaketi yaşayarak örnek oldunuz da size taş  atan mı oldu?

   İnsan öncelikle aklıyla insandır. Gönlü ve vicdanıyla toplumsaldır. İnancıyla umut ve içsel huzuru yakalar. Neye nasıl inandığınız dilinizden ve paçalarınızdan akıyorsa, cibilliyetiniz yedi düvele farklı yansır.

   Su akar, yolunu bulur. İstediğini söyleyen, arzu etmediğini işitir. Kalem ve kelam insana hizmet ediyorsa, iyi bir mirastır. Tam tersi hareketler, sahibini de yakar, tüketir.
Geliniz hep birlikte suç, hata, ihmal ve günahlarla yüzleşelim, arınalım, gelecek nesillere kötü miras bırakmayalım.
Samsun, 09.05.2023

Ali Rıza Malkoç

( Bizi Yakan Ateş Din Ve Irk Merkezli Husumet başlıklı yazı Ali R.MALKOÇ tarafından 9.05.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.