Dışarıdan alınıp içimizde izole edilen en az dış dünya ilişkileri kendi içimizde de "fark bir potansiyel ile" bulunmaktadırlar. Kocaman bir dış dünya kütlesine karşı dış dünyadan kopmakla içimizde izole olmuş fark potansiyeller ihtiyaca göre izole bir duygu olmakla, duygular arası potansiyel ve gerilimlerdi.

İzole edebildiğiniz fark gerilimlerin dış dünyada birçok yansıması vardı. Oysa aynı fark gerilim izole bir iç dünya içinde bir ihtiyacın karşılanmasına yönelik yansıma olur.  Genellikle bir ihtiyacın karşılanmasına göre dıştan izole edilen bu tavır içte korunur. Bu tavrın yeniden ve yeniden osilasyonla tekraren üretilmesi öznenin bilgi ve bilincini oluşmaktadır.

Öznenin iç dünya olgu ve olayları en az dış dünya ilişkilerine benzer tavır içinde oluşmakla, korunucu izole bir dış dünyanın bilgi ve bilinç kopyalarıdırlar. Hücre ve dokular arsı sıvının o günkü deniz suyunun tuzluluk oranıyla bire bir aynı olması gibi. 

Dış dünyadaki asıl olanların içimizdeki kopyaları dıştaki gibi yeniden salındırılıp kesikli sürekli sürtünmeli fireni süreç osilasyonlarıyla kontrol edilebilirler. Bunlar kendilik otomatiklerimiz.

Dış dünyanın benzer olgu olay ve ilişkileri, kendi dünyamız içinde izole edildi. Bu korunucu yansıma izolasyonlar ben merkezli bir alan içinde kopyasına bire bir benzer biçimde yeniden üretildi. Kontrolce bir kıyasın fark süreçlerini oluştular. Bu oluşumun değer döngüsü özne içi yansıma çıvlaması olmakla öznenin düşüncesi ve öznenin düşünmesiydi.

Öznenin düşünmesi ve öznenin düşüncesi yalıtıma bir alan içinde "ben merkezli özneye göre bir kıyası" ortaya kor. Dıştan gelen uyarıcı salınımlar ben merkezli özne salınım kıyaslı seleksiyonuna tabii olurlar. 

Bu kıyas nedenle "fark frekanslı gerilimler" “eylemiyle bilen ben veya özne ortaya konur.  Fark frekanslı gerilim ve salınımlar "protein dizileri şeklinde biyo moleküler kopya kalıpla depo enerjiye dönüşürler".

İşte “insanın öznelliği”; dış dünyanın biyo moleküler kopyalarıyla, kendi organik kimyasal girişimleri içinde yansıtılan bu ara basamak içerisinde kendisini ele verir.  Kimya yoksa; hayatta, bilinç de yoktur.

Bu tür bilinçsel ve öznel ara basamak kendi dış dünya salınımlı osilasyonlarına, dış dünyaya dek kopya salınımlı dış sal osilasyonlarına indirgenemez. İndirgenemezlik yeni bir düzey ve düzlem ilişkileri olmakla özneye değin "düşünceydi". Düşünmeydi. Ruhsal oluştu. Kendi iç dünyamızdı.

DÜŞNCELER, OSİLASYONA GÖRE FARK DÜŞÜNME ÜZERİNDE PITIRCIKLANIYORDU. DÜŞÜNME DE FİZİKSEL ALANLI SALINIMLARI ÜÇ BOYUTLU MOLEKÜLER KİMYA YANSITMALI BİR ÖZELLİĞE ÇEVİRMENİN YENİ BİR ENERJİ FORM DURUMUYDU.
( Kolektif Alan 30 başlıklı yazı Uraz Bayram tarafından 4/27/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.