Dönüp gençlik çağına...
Girmişim
yâr bağına
Konuşlanmış
yüreğim
Hasretin
otağına
Gölgemdir
dağda gezen
Gamdır
gönlümü ezen
Kör
olaydı bu gözler...
Seni
uzaktan süzen...
Sen
güldün, ben dikendim
Gurbet
kahrı çekendim
Közdür
uzaktan sevmek...
Hasretinden
tükendim
Hasreti
közle kardım
Yaramı
kendim sardım
Sevda
mahkemesinde...
Yâr
huzuruna vardım
Muradım
sensin ey can!
Sıratım
sensin ey can!
Mahkeme-i
kübrada
Beratım
sensin ey can!
Bugünden
düne gittim
Kendi
kendime yettim
Gönül
duruşmasında
Beraat
talep ettim
Nara
düştü bu gönül
Hara
düştü bu gönül
Yokluğun
yağlı urgan
Dara
düştü bu gönül
Aşkın
intizarında...
Umut
yoktur yarında
Uzağına
düşmüşüm
Yandım
hasret narında
Yaralandı
bu yürek
Paralandı
bu yürek
Vuslattan
umut kesti
Karalandı
bu yürek
Kor
ateşte yan gönül!
Hasrete
dayan gönül
Güneş
doğdu üstüne
Kuşluktur
uyan gönül!
M. NİHAT MALKOÇ