Tufanın rengi yok ve geri dönüşü de.

Geri dönüşümlü bir naylon torbanın farkındalığında yapıyorum duygu alış verişini ve her ipe serdiğim makbuzda biraz daha eksiliyorum.

Ekin zamanı göç mevsimine denk geldi ve öcümü alıyorum hayattan her göç vakti bana tanınan vakit doğrultusunda imzamı atıyorum yazdığım akide:

Düş ambarında gagaladığım kadar düşleri gerçekler düşmüyor yakamdan ve izahı zor duyguların çetelesini tutuyorum her imsak vakti kendimden firar edip şafağa doğru doğuyorum kendimden.

Hemcinslerimin yüz karasıyı

İdame ettiğim hayatın yobaz rüzgârı peşimde.

İman gücümle imha ediyorum kötülükleri ve ihbar ediyorum Tanrıya ikaz edildiğim ölçüde büyüyor öfkem ve hüznüm ve köklediğim duygulardan alıyorum bu sefer hırsımı.

Hırsız bellediğim dünya ahalisi üstelik onlar içimdeki çocuğun ve pembe hayallerin katili.

Katledilmiş bir ömürden arda kalansa sözcüklerim kalemin dipçiği ile dürttüğüm ruhum düztaban sevinçlerim ve ertelenmiş mutluluğum.

Kaygı eşiğinde yaşarken beşik gibi sallanıyor şehirler.

Ninniler suskun çocuklar yitik.

Kadınlar ölü adamlar katil.

Genelleme yaptığım kadar da kayıtsızım artık hayata ve sevdiklerimi gözümden sakınırken göz göze geldiğimizde gözlerini kaçırıyor insanlar ve o koyu karanlığı görüyorum gözlerinin irisinde.

Şaklaban baykuş.

Acımı deşen leş kargaları.

Sevginin miadı çoktan doldu.

Zemheride uyuya kalan bir şiirden peyda oldu hikâyeler.

Anlatmaktan ziyade bilfiil yaşadığım ve kahramanı olduğum nice hikâye.

Bir aldatı olduğunu biliyorum artık insanların göstermelik sevgilerinin ve alıntı aşklara tok karnım çalıntı şiirler ise yüz karası şairlerin.

İdamım gecikti bu gün.

İdam mangasının dağılmaya da yok niyeti.

İftara kadar kim bilir kaç kere bozacak insanlar iyi niyet orucunu.

Kumpasa kurban sözcüklerim ve bayrama sayılı haftalar kala istemiyorum da bayramın çabucak gelmesini:

Her bayramda büyüyen bir hüzün içimde yeşeren.

Bayram öncesi büyüyen bir izdiham.

Nakarat hep aynı:

Nakşeden her duygu bir şiire dönüşüyor ve efkârımla sindiriyorum acıyı.

Bir kompliman bildiğim her duygunun çöken şebeke sistemi ve yalnızlığım gaydasında çalıyorum aynı şarkıyı.

Tüten dumanı yan yatmış şehir vapurunun.

Tütsüler yaktığım günlerse çok geride kaldı.

Tünelin ucunda gördüğüm ışık tamamen yerini karanlığa bıraktı.

Üşüyen kalemimden arda kalan ne ise tevekkül yüklenip yazdıklarım ve de yazdıran Rabbim.

Bir yasın muadilidir her yazdığım ve de müridi olduğum iklimden yine ayrı düştüm.

Aynı kaldığım kadar da büyüyecek acılarım çünkü ben içimdeki özlemi canımı yakarak gideriyorum ve dilemmasında sözcüklerin kurusıkı tebessümlere karnım tok kayıpların nezdinde ayıp addedilse de içimden geçen ve işte ışığın aydınlattığı geceden sarkan kolumla kanat bellediğim kalemimle iştigal bu dünyadan gelip geçmiş en yalnız insanım.

 


( Oruç... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.