Ölümü irdeliyor gülüşün ve edimlerde
can buluyorum…
Rengim bir hazan ki içinde
kaybolursun yüreğimin:
Yüreğim bir kazan ki sözcüklerin
bozguna uğrattığı
Her temennim saklı Allah katında
Ricası evreninse başım gözüm üstüne
Mealim yok artık benim
Gittin sen çoktan benden gittin
Gıyabında yalnızlığın
Ben hayatı şiirlerle resmettim.
Öfkemden doğuyor güneş
Güneşin simine takılı zihnim
Derdest edilmiş kimliğimde saklısın
Sen ve hurafeler ve şehrin ışıkları
Bir yılkı atıyım ben dörtnala
sevdiğimse
Yalan artık
Yâd ellerde izini sürdüğüm
İçimdeki sen
Sen diye yola baş koyup da
Rengimi koyulttuğum
Güneşle taban tabana zıttır artık
hicranım
Mealim mi?
Meramım mı?
Yoksa kalmayan takatim mi?
Hüznüme şerh düştüğüm şiir ikliminde
saklı
Bir rüzgârım ben
Bir rakımsa konduğum
En ulvi en ulusundan duygularımın
Senin ruhunun dahi duymadığı
Gecem sönük artık
Ben sabahyıldızıyım
Tokamsa kırık
Manidar içimde yol alan kuşlar
Maniler dizesim yok artık
Çünkü mani olan sensin ve duygularıma
çıktığım her kat
Yarenim bir mısradan kopuk işte
yüreğim
Tokalaştığım kaderimden azat
Edilesi bir yaprak misali savrulduğum
Üstümde saklı ölü toprağı
Ölümden beterini bana yaşattığın
Hicreti ömrün
Hicazı dünün
Hitabı yok artık yüreğimin
Kininle boğdun içimdeki çocuğu
Elimin kiridir şiir
Okundukça beyaza bürünür
Çamurun izi kalır senin yokluğunda
Beni terbiye edense evren ve Rabbim
Tevazu yüklü bir iklim bilirdim oysa
seni.
Sen ki: beni benden ettin edeli
Seyyahı yüreğin
Semada gezinir kalemim
Şiarı bu sevginin
Artık küle döndü içimdeki cennetim
Cinnet ehli bir şiire attım bu sefer imzamı
Kanıksanmadığım evrenin duvağı
Ve seninle arama duvarlar çektiğim
Varsa yoksa kâinatın kırık anahtarı
Kayda değer bulunmadığım saklı her
kat izinde
Yolunun düşmediği kırık yüreğin
nezdinde
Kapışan iblisi ve müridi
Ben ki mazlum ve masum benliğimle
Nokta koydum koyalı senin isminin ilk
harfine
Ve çıktın artık içimdeki sözlükten
Ne sözüne güven olur ne de
sözlendiğim iklimden
Taşar sanma artık niyazım
Seni soktum sokalı vefasızlığın
kabrine