Onlar benim en ağır misafirlerimdir,ne yemek isterler ne su,saltanat sürdükleri köşelerinden gizlice bana akıl verirler.
Onlar benim en kıymetli hazinelerimdir,değerleri ne parayla ölçülür ne pulla.
Onlar benim en kadim dostlarımdır,iyi günümde kötü günümde, etle tırnak gibi olduğum.
Onlar benim bazen sessiz çığlıkların bazen haykırışlarım bazen de gözyaşlarımı silen mendilimdir.
Kışımı bahara çeviren, gecemi gündüze, en hararetli anlarımı sükunete.
Bazen üst üste diziyorum bazen yan yana ne kavga biliyorlar ne gürültü.
Kimisini bir avuç insan tanıyor,kimisini dünyalar ama onlar kan kardeşi olmasalar da fikir kardeşi olmuşlar.
Yüzyıllar öncesinden seslenen Mevlana mı desem Yunus mu?
Onlar benim uykusuz gecelerimin büyülü dizeleri.
Onlar benim tüm sancılarımın ilacı,tüm hücrelerimin yegane mineralidir.
İçimi acıtan konu, onların kilo hesabıyla satılmak istenmesi,neymiş geri dönüşümmüş,zaten günümüzde kitaplar iki işe yarar:
1.Geri dönüşüme gider.
2.Yakıp ısınmaya.
Böylece ne kendimizi değiştirebiliriz ne de dünyayı.
Geçmiş olsun.