Nostalji

 

Adana Gezisi

 

Misafirperver

Sıcak kanlı insanlar var Adana'da

Hele kaldığım oteldeki personel

Cana yakın güler yüzlü saygılı

 

Barbaros Bey' günaydın,

Çay veya kahve ikram edelim,

İsmimle hitap ediyorlar, kat görevlisi dahil,

Film yıldızı gibi hissediyor insan kendini

Hoşuna gitmez mi insanın, çok hoşuma gitti benim

 

O akşamüstü Adanalı arkadaşım,

Beni akşam gideceğimiz restorana

Adana’nın 1905 den beri hizmet veren

Kazancılar Çarşısı’ndaki kebapçısına götürdü

 

Tanıyormuş restoran sorumlusunu

Beni tanıştıracak, ben ilk kez Adana’dayım

Haliyle ilk kez bu kebapçıya geleceğim

Beni gösterdi arkadaşım, muziplik işte

Sordu kebapçıya, tanıyor musun bu arkadaşı

 

Tanımaz olur muyum

Tanıyorum abiyi

Nereden tanıyorsun?

Buradan

Abi hep gelir bize

 

Kırıldım gülmekten içimden

Bu kadarda atılır mı?

Helal olsun dedim

Ne yaratıcı hafıza


Akşam oturduk

Başladık demlenmeye

Tek tek

Soğuklarla başladık

Vakit erken

 

Bak dedi yanımdaki arkadaş

Bardaktaki rakıyı gösterdi

Bu var ya dedi

Bunun bir damlası haram

 

Papazı bulduk dedim

Bu muhabbetle böyle rakı mı içilir?

Parmağını kadehine uzattı

Rakıya değdirdi

Sonra bana uzattı parmağını

Bir damla rakı parmağının ucunda

 

Gördün mü dedi

Bu damla haram

Silkeledi yere

Ben haram içmem

Şimdi kadehte kalan

Yüzde yüz helal dedi

 

Korkma

Fondip yapalım helalinden

Kebaplar geldiğinde ikimiz

Bitirmiştik yetmişliği 

 

Şiddet de var bu şehirde deyip

Lafımı bitirememiştim dün

Uçağa yetişmek için 

Soracaksınız biliyorum

Neden böyle dedim

 

O akşam kebapçıda

Canlı müzik vardı

Fasıl diyorlar ama fasıl değil

Müzik bir çeşit hard

Darbuka ve klarnet

İyi içiriyor

Meze ve kebap yanında

 

İç iç sonra

Geliyor ihtiyaç

Sordum garsona

Lavabo ne tarafta kardeş

 

Abi dedi işaret etti

Düz git

Bak sağda garsonun girdiği yer var ya

Gir oradan sor orda

 

Çapraşık

Girdikten sonra önce sola sonra sağa

Birkaç basamak aşağıya

WC, Man yazıyor kapıda

 

Umumi yerde WC kapı tokmağını

Oldum olası tutamam 

Kapısı açık

Girdikten sonra tekrar sağa dönüyorsun

Hacetini ayakta yapacaksın

Yemek salonuna aslında

Yer sapa kalıyor

 

Başladım hacetimi gidermeye

Göz ucuyla beni kolluyormuş sanki

Kebapçıda başka masada oturan

Kitapsızın biri

Aynadan görmüş

Arkamdan ürküten bir sesle

Ulan senin…

Aile var burada

Kapasana kapını işerken…

 

Biliyorum, o da sarhoş benim gibi

İyi ki genç değilim

Şeytan diyor

Getirseydin belindeki makinayı

 

Bizim gurup yaşlandı

İyi duyan azaldı aramızda

Duymayınca ne yapılır

Biliyorum, öğrendim haliyle

Duymazdan geldim

Yıkadım ellerimi

 

Ertesi gün

Balık yemeye gitti arkadaşlar Karataş’a

Onlar sık acıkıyor

Herhalde midelerinde asit

Benden fazla

 

Ben gitmedim

İki gün doyasıya

Kebap yedikten sonra

İstesem de acıkmamıştım

 

Adana’da bu gün

Yaya yürüyeyim istedim

Dün, Antakya’ daki

Arkeoloji müzesinden başka

Adana’da iki müze daha buldum


Biri Atatürk ün Milli mücadelede

Silah arkadaşlarıyla kaldığı

Çukurova’nın kurtuluşunu planladığı ev  

Yattığı odadaydım

Fatiha okudum

Andım, teşekkür ettim

Armağan ettiği özgürlüğüm için

 

İkinci Müze Türkiye'de tek,

Sinema müzesi,

Adana ya gelen, gezmeli bence

 

Yürüdüm nehrin kıyısından

Merkez Camisinden Taşköprü’ye

Seyyar satıcıların arasından.

Geçtim köprüden karşıya 


Adana'ya gelen göçü gördüm

Adanalı sayısı azdı sokaklarda

Adanalıyı tanıyorsun yürüyüşünden

Yürürken ayaklarıyla beraber elleri kolları omuzları

Bir sağa bir sola salına salına

Kendinden emin yürür Adanalı

 

Nehrin kıyısında

Söğüt ağaçları arasında salaş bir yer

Plastik iskemleli plastik masalı,

Baktım bardaktaki çaylara, çayın rengi güzel

İki çay içtim, dinlenip devam ettim yürümeye


Belediye’nin kültüre verdiği önem hissediliyor şehirde

Ama aldığı göç

Göçle gelen insanların getirdiği

Şiddet, fakirlik, doğurduğu işsizlik

Burkuyor insanın içini

 

Eski Adana’da doğalgaz yok

Gece kömür sobaları yanınca

Yakılan kötü kömürün

Dumanından kara bir sis çöküyor

Varoş oluyor Adana’nın merkezi

 

Yürürken

Karşıya geçeceğim

Cadde, ana cadde

Bekliyorum yaya geçidinde

Kalabalık olduk

Yayaya yeşil ışık yansın

Bekliyoruz

 

İstanbul’daki gibi kısa değil

Uzun sürüyor trafik ışığının yanması

Bekledik uzun bir süre

Yanımda motorun üzerinde

Bir genç var

O da bekliyor

Geçecek karşı kaldırıma

 

Yeşil yandı nihayet

O benim biraz önümde

Yürümeye başladık yaya geçidinde

 

O ne

Bir araba geliyor üstümüze

Belli, kırmızıda durmamış

Şaşırdım

Dönsem mi geri?

Ezecek bu bizi


Önümdeki motoru olan

İşaret etti trafik lambasını

Üstümüze hızla gelen sürücüye

Bize yeşil yanıyor

Dikkat etsene

 

Araç durdu indi sürücüsü

Motorlu gence yaklaştı

Bir tokat patlattı

Genç yıkıldı

Motoru savruldu yattı yere


Sürücü bindi arabasına

Basıp gidecek

Şaşırdık hepimiz

Küstahın yaptığına bak


Şaşkın genç

Fırladı yerden

Şaşkınlığını attı üstünden

Yapıştı şoför kapısının koluna

Kilitlemiş kapısını hergele

Bastı gaza

 

Genç

Bıraktı kapının kolunu mecburen

Aldı devrilen motorunu yerden

Ulan senin ananı avradını …

Der bir tavırla

Değiştirdi planını

Doğrulttu yönünü motorun

Düştü, peşine sürücünün

 

Bir sonraki ışıklar

Bize uzak

Araçlar kırmızıda bekliyor

Görüyoruz durduğumuz yerden

Önde motorlu genç

Olaya şahit delikanlılar arkada

Koşuyorlar peşinden

 

İsterdim ama

Ben bu yaşımla

Koşamadım peşlerinden

Umarım yakalamışlardır

Özür dilemiştir sürücü herkesten

Sarılıp birbirlerine barışıp

Atlattık olayı demişlerdir

Kimseye bir şey olmadan

Temenni ettim içimden


Adana ‘da

Ben yerli bir turistim

Yürüdüm gittim

 

Eşim de demişti

Beni yolcu ederken

Adana’ya git ama

Başını sakın sokma 

Oralarda belaya…

 

Yollarda araçlar

Kaldırımlarda insanlar sel

Ama girdaplardan yavaş akıyor

Kurala uyan olmayınca

Araçlarla insanlar iç içe

 

Işıklarda

Yaya geçidinde

Yeşil yanarken yayaya

Caddenin karşısına geçmek

Ne kadar tehlikeliyse

Kaldırımda yürümek de

O kadar tehlikeli

 

Arkana sağına soluna

Devamlı dikkat edeceksin

Gözünü yerden ayıramazsın

Var mıdır önünde çukur tümsek

Zordur, dikkat ister

Dikkat dağılmadan

Kaldırımda yürümek


Yürüyorum kaldırımda

Pür dikkat

Soluma bakarken

Karşıdan gelen

Sağımdan geçen

Omuz attı

Sağ omzuyla

Sağ omzuma

Buruştu yüzüm acıdan

Döndüm baktım arkasından

 

Gö.üm yerse söveceğim

Önüne baksana ulan

Yemezse

Belki pardon diyeceğim

Zahmet edip

Dönüp bakmadı bile arkasına

Sanırım fark bile etmedi çarptığını

Yürüdü gitti

Kalabalığın içinde

,

Neyse dedim

İçimden

Kırık çıkık yok herhalde

Acısı geçer birkaç güne

Yürüdüm bende

 

Cami duvarının dibinde

Ağlayan bir çocuk

Hıçkırıyor

16-17 yaşında

Belki de daha genç

Çökmüş yere  oturuyor 

Üstü başı dökük

Yırtık ayakkabısı

Çorap yok ayağında

Yanında, üstü cam

Yer terazileri var ya

Kırılmış terazisinin camı

Camı sert cam

Kırılınca

Tuz buz olmuş

Dağılmış cam  

Kırılan sanki araba camı

Basmadan geçeyim camlara

Basarsam düşerim


Üzüldüm geçerken

Belli ki

Geçenlerden tartılan olursa

Geçinmek istiyor dilenmeden

 

Bu düşüncelerle yürürken

Biraz ilerde

Gördüm aynı tabloyu

De ja vu sahiden

Türbe duvarına yaslanmış

Ağlayan başka bir çocuk

Hıçkırıyor

16-17 yaşında

Belki de daha genç

Çökmüş

Oturuyor yerde

Üstü başı dökük

Yırtık ayakkabısı

Çorap yok ayağında

Yanında üstü cam

Yer terazileri var ya

Kırılmış onun da terazisinin camı

Camı sert cam

Kırılınca

Tuz buz olmuş

Cam dağılmış yerlere

 

Üstüne dayak da yemiş

Böyle ağladığına göre

Bu kez içim cız etti

Olamaz dedim

Bu şiddeti belediye yapmaz

Belli ki birileri kırıyor

Garibanların terazilerini

 

Yürüyorum

Yürürken kalabalık sokaklar tercihim

Tenhada, illa bulaşan olur

Sadaka ister

Gözüne kestirirse

Alır cüzdanını soyar beni

Olmadı, bir iki

Sallar bıçağını karnıma

Sonra bırakır gider

 

Yakalansa da hakime

Açtım

Tinerliydim der

Beraat eder

 

Tek başıma yürürken

Aklımda bunların hepsi

 

Böyle miydi?

Büyük şehirde yürümek


Açlık ve sefalet değil

Bunlara sebep

İnsanı insanlıktan çıkaran

İşsizlik

Kaybedeceği bir şeyi kalmadıysa

Basit insanın ana duyguları 

Şiddet ve çıkar duygusu

Bütün ruhunu kaplıyor


Adana’da gördüğüm 

Şiddet dediklerim bunlar...


(Bu yazıda anlattıklarımı, benim ve arkadaşlarımın başından

geçmiş gerçek olaylardan derledim.)

İstanbul, 05 12 2016 

Barbaros İrdelmen

21 02 2023, İstanbul, 01:22

( Adana Gezisi başlıklı yazı Şair Baba tarafından 21.02.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.