Hangi rengin tutanağı idin ve hangi
gönle izinsiz girdin?
Mağdur bir ülkeydi yalnızlık ve
mazlum ve terk edilmiş…
Sıfatları yoktu ya da çoktu
bilinmezin
Bir giz ki tahayyül edilesi
Bir his ki zincire eklenen dilsiz
Mevsimin şah damarında saklıydı meali
hayatın
Şarkılar ve şiirler olsa ne ki
şiarın?
Kundaklanmış gün ışığı
Ve neşri yıldızların
Nesri ve edebi esintisi mağdur
bulutların
Konduğun illa ki kodaman bir yürek
Kapısından kovulduğun ne ki ah, sen,
şair…
Mevsimi ütüleyendin
Sözcükleri yüreğinde gizli ve besili
acıların
Kırık tekerinde bozuk düzenin
Ve yağan yaftalar misali
Kardan heceler ve kardan geceler
Kararan göğün okuduğu martavalı
Tek nefeste içine çeken
Katmer katmer açan çiçeklerin uçuşan
polenleri
Oysaki mevsimlerden kış ve inzivada
güneş ışınları
İkbalin ve mealin ve hicranın
Tam teşekküllü ruhunda saklı
feveranın
O ki:
Sessizlikle serildiğin hırpani
Ruhundan firar eden binlerce sözcüğün
kansız ihtilali
Bir hece ise tevekkülün
Bir cümle ise tevafuk bulan günün
Yüzü suyuna hürmeten
Tembihlisin de babadan
Ve sana yadigâr kalan
Köstekli saati rahmetlinin
Tam da ermişken hidayete
Ölüm müydü ziyaret eden yaşadığın
kıyamete
Öncülük eden ve ansızın
Bir gün bir ay bir yıl ama ansızın
Ar bildiğin neyse saklı yüreğinin iç
cebinde
Alyansı şiirin
Sözlendiği kaderin
İhanetine uğradığın insanlığın
rezaletine
Tanıklık eden yerin göğün muhtevası
Sözcüklerin bekâreti saklı şairin
içinde derinde
Bir misal ki arz edilesi
Bir mısra ki razı kılınası
Bir işaret ki…
Oldu olacak nerede ise
Nasıl k olanla ölüne yok çare
Ve işte ödediğin bedeller
Nasıl ki el, elden üstün
Hayatın dirayeti ve öğretisi
Yaşadıkça anlayacaksın, sen sevgili
şair…