BAĞIŞ

(Derin düşüncelere dalmış kişi sahnededir. Tedirgin haldedir, bir adam yaklaşır.)

Adam 1:Selam!

Kişi: Ne güzel bir söz bu! Tam da şu anda ihtiyacım olan! Derdim büyük!

Kendim ettim, kendim buldum. Allah’ı dinlemedim. Sonuç hüsran!

Adam 1: Şuara 220 der ki Allah her ne varsa işiten gören ve bilendir. Kötülüklerden korunman için yapan gerekenler vardır. Felak ve Nas surelerini bilir misin, onlar seni korur maddi manevi kötülüklerden.

Kişi: Nasıl?

Adam: Sen enerjini olumlu kullanırsan Allah da sana yardım edecektir. Ne demiş atalarımız, iyilik eden iyilik bulur.

(Adam 1 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Yanlış kişiler ile arkadaşlık ettim. Onları dinledim, onlar gibi düşündüm ve onların dediğini yaptım, sonuç hüsran!

Adam 2: Ali İmran 28 der ki Müminler, müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la ilişiği kesilir. Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna. Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır. Ve dönüş yalnız Allah'adır.

Kişi: Nasıl?

Adam 2: Gözlemlemiş olabilirsin. Kalbi katı dediğimiz kimselerin yüzünde ışık yoktur. Onlara kalbin ısınmadı ise uzak durman en iyisi. Ne demiş Mevlana, bülbül güle karga çöplüğe götürür.

(Adam 2 gider, Yeni bir adam daha gelir.)

Kişi: Yanlışlarımdan dönmek istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.

Adam 3: Bakara 45 der ki sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyiniz. Tövbe edebilirsin, Nasr 4 der ki Allah’tan bağışlanma dile çünkü o tövbeleri kabul edendir. Eğer başkasının hakkına girdiysen kısas uygulanmalıdır. Yine de bağışlanırsan Bakara 178’e göre diyet vermen gerekir. Bakara 179 der ki kısasta hayat vardır, umulur ki suç işlemekten kaçınırsınız.

Kişi: Nasıl?

Adam 3: Tüm samimiyetini tüm kalbini tüm imkanlarını kullanman gerekir. Düşünceler sözler ve eylemler tutarlı iyi niyetli yapıcı olmalıdır. Belki o zaman düşman bildiklerin dost bile olabilir. Ne demiş atalarımız, etme bulma dünyası.

(Adam 3 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Sakinleştim. Şu an eskiye göre daha huzurluyum.

Adam 4:Rad 28 der ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur. Anlattın, fark ettin ve rahatladın. Şimdi yapman gereken ise dünyada iyi bir iş ortaya koymak. Mülk 2 der ki hanginizin daha iyi iş işlediğini sınamak için, ölümü ve hayatı yaratan O'dur.

Kişi: Nasıl?

Adam 4: Baskın yeteneğini ortaya çıkarman gerekiyor. Kimileri çok güzel resim çizer, kimileri harika yazılar yazar, kimileri çok ahenkli besteler yapar, kimileri sporda olağanüstüdür, kiminin kafa zehir gibidir. Senin de yapman gereken bu. Kendini tanımalısın. Ne demiş hz.Ali, sınırını bilen helak olmaz.

(Adam 4 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Geçmişim gözümün önüne geliyor. Doğru olduğunu düşündüğüm işler de yaptım, hüsrana uğradığım da oldu. Bundan sonrası için ne yapmalı bilmiyorum.

Adam 5: Nisa 79 der ki sana gelen her iyilik Allah’tandır. Sana gelen her kötülük ise kendindendir. Heveslerine uyarsan, acele edersen ve bencilce açgözlü zalimce davranırsan kısaca Allah’a uymazsan kötülükler seni bulur. Enam 11 der ki yeryüzünde gezin dolaşın ve peygamberleri yalanlayanların sonu nasılmış bir görün. Peygamberler Allah’ın sözlerini ileten, sevgiye barışa huzura çağıran kimselerdir. Peygamberleri dinlemeyen toplumlar helak olmuştur. Hac 42 der ki Nuh, Ad ve Semud kavmi de yalanlamıştı. Hakka 6 der ki Ad ve Semud yok edildi.

Kişi: Nasıl? 

Adam 5: Her yaptığımızın bir bedeli vardır. Bu asırlarca bilinen ancak Newton’un isimlendirdiği etki tepki yasasına benzer. Sen hep bana hep bana diyeceksin, evrene bencilliğinle kötü enerji yayacaksın ve zararlı işler yapacaksın. Sonra da güzellikler bekleyeceksin! Bu durum Allah’ın yarattığı evrenin işleyişine ters bir durum. Bize düşen yararlı işler yapmaktır. Allah için emek harcayacaksın, gerekirse kan ter gözyaşı dökeceksin. Ne demiş atalarımız, zahmetsiz rahmet olmaz.

(Adam 5 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Yararlı işler yapmak… Yararlı iş yapmanın püf noktası nedir?

Adam 6: Zümer 9 der ki hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Bilen elbette kıymetlidir. İyi işler yapmak için öncelikle bilmen gerekir. Nisa 58 der ki emanetleri ehline teslim ediniz.

Kişi: Nasıl?

Adam 6: Okuyup öğrenip uygulamalısın. Genelde işinin ehli hekimden tedavi görmek istersin, işinin ehli öğretmenden ders almak istersin, işinin ehli aşçıdan yemek istersin. Bir işi yarım yamalak yaparsan sonuçları kötü olabilir. Ne demiş atalarımız, yarım hekim candan yarım hoca imandan eder.

(Adam 6 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Oku öğren uygula… Biraz zor değil mi?

Adam 7: Necm 39 der ki insan için çalıştığından başkası yoktur. Yararlı işler yapmak istersen çaba göstermelisin. Bakara 60 der ki Musa asasını yere vurunca 12 pınar fışkırdı. Musa asasını vurmasaydı pınar fışkırmazdı.

Kişi: Nasıl?

Adam 7: Gerekli olan istek Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Allah korkusunu, Allah sevgisini ve Allah bilincini yeterince içine işleyebilirsen harekete geçmen de kaçınılmaz olacaktır. Faydalı bilgiler de eklenince ortaya güzel sonuçlar çıkacağına emin ol. Ne demiş atalarımız, harekette bereket vardır.

(Adam 7 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Önüme engeller çıkarsa ne yapmalıyım?

Adam 8: Nisa 71 der ki düşmanlarınıza karşı önleminizi alın. Aslında en büyük düşmanımız Şeytan, ancak çoğu kişi bunun farkında değil. Fatır 6 der ki Şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin.

Kişi: Nasıl?

Adam 8: Savaşlarda bilinen bir gerçektir. Düşmanını ne kadar iyi tanırsan onu yenmen o kadar kolaydır. Şeytan bize tembellik fısıldar, kibir fısıldar, zulüm fısıldar ve daha başka her kötülüğü fısıldar. Kötülükleri değil, içimize doğan iyiliğe adalete sevgiye çağıran fısıltıları takip etmeliyiz. O sesler Allah’tandır. Allah bizden faydalı bilgileri öğrenmemizi ister. Faydalı bilgi seni korur, özellikle baş düşmanımız olan Şeytandan. Ne kadar faydalı bilgiye sahipsen o kadar kolay önlem alabilirsin. Ne demiş atalarımız, tedbir aklın yarısıdır.

(Adam 8 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Daha başka korunma yolları var mıdır?

Adam 9: Muhammed 7 der ki Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz diğer anlamıyla emrini tutar, dinini uygularsanız, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır. Allah’ın emirlerini uygularsan hayatının yoluna girdiğini göreceksin. Bakara 219 der ki ihtiyaçtan fazlasını bağışlaman gerekir. Paylaştığının sana fazlasıyla geri döndüğünü göreceksin.

Kişi: Nasıl?

Adam 9: Faydalı bilgiler mi öğrenmek istiyorsun? İhtiyacı olana ne kadar çok öğretirsen zamanla o kadar çok öğreneceksin. Maddi manevi bolluk mu istiyorsun? İhtiyacı olana maddi manevi destek olursan zaman içinde bolluk içinde olacaksın. Sevmek sevilmek mi istiyorsun? İhtiyacı olana en içten duygularınla sevgini ilgini bilgini göster ki karşılığını alasın. Ne demiş atalarımız: Ne verirsen elinle o gider seninle.

(Adam 9 gider, Yeni bir adam daha gelir.)

Kişi: Allah diyorlar ya, bu Allah’ı nasıl tanımlayabiliriz?

Adam 10: İhlas 4 der ki hiçbir varlık O’na denk değildir. Ne kadar tarif etmeye çalışsam da yetersiz kalacağım ancak şunu bil ki Yasin 83 der ki her unsurun egemenliği yalnızca kendi elinde olan Allah yücedir!

Kişi: Nasıl?

Adam: Bir yazı katiple, bir inşaat ustayla ve daha başka pek çok varlık sonradan var oluyorsa ilk olarak ne vardı sana sorarım. Bu varlıkları yaratan düzenleyen ölçen yöneten bir araya getiren gücün sahibine Allah diyebiliriz. Sadece maddesel olarak düşünme , anlamsal durumları da yöneten gücün sahibine Allah diyebiliriz. Bazen ademoğlu kendim yaptım zanneder halbuki ona o gücü vereni de hatırlaması gerekir. Ne demiş atalarımız, mağrur olma padişahım senden büyük Allah var.

(Adam 10 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Allah’a inanmak, Allah’a dayanmak, Allah’a güvenmek… Yapılması gereken nedir?

Adam 11: İbrahim 11 der ki inananlar ancak Allah'a dayansınlar. Huzurunu korumanın yollarından biri budur. Ali İmran 159 der ki bir iş yapmaya karar verdiğinde Allah’a güven. Şüphesiz ki Allah kendisine güvenenleri sever.

Kişi: Nasıl?

Adam 11: Vicdan dediğimiz Allah’tan gelen iç sesimizdir. Vicdanını akılla, inancını bilgiyle, kalbini de güzellikler ile doldur ki sürekli huzuru yakalayabilesin. Allah’ın seni sevdiğini anlamanın yollarından birisi de huzurlu musun ona bak. Allah ne emrediyor ise bizleri daha huzurlu daha mutlu daha sevgi dolu bulması içindir. Allah’a inananlar, Allah’a güvenenler ve Allah’ın dediklerini en güzel şekilde yapanlar tarihte kalıcı olmuştur. Hz. Muhammed 632’de vefat etti ama adı hala ezanlar ile anılıyor. Hz. Ali 661 yılında vefat etti ama hala Müslümanların sevgilisi. Atatürk 1938’de vefat etti ama hala kurduğu cumhuriyette yaşıyoruz. Ne demiş atalarımız: Hak yolunda yürüyorsan Allah yoldaşındır.

(Adam 11 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Birinin Allah ile olan ilişkisi nelere bağlıdır?

Adam 12: Nahl 90 der ki Allah iyilik adalet yardımseverlik emreder. Ne kadar cömert, paylaşımcı ve diğerkam olursan Allah ile olan ilişki o kadar sağlamdır diyebiliriz. İnsan 8’den 11’e kadar der ki Onlar, kendileri muhtaç olmalarına rağmen yoksulu, yetimi ve esiri doyururlar. Şöyle derler: “Biz sizi yalnızca Allah rızası için doyuruyoruz; sizden herhangi bir karşılık da teşekkür de istemiyoruz. Çünkü biz, zor ve belalı bir günde Rabbimizden korkuyoruz. Allah onları o günün şiddetinden korumuş olacaktır; yüzlerine parlaklık, kalplerine de sevinç verecektir.

Kişi: Nasıl?

Adam 12: Paylaşmak bir anlamda arzularından, korkularından ve benliğinden vazgeçmek demektir. Sevgi dolu olanların yapabileceği bir eylemdir. İnsanlar arasında öylesine bir paylaşım vardır ki tahmin edemezsin. Tek bir tanesi bile aksarsa denge bozulur. Bir öğretmen okula gelmezse, bir doktor hasta bakmazsa, bir polis nöbet tutmazsa diğerlerine daha fazla yük biner ve üstesinden gelinemeyebilir. Uhud Savaşını hatırlayalım. Okçular hz. Muhammed’in emrini dinlemedi, bize ganimet kalmayacak diye tepeyi terk etti ve sonuç yenilgi! O yüzden daima Allah’ın emirlerine uymalıyız. Paylaşımcı diğerkam ve cömert olmalıyız ki denge korunabilsin. Ne demiş eski bilgeler: Birbirini sevenler paylaşırlar bir dalı, birbirini yiyenler bölüşemez bir dağı.

(Adam 12 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Diğer insanlar ile olan ilişkimizde nelere dikkat etmeliyiz?

Adam 13: Hucurat 10 der ki müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki rahmete eresiniz. Kardeşlik bilinci yerleşmesi barış için gerekli olabilir. Ancak şu da bilinmeli ki herkes Allah’a inanmayabilir. İsra 53 der ki Mümin kullarıma söyle de inanmayanlara en güzel olan sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarına fesat sokar. Şüphesiz şeytan, insan için apaçık bir düşmandır.

Kişi: Nasıl?

Adam 13: Kardeş doğduğun andan beri belki de o doğduktan sonra sürekli paylaşımda olduğun kişidir. O bizim ilk arkadaşımız, ilk sırdaşımız, ilk hocamız olabilir. Söz ise öylesine etkileyici bir araçtır ki nasıl kullanıldığına göre muazzam etkiler gösterebilir. Ne demiş atalarımız: Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.

(Adam 13 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Sözün muazzam etkisi… Ya söze dökülemeyenler?

Adam 14: Nisa 148 der ki Allah, zulme uğrayanların dışında, çirkin sözün açıkça söylenmesinden hoşlanmaz. Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla bilendir. Yapmamız gereken olumlu sözler kullanmak ve bu sayede Allah’ın rızasını kazanmaktır.

Kişi: Nasıl?

Adam 14: Termodinamik der ki enerji yoktan var olmaz, varken yok olmaz ama dönüştürülebilir. Ses de bir enerjidir ve sözlerimiz ile seslere enerji yüklüyoruz. Enerji evrende etkileşim değişim dönüşüm süreçlerinden geçer ve bize geri döner. İyiyi yaymalıyız, kötüyü çağırmamalıyız. Ne demiş atalarımız, döner dolaşır seni bulur.

(Adam 14 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: İyi ve kötü ayrımını neye göre yapıyoruz?

Adam 15: Bakara 216 der ki Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz. İyilik ve kötülük ayrımı Allah’ı bilmekle, anlamakla ve dinlemekle mümkündür.

Kişi: Nasıl?

Adam 15: Düşün ki sen zulme uğradın. Bu zulüm sana maddi manevi kayıplar yaşattı. Belki bir düşmanın oldu, ancak bilemezsin ki düşmanın sana yeni tecrübeler kazandıracak, hayatını olumlu yönde değiştirecek hatta belki de ileride düşman dediğin kişi yaptığından pişman olup seninle dost olacak. Kurtuluş Savaşında Kütahya-Eskişehir çatışmalarında Türk milleti kaybetmiş olabilir ancak bu durum Mustafa Kemal Atatürk’ün Sakarya Savaşında komutayı ele almasıyla Türk milletinin zaferiyle sonuçlanmıştır. Ne demiş Nietzsche: Öldürmeyen acı güçlendirir.

(Adam 15 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Güç dediğin ne kadar önemli bir kavram?

Adam 16: Enfal 60 der ki Siz de düşmanlara karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve cihad için beslenen atlardan hazırlık yapın, onunla hem Allah düşmanını korkutursunuz hem sizin düşmanınızı hem de onlardan başka diğerlerini ki onları verseniz ecri size tamamen ödenir, hiç de ziyan etmezsiniz. Düşmanına galip gelmek için gerekli hazırlıkları yapmalısın. Düşmana karşı yaptığın her hazırlık senin gücünü oluşturur.

Kişi: Nasıl?

Adam 16: O zamanın savaş gücünü besili atlar oluşturuyordu. Bu zamanda ise neyin gücü temsil ettiğini sen daha iyi bilirsin. Güç galip gelmen için gerekli bir kavramdır. Doğaya bak, en güçlü erkekler soyunu devam ettirebiliyor, diğerleri eleniyor. Devletlere bak, toplumsal düzeni sağlamak için gerekli olursa kolluk güçlerini kullanıyor. Tarihteki önemli olaylara bak, güçlü olanlar tarafından gerçekleştiriliyor. Ne demiş atalarımız: Büyük balık, küçük balığı yer.

(Adam 16 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Güçlü olmak için nelere ihtiyacım var?

Adam 17: Mücadele 11 der ki Allah içinizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir. Birincisi ilim. Nahl 12 der ki Sonra geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da O’nun emrine boyun eğmişlerdir. Gerçekten bunda aklını kullanan bir toplum için nice ibretler, dersler vardır. İkincisi akıl. Kehf 14 der ki Onların kalplerini cesur kıldık. O yiğitler o yerin hükümdarı karşısında ayağa kalkarak dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz. Üçüncüsü ise cesaret.

Kişi: Nasıl?

Adam 17: Bizi farklı kılacak olan üç özellikten bahsettim. Atatürk kendini faydalı bilgilerle yetiştirmeseydi, doğru zamanda doğru yerde doğru hareketi yapmasaydı, düşmana karşı çıkmasaydı bugün özgür olabilir miydik? Tek gereken cesaret belki de, şeytana karşı galip gelmek için… Ne demiş atalarımız, cesurun bakışı korkağın kılıcından keskindir.   

(Adam 17 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Güce ulaştıktan sonra tam olarak ne yapmamız gerekiyor?

Adam 18: Rad 22 der ki Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açıkça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. İşte bunlar, bu hayatın akıbeti kendilerinin olacak olanlardır. Gücünü Allah yolunda kullanmalısın. Hac 78 der ki Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit ve örnek olsun, siz de insanlara şahit ve örnek olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!

Kişi: Nasıl?

Adam 18: Cihad kavramını sadece elinde kılıçla düşünmek doğru olmaz. Allah rızası uğruna kalpten söylenmiş bir söz, ustalıkla kaleme alınmış bir yazı, gönülleri fetheden bir davranış kaba kuvvetten daha etkili olabilir. Yunus Emre sözün cihadını, Harezmi kalemin cihadını, Mevlana davranışın cihadını yapmıştır ve hepsi bugün saygıyla anılıyor. Allah’a güveniyorum diyen herkes elinden gelenin en iyisini yapmalıdır. Ne demiş atalarımız: Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.

(Adam 18 gider, Yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Sabır üzerine o kadar konuştun ki merak ediyorum sabır nedir?

Adam 19: Kaf 39 der ki O halde Resulüm, onların alay ve hakaret dolu sözlerine sabret; gerek güneşin doğuşundan önce, gerek batışından önce Rabbini övgüyle tesbih et! Sabır, ilerlediğin yolda zorluklar olmasına rağmen o zorlukları aşma için gösterdiğin çaba ve direnme gücüdür. Tüm peygamberlerin sabrı sınanmıştır.

Kişi: Nasıl?

Adam 19: Nuh’un oğlu Kenan gemiye binmedi ve boğuldu, Musa’yı kavmi terk etti, Muhammed Taif’te taşlandı! Sabır başarı için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Hazzı erteleme deneyinde bahsedeyim. Çocukların önüne çikolata konuyor ve 2 dk boyunca yemezler ise ikinci çikolatanın verileceği söyleniyor. Bazı çocuklar bekliyor bazı çocuklar zaman dolmadan çikolatayı yiyor. İlerleyen zamanlarda görülüyor ki ikinci çikolatayı alabilen çocuklar daha başarılı olmuş. Ne demiş atalarımız: Sabır acı meyvesi tatlıdır.

(Adam 19 gitmez, sahneye diğer 18 adam da gelir)

Kişi: Çok güzel konuştunuz. Bana yol gösterdiniz. Bana bilmediklerimi öğrettiniz. Nasıl?

19 adamın tümü: Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla!

BORÇ

(Yerinde duramayan adam sahnededir. Sinirli haldedir. Bir adam yaklaşır.)

Adam 1: Selam!

Kişi: Sen de nereden çıktın be adam, yaklaşma bana yoksa karışmam! Bana büyük zulüm yaptılar. Hem de çok büyük, akıl alır gibi değil!

Adam 1:  Tur 47 der ki zulmedenler için bundan(dünya) başka(ahiret) bir azap da vardır. Fakat onların çokları bilmiyorlar. İnsanlar gerçekten bilmiyorlar. Enbiya 1 der ki İnsanların hesap verme vakti iyice yaklaştı; fakat onlar hâlâ koyu bir gaflet ve umursamazlık içinde gerçeklerden inatla yüz çeviriyorlar.

Kişi: Nasıl?

Adam 1: Bu alemde her unsur birbiri ile bağlantılıdır. Batı bu duruma kuantum dolanıklık der, İslam ise tevhid der. Herkes eylemleriyle, söyledikleriyle hatta düşünceleri ile alemi düzenler. Bu durumu bilmeyenler birbirini yer durur. Sen olumsuz hareket edersen olumsuz sonuçlar ile karşılaşırsın. Bir anlık öfkesine yenilip soluğu hapiste alan pek çok insan vardır. Ne demiş atalarımız: Öfkeyle kalkan zararla oturur.

(Adam 1 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Öfke… Öfke nerede ne zaman nasıl kullanılmalıdır?

Adam 2: Tevbe 14 der ki Allah’tan başka Tanrı edinenlerle ki-bunlar dönemin zalimleri oluyor- savaşın ki Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın, onları rezil etsin; onlara karşı size yardım etsin ve mümin topluluğun kalplerini ferahlatsın. Öfke zalime karşı olursa anlamlıdır yoksa kişiyi felakete sürükler. Ali İmran 134 der ki Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.

Kişi: Nasıl?

Adam 2: Öfke öylesini bir kuvvet verir ki sen de gözlemlemişsindir. Çanakkale Savaşı Seyit Onbaşı’yı hatırlatırım. Gayrimüslim zalimler tarafından işgal edilmek üzereyken gariban milletimiz için düşmana karşı öylesine ağır bir top mermisini sırtlayabilmiştir ki savaştan sonra Atatürk’ün ziyareti sırasında kaldıramamıştır. Sen zor durumda zor anında zorlu yerde Allah’tan yardım iste, gerekli kuvveti bulacaksın Allah’ın da izniyle. Zalime karşı olmadığı sürece öfkeni yutman en doğrusudur. Aksini yaparsan zararlı çıkarsın. Ne demiş atalarımız: Rüzgar eken fırtına biçer.

(Adam 2 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Kim zalim kim mazlum, bunun ayrımını nasıl yapıyoruz?

Adam 3: Nahl 90 der ki Allah iyilik adalet yardımseverlik emreder. Bunları yaparsan Allah da seni sever ve sana bağışladıkça bağışlar. Enam 21 der ki Allah’a yalan uydurarak iftira eden ve O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Şüphesiz ki o zalimler, kurtuluşa ermezler. İyilik adalet yardımseverlikten uzaklaşır isen zalim olursun.

Kişi: Nasıl?

Adam 3: Sen de gözlemlemişsindir. Cinayet işliyorlar. Yalan söylüyorlar. Hırsızlık yapıyorlar. Torpil yaptırıyorlar. Faiz yiyorlar. İşleri bilmeyene veriyorlar. Tecavüz ediyorlar. Dalga geçiyorlar. Haddi aşıyorlar. Rüşvet alıyorlar. İftira atıyorlar. Bilmeden konuşuyorlar. Korkak davranıyorlar. Fesat çıkarıyorlar. Terbiyesizleri övüyorlar. Bunlar Allah’ın istemediği davranışlardır. Kim bunları yapıyorsa zalimdir. Kim bunlara maruz kalıyorsa o da mazlumdur. Sanma ki zalimin yaptığı yanına kalır. Nemrut da Firavun da Karun da yok oldu. Ne demiş atalarımız: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.

(Adam 3 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Neden kötülükler, zulümler ve zalimler bitecek gibi görünmüyor?

Adam 4:  Yusuf 103 der ki sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir. Allah’ı bilmeyen, Allah’ın koyduğu kuralları tanımayan ve Allah rızasına aykırı eylemler yapanlar çoğunlukta ise durumlarda düzelme bekleme. Rum 41 der ki insanların kendi işledikleri kötülükler sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı kötü sonuçlarını dünyada onlara tattıracaktır. Belki de insanlar ders almıyor.

Kişi: Nasıl?

Adam 4: Hatalardan ders alınsaydı aynı hatalar tekrar tekrar yapılır mıydı, bir düşünsene. Akıl aslında en büyük nimetlerdendir ama çoğu insan farkında değil. Hatasız kul olmaz derler doğrudur ama bir hatayı pek çok kere işlersen artık bir yaptırım söz konusudur ki faydası olsun. Ne demiş atalarımız: Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.

(Adam 4 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Akıl ne tür bir kavramdır?

Adam 5: Casiye 23 der ki heva ve hevesini tanrı edinen ve Allah'ın kendi katındaki bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ibret almayacak mısınız? Akıl bize Allah’tan bir armağan, bir nimet ve bir emanettir. Bu emaneti düzgün kullanmazsak sonumuz kötü olacaktır. Yunus 100 der ki Allah pisliği aklını kullanmayanlara yağdırır.

Kişi: Nasıl?

Adam 5: Sen de gözlemlemişsindir. Düşünmeden söylenen sözler, düşünmeden yapılan davranışlar, düşünmeden alınan kararlar genellikle kötü sonuçlanır. Duygular ile mantığı ahenkli kullanabilmeyi öğrenmemiz gerekir. Buna da genellikle akıl derler. Ani gelişen etki tepkilerden kaçınmamız gerekir. Hapishaneler hastaneler yetimhaneler ani gelişen etki tepkilerin sonucunu yaşayan insanlar ile doludur. Akıllı olmalıyız ki Allah da bize iyilikler versin. Ne demiş atalarımız: Akıl kişiye sermayedir.

(Adam 5 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Daha akıllı olmak istiyorum, ne yapmalıyım?

Adam 6: Ali İmran 191 der ki Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerineyken her zaman Allah'ı hatırlar; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünür ve şöyle derler: "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın.* Sen yücesin.* Bizi cehennem azabından koru!  Bütün yaşadıkların yaptıklarının-yapmadıklarının ve yapamadıklarının sana bir yansımasıdır. Bunu iyi ayırt edebilmen gerekir. Nahl 53 der ki Nimet olarak size ulaşan ne varsa hepsi Allah'tandır.

Kişi: Nasıl?

 Adam 6: Eski filozoflar-İslam bilginleri-Modern bilim der ki ne varsa bilinçaltınıza kodlanmıştır. Zamanı gelince gerçekleşmeyi bekler. Nasıl bir yol izlersen izle, hepsi de senin bilinçaltının bir yansımasıdır. Zihnine ne kodlamışsan onunla karşılaşırsın. Buna çekim yasası da derler dua da derler. Her işin ince ayrıntıları püf noktaları kilit taşları vardır. Akıllı olmak için de bunları araştırmalısın. Ne demiş atalarımız: Danışan dağı aşmış danışmayan düz yolda şaşmış.

(Adam 6 gider, yeni bir adam daha gelir.)

Kişi: Modern bilim-İslam-Felsefe… Bunlar neden bir arada değerlendirilmeli?

Adam 7: Yasin 83 der ki Bütün varlığın egemenliği yalnızca kendi elinde olan Allah yücedir! Hepiniz, yalnızca O'na döndürüleceksiniz. Öncelikle şunu anlamalısın, bu evrende ne varsa Allah’tandır. İhlas suresi der ki de ki Allah birdir, Allah hiçbir varlığa muhtaç değildir ama bütün varlıklar O’na muhtaçtır, doğmamış ve doğrulmamıştır, hiçbir unsur O’nun dengi değildir.

Kişi: Nasıl?

Adam 7: Zihin-Madde-Enerji-Bilinç-Somut-Soyut-İşleyiş her ne dersen de bunların bir çıkış noktası bir kaynağı bir başlangıcı olmalıdır. Daha önce bahsedildi, evren birdir ve her unsur birbiri ile bağlantılıdır. Önce düşünce vardı sonra emek harcanır nihayetinde ete kemiğe bürünebilir bile. Her durum diğerini tetikler ve süreçler bittiğinde bir eser ortaya çıkar. Yazarken önce düşünürsün, sonra kağıt kalemi kullanırsın ve belli bir zaman sonra bir metin ortaya çıkar. Bu durumları birbirinden ayrı düşünmek aldatıcı olacaktır. Birlik oluşturmak önemlidir tabi temeli sağlam olmak şartıyla. Ne demiş atalarımız: Nerede birlik orada dirlik.

(Adam 7 gider, yeni bir adam daha gelir.)

Kişi: Evren ve işleyişi üzerine neler söylenebilir?

Adam 8: Rahman 7 der ki göğe gelince, Allah onu yükseltti, kâinattaki mükemmel ahengi sağlayan ölçü ve dengeyi koydu. Son ayetteki kelimelere dikkat et. Denge ve ölçü… Cin 28 der ki Allah ilmiyle ne varsa kuşatmıştır ve ne varsa tek tek saymıştır. Demek ki evrenin temelinde düzen ve ölçüyü sağlayan bir güç var.

Kişi: Nasıl?

Adam 8: Önceleri tek bir nokta vardı. Büyük Patlama ile tek nokta parçalandı ve şimdiki evrenimiz oluştu. Fizik yasalarının sabitleri olan ölçüleri ile de denge kuruldu. Bir bina inşa ettiğini düşün. Çok derine kazarsan malzeme bitebilir enerji harcarsın yorulursun. Çok yüzeyde kalırsan bina yıkılabilir kullanışlı olmaz hüsrana uğrarsın. O yüzden ne az ne fazla, kararında… Ölçülerin amacı dengeyi korumak olmalıdır. Ne demiş atalarımız: Az verme hırsız edersin, çok verme arsız edersin.

(Adam 8 gider, yeni bir adam daha gelir)

 Kişi: Hırsızlık, arsızlık, yüzsüzlük ve benzeri davranışların önüne neden geçilemiyor?

Adam 9:  İbrahim 3 der ki Dünya hayatını ahirete tercih edenler, insanları Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler. İnsanlar kendilerinin nereden geldiğini, güzel işler yapması gerektiğini ve Allah’ın ruhundan birer parça olduğunu unutuyor.  Fatır 28 der ki Kulları içinde Allah'tan ancak âlimler korkar. Şüphe yok ki Allah çok güçlüdür. Hüküm ve hikmet sahibidir. Bize düşen bunların farkındalığında yaşamaktır.

Kişi: Nasıl?

Adam 9: İnsanın yapıtaşı hücre kabul edilir. Hücre moleküllerden, moleküller atomlardan oluşur. Atomu moleküle, molekülü hücreye çeviren ne olabilir sence? Batı bu duruma kozmik bilinç der İslam ise Allah’ın ruhu der. Bizler bu ruha bağlı olarak hayatımızı sürdürüyoruz. Allah’tan bir parça taşıyoruz ve O’nun emaneti olan bedenlerimiz içinde kendimizi ifade ediyoruz. Allah’ı bilen O’nun istediği gibi davranır. Günümüz insanları çoğunlukla kendini tanımıyor. Bu yüzden üzücü olaylar yaşıyoruz. Bize düşen faydalı bilgiler ile kendimizi donatmaktır. Ne demiş ibn-i Arabi: Kendini bilen Rabbini bilir.

(Adam 9 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Kendini tanımak neden bu kadar önemli?

Adam 10: Haşr 19 der ki Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar, yoldan çıkan kimselerdir. Aileni düşün, arkadaşlarını düşün, eşini düşün. Hepsini bir arada düşün. Yaptığın seçimler seni yansıtıyor. Hakka 24 der ki  Cennettekiler, geçmiş günlerde işledikleriniz iyi amellerinize karşılık, âfiyetle yiyin, için. İyiyi seçersen cennete, kötüyü seçersen cehenneme gidersin.

Kişi: Nasıl?

Adam 10: Yusuf peygamberi hatırlatırım. Nefsine köle olsa Mısır’a sultan olabilir miydi?  Allah seni tanıyor. O her bilginin sahibidir. Sen kendini yeterince tanımıyorsun ve ölene kadar da tanımayacaksın tam anlamıyla.  Kendini tanımak istersen bugüne kadarki bütün ilişkilerini gözden geçirmeni öneririm. İçine doğan düşünce seni yansıtacaktır. Kimleri sevdiğin kimleri sevmediğin kimlere özendiğin kimlere tepeden baktığın kimlerden kaçtığın kimlerden korktuğun… Yüzleşmek bazen zor olsa da gerçeğe ulaştırır. Ne demiş hz.İsa: Gerçek seni özgür kılar.

(Adam 10 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Gerçek nedir?

Adam 11: Enam 114 der ki Size Kuran’ı gerçek olarak indiren O iken ben Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?”  de. Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından gerçek olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O hâlde, sakın şüphecilerden olma. Kuran’da gerçekler açıkça belirtilmiştir. Kurtuluşu başka yerde aramak cehalettendir. Cuma 10 der ki Allah'ı çok hatırlayın; umulur ki kurtuluşa erersiniz.

Kişi: Nasıl?

Adam 11: Doğruluğu deney gözlem tespit yoluyla kavranan bilgiye gerçek denir. Kuran bize adaletli olmayı, iyilikler yapmayı, paylaşmayı, doğruları uygulamayı, kötülüklerden uzak durmayı emreder. Pek çok ayette bize kıssadan hisselerden bahseder. Allah iyidir, bizim iyiliğimizi ister, iyi olmamızı emreder. Bu dünyayı da belirli düzenlere kurallara ölçülere göre tasarlamıştır. Batı bu duruma yaradılış kodları der, İslam ise fıtrat der. Kim bu durumlara aykırı iş yaparsa dengesi bozulur içi daralır hüsrana uğrar. Son nefesinde insanlara dikkat et. Mutlu ölen de var, korkan da var, pişman olan da var. Aradaki fark nasıl yaşadığındadır. Ne demiş atalarımız: Etme bulursun, inleye inleye ölürsün.

(Adam 11 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Ya ölüm mutlak bir son ise?

Adam 12: Fussilet 39 der ki Allah’ın varlığının delillerinden biri de şudur: Sen yeryüzünü boynu bükük kupkuru görürsün. Onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman kıpırdar kabarır. Şüphesiz ki, onu dirilten, elbette ölüleri de diriltir. Şüphesiz O, her şeye gücü hakkıyla yetendir. Buradan anlıyoruz ki ölümden sonra dirilmek var. Müslüman olmanın bir sevinci de buradadır. Bu dünyada hakkımız yendi  ise ölümden sonra hakkımızı alabiliriz. Zilzal 7-8 der ki Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onun karşılığını görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onun karşılığını görür.

Kişi: Nasıl?

Adam 12: Evrende sınırsız bilginin kayıtlı olduğundan bahsedilir. Batı bu duruma kollektif bilinçaltı der, İslam ise Levh-i Mahfuz der. Ne yaparsak kaydediliyor. İyilik yaptıysak iyilikle kötülük yaptıysak kötülükten sorguya çekileceğiz. Bazı hesaplar dünyada kapatılmamış olabilir. Bu yüzden de adaletin yerine gelmesi için ölümden sonra dirilmenin olması gerekiyor. Allah’ın bir adı da Adil’dir. Bu ismin tecellisi olarak ahiret de vardır. Ne demiş atalarımız: Yarına kalır ama yanına kalmaz.

(Adam 12 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Kollektif bilinçaltı ve Levh-i Mahfuz diye bahsedilen olguda başka ne tür bilgiler var?

Adam 13: Hadid 22 der ki Yeryüzünde ve öz benliklerinizde tüm musibetleri, biz onu yaratmazdan evvel bir kitapta belirledik. Bu, Allah için çok kolaydır. Geçmişin de geleceğin de bilgileri Allah tarafından bilinir. Enam 59 der ki Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır. Onları Allah'tan başkası bilemez. O karada ve denizde olan her şeyden haberdardır. İnsan ne yaparsa hem kendi kontrolünde hem de Allah’ın kontrolündedir.

Kişi: Nasıl?

Adam 13: Kuantum dalgalanmadan bahsedeyim. Tekneye arkadan dalga gelse de sallanır, önden dalga gelse de sallanır. Zaman da döngüseldir her ne kadar bize ileriye akıyor gibi gelse de. Biz yaşadığımız her an, geldiğimiz yere, varlığımızı bulduğumuz kaynağa, Allah'a dönüyoruz . Geçmişte yaşadığın olaylardan aldığın sandığın ilhamlar belki sana gelecekten de gelmiş olabilir. Zaman kavramı fizikçilerin hala çözmeye çalıştığı bir olgudur. Ne demiş zaman hakkında İbn-i Haldun: Bekleyince yavaşlar, gecikince hızlanır, üzülünce can yakar, mutlu olunca kısalır, acı çekince bitmek bilmez, sıkılınca uzar.

(Adam 13 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Zaman bu denli karışık bir olguysa kadere ne demeli?

Adam 14: İsra 13 der ki Biz her insanın kaderini; kendi çabasına bağlı kıldık. Kader konusu pek çok insanın kafasını karıştıran bir konudur. Tam olarak bilinmeyen bu konuda insanlar kolaya kaçarak kaderim böyleymiş diyebiliyorlar. Nahl 93 der ki Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet kılardı; fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız.

Kişi: Nasıl?

Adam 14: Kaderi anlatmak için sicim teorisi ve evrenin işleyişine değinmem gerekiyor. Bu evrende düzen ve kaos bir aradadır. Seçilebilen ve seçilemeyen kader de bir aradadır ve bu ikisi birbirine paralel ilerler. Allah katında geçmiş gelecek belirlidir. Bir yolda yürüdüğünü düşün. Sağa sapsan da sola sapsan da düz gitsen de farklı olaylar ile karşılaşacaksın. Kader de bu şekildedir, senin seçimlerine göre şekil alır. Sonsuz seçenek söz konusudur. Bize düşen Allah’ın istediği yoldan gitmektir. Ne demiş atalarımız: Doğru istikamette yürürsen yoldaşın Allah’tır.

(Adam 14 gider, başka bir adam daha gelir)

Kişi: Sonsuz seçenek nasıl mümkün olabilir aklım almıyor, açıklar mısın?

Adam 15: Fatiha 2 der ki Hamd alemlerin rabbi olan Allah’a özeldir. Birden çok hatta sonsuz sayıda  alem olabilir. Kehf 109 der ki Rabbimin kelimelerini yazmak için denizler mürekkep olsa, hatta bir o kadar daha ilâve yapsak, Rabbimin kelimeleri tükenmeden o denizler tükenir. Bu ayetten anlıyoruz ki Allah sonsuz ilim sahibidir.

Kişi: Nasıl?

Adam 15: Allah senin için nedir? Gökte yaşayan eli asalı cübbeli sakallı bir karakter mi çizgi filmlerde gördüklerinden? Bu düşünce biçiminden arınman gerekiyor. O’nun bize ihtiyacı yok ama bizim O’na her anlamda ihtiyacımız var. Kalbin atmasa yaşamın devam eder mi? Kalpleri attıran da Allah’tır, rüzgarı estiren de Allah’tır, bahar geldiğinde çiçeği açtıran da Allah’tır. Belki farklı evrenlerde farklı yasalar vardır, bilemezsin. Bu tür soruları sorman güzel, bu sorular imanını arttıracak ise devamı gelsin. Yine de en güzeli senin güzel işler yapmandır ki dünyayı da güzelleştirebilesin. Ne demiş atalarımız: Gayret benden, takdir Allah’tan.

(Adam 15 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: İmanımı arttırmak istiyorum, neler yapmalıyım?

Adam 16: Bakara 152 der ki O halde siz beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin. Her yaptığın işte Allah rızasını gözetmelisin. İlimde derinleşmelisin. Sevgini çoğaltmalısın. Yunus 5 der ki Güneşi aydınlatıcı, ayı ise aydınlık yapan, yılların sayısını ve hesaplamayı bilesiniz diye ona menziller belirleyen O’dur. Allah bütün bunları hikmet ve fayda esasına göre yarattı. Bilme kabiliyetinde olanlar için de ayetlerini detaylı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Kişi: Nasıl?

Adam 16: Nasıl ki dilekçe yazarken ifadelere kurallara detaylara dikkat ediyorsak Allah’tan isterken de yapmamız gerekenler vardır. Tüm evrenin iyiliğini yararını bütünlüğünü düşünmemiz gerekiyor. Düşünmek yetmez, uygulamak gerekir. Sen Allah’tan yararlı işler yapmak iste, O bütün evreni sana hizmet etmesi için elverişli hale getiriyor. Batı bu duruma çekim yasası der İslam ise tevafuk der. Peygamberimiz mazlum müslümanlar için hicret etti, O’nu mağarada koruyan örümcek ağıydı. Halbuki örümcek ağı en zayıf evdir Kuran ayetlerine göre. Yeter ki Allah istesin, olmayacak iş yoktur. Ne demiş atalarımız: Allah isterse bir kulun işini, mermere geçirir dişini; istemezse işini, muhallebi yerken kırar dişini.

(Adam 16 gider, yeni bir adam daha gelir)

 Kişi: Tüm evrenin yararı… Bu bana imkansız gibi geliyor. Yaptıklarımdan hoşnut olmayanlar ne olacak?

Adam 17: Hicr 97 der ki Doğrusu biz, onların ileri geri söyledikleri kötü sözler yüzünden canının sıkıldığını, göğsünün daraldığını çok iyi biliyoruz. Hz. Muhammed de geçti aynı yollardan. Bakıyoruz tarihe, ortak koşanlar inanmayanlar gerçeği gizleyenler aldatanlar güçlüydü ama Hz. Muhammed kazandı. Hicr 98 der ki Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.

Kişi: Nasıl?

Adam 17: Ebu Leheb örneğinden ilerleyelim. Hz. Muhammed’e zulmetmiştir karısıyla birlikte. Hz. Muhammed adaleti iyiliği yardımseverliği savunuyordu. Ebu Leheb ise bunları kabul etmiyordu. Sonra ne mi oldu? Ebu Leheb müslüman oldum söylentisini ortaya yapıp Kuran ayetlerini aklınca geçersiz kılabilirdi ama müslüman olmadı. Alevli ateşe sokulacak. Malı mülkü de onu kurtaramayacak. Ne demiş Yunus Emre: Mal da yalan mülk de yalan var biraz sen oyalan.

(Adam 17 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Bu dünyadaki sorunların maddi manevi adaletsizlik yüzünden ortaya çıktığını düşünüyorum, sence?

Adam 18: Nur 42 der ki Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; dönüş de ancak O'nadır. Ben de aynı fikirdeyim. Bu yüzden Kuran’da sık sık zekat sadaka infak emredilir. Asr suresi der ki  Asr´a yemin olsun ki, insan mutlaka bir ziyandadır. Ancak iman edenler, iyi işler işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır. Bu yüzden neyin varsa Allah için sadakasını vermelisin.

Kişi: Nasıl?

Adam 18: Bedenin sadakası onu Allah rızası için hareket ettirmektir. Kazandığının sadakası onu  bağış ve borç olarak vermektir. İlminin sadakası bilmeyene öğretmektir. Bu sayede hem Allah katında hem insanlar hem melekler tarafından sevilirsin. Atatürk bu millete matematik terimleri üretmiş ve geometri kitabı yazmıştır. Matematik ve Geometri evreni kavrayabilmek için bilim yapmak için daha sade çözüm odaklı akıllı olmak için gerekli derslerdir. O yüzden neyin varsa sadakasını vermelisin. Ne demiş atalarımız: Harekette bereket vardır.

(Adam 18 gider, yeni bir adam daha gelir)

Kişi: Neden bağış ve borç vereyim ki?

Adam 19: Ahzap 72 der ki Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik de onlar onu yüklenmekten çekindiler ve onun sorumluluğunu yerine getirememekten korktular. Ne var ki, onu insan yüklendi. Bunca kabiliyet ve nimetlerle donatıldığı halde yüklendiği emanetin hakkını veremeyen insan ne kadar zalim, ne kadar cahildir. Anlaman gerekir ki her varlığın sahibi Allah’tır. Sen sadece emanetine bakmakla yükümlüsün. Kazandığın da emanet, öğrendiğin de emanet, yediğin içtiğin de emanet. Hepsi Allah’a dönecek. Cuma 8 der ki De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.

Kişi: Nasıl?

Adam 19: Mal para kaynak sahibi olma hırsı insanın en büyük aldatıcısıdır. Uhud savaşını hatırla. Okçular bize ganimet kalmayacak diye Allah’ın ve Hz. Muhammed’in dediklerini dinlemediler ve tepeyi terk ettiler. Arkaya dolanan düşmanlar kıskaca aldılar ve savaş kaybedildi. Biz de Allah’ı ve emirlerini dinlemezsek hem bu dünyada hem ölümden sonra hüsrana uğrarız. O yüzden yapılması gerekenlerden bahsettik.

(Adam 19 gitmez, sahneye diğer 18 adam da gelir)

Kişi: Çok güzel konuştunuz, bana yol gösterdiniz, bana bilmediklerimi öğrettiniz. Nasıl?

19 Adamın tümü: Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla!

 

 

 

 

 

 

( Bağış Ve Borç... Ayetler-özlü Sözler-bilimsel Gerçekler başlıklı yazı Aliriza. tarafından 31.01.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.