Düşler mubah, şair şiirler de.
İklimde seken yüreğine yazıklar olsun
Sevgiyi delik deşik eden renklere
isyanım
Arşı alaya çıkan yalnızlığın, şair…
Ve evet: sen bir günahkârsın.
Yaftalar uçuşan ve imgeler
Serildiğin şu döşekte ömrün geçer
İhya edilesi idi oysa yüreğin önceden
Sevdiğin kadar da sevildiğin
Bilmesen de geldi erkenden göç vaktin
Uyuma şair
Uy da kurallara
Selamın yitik olsa da kelamını sun
insanlara
Derdest edilmiş bir hayattan arda
kalan ne ise
Semazen yüreğinle bestele en güzel
şarkını
En güzelini yap ve aşka ayır vaktini
Azıcık da kendini sev
Neylerse Mevla güzel eyler
Unutma farkını
Fidan boyunda gün
Sen şair ve hüznün:
S/üzüldüğün kadar sızlandığın
Sızan acından devasa katlar çıktığın
hayatın
Varsın olsun manifestosu yazdıkların
Yakardığına illa ki taptığın
Yazdıklarındır yüreğinin atığı
Yazdıklarındır yüreğin attığı kadar
Hemhal olduğun kader
Kederinle istifli sözcüklerin
Hüzün dilekçen
Sarmalında hayatın minik bir kuş
Semiren acıların nezdinde çıktığın o
dik yokuş
Varlığın ve yokluğun nasıl da berduş
Bir imgedir seni çağıran uzaklardan
Ve iyi ki de el açtığın sadece
Yaratan
Bir yaratı ise şiir
Tanrısısın kelimelerin
Ölümlü ise yaşadığın beden ve ömür
Tevazu yüklü olduğun kadar
Boy verecektir
Varsın olsun kaderin yalnızlığın
ikame ettiği
Şüphe de etme kendinden
Yazdığın kadar temenni ettiğin
Her yeni gün her umut
Elbet bayrağını diktiğin kadar
Mutluluğun da temeli
Tayin ettiğin bir duygu bir huzur bir
de konduğun bulut
Kaybolmaya ramak kala
Rabbinin sunduğu ışık
Kordan mıdır yüreğin?
Kör müdür sevgini sunduğun kadar
sevilmediğini
Beyan eden gözler?
Közünde aşkın
Tek kozun mademki sevgin
Dilemması yüreğin
Ve dil yaran
Kapıp da koyuverdiğin ne çok acı asla
değil yalan
Yandığın neferin
Yaktığın her şiirin
Yana yakıla sevginin
Bir uzantısı madem kalemin
Matemine sadık ol ve koru cesaretini
gücü de
Güç bela sevenlere aldırış etmeden
Kaz mezarını sergüzeşt kaleminle
Katıksız sevgin hizmet ettiği kadar
evrene
Hâkimiyeti sevginin
İlla ki reşit kılacaktır mutluluğunu
Gaipten gelen coşkuna da ek ruhunu
Ve biç sadece biç gönlün güruhu
İken duyguların ve tutulan nutkunu
Kimse ayyuka çıkaran
Noksanlarını da sev ve hiçliğine
kanat aç
Beyhude olsa da yarınlar
Savını sun ve yolunu açsın Tanrı
Yaktığın şiirlerin nasıl ki dillenen
muradı
O varlığında saklı
Tek kat izi dahi yeter seni
Anlatmaya
Anladığından fazlası saklı olsa da kâinatta
Sadece bekle sonra da sav sıranı
Sırasız ölümlerden ölüm beğen
Budur seni mutlu kılacak
Budur yalnızlığını sonlandıracak
Budur bu:
Fıtratından uzanan o yolu
Daim kılacaktır yine Rabbim
Körelen hecelerden derlediğin
Varsın olsun
Körü körüne sev
Yazgını kabullendiğin kadar da yaz hikâyeni,
şiirini
Tebessümler ekili bıçkın ruhunda
El verense yağan nurun eşliğinde
El aman desen de
Saklı tut sabrını ve umudunu
Çünkü bir şiirden fazlasıdır içinden
geçen
Baskın aşkının ve fermanının izinden
giden
Yüreğini ferah tut ve tut elinden
kalemin
Kazık kakacağın bir ömür değildir de
kaderin
Kaybolan zamanın ardından
O hayat ki heba ettiğin
Ve bil ki: er geç alacaksın
karşılığını
Sevdiğin kadar suskunluğunun
katlarında saklı tutulası
Yaşını silen elbet sadece Rabbin