İklimsiz
Mevsimleri Yaşamanın Çaresizliği
Dünümde bugüne
ne sakladım ki bugünüm neşeli olsun, insan bilemiyor günü yaşarken yarına iyi
bir şey taşımak yerine, sadece günü kendisi için yaşıyor oysa toplumun her
kesimi için, bir şeyler yapmak için yaşamalıyız ben böyle biliyorum da lakin
yapamamanın sancısıyla kıvranıyorum! Bildiğim eyleme geçmedikten sonra,
bilmenin ne faydası olacak ki? Dilimde söylenmeyen gönlümde beni harekete
geçirmeyen, hareketin bana düşüncelerime ne faydası olacak ki? Sadece
ıstırabını yaşarken, belki bugün yarına bir şeyler saklarken yarına da bir
şeyleri taşımanın umuduyla, Rabbimden umudum hiç bitmiyor.
Öngörülen
insanlık nedir? Tek başına kendimizi düşünmek mi? Toplumun her kesimini mi
düşünmek? İklimi olmayan düşüncelerimdeki baharları yaşayamazken/taşıyamazken
iklimsiz mevsimleri yaşamanın çaresizliği ile Rabbime sığınırken, sadece birkaç
cümle yazarak bunun imtihanım olduğu düşüncesiyle, Rabbimin dediği olur gönülde
rıza göstererek, yarınları insanlığımızla sarmamız için gönülden dua ediyorum. Bazen
vicdandan mahrum olanlar pahalılıkla bizleri yularken biz böyle yaparız derken,
bende bu yuhlarınızı sizlere iade ediyorum, Rabbime sığınarak sizleri Rabbime havale
ediyorum çünkü yapacak hiçbir şeyim yok, zaten duadan başka ne değerimiz var
Rabbin katında? Duamızla kuluz, insanı düşünmekle kuluz, varılmayana varmakla
kuluz… Fazla bir şey yapamasam da bir selamla bir gülümseme ile sizlere
geliyorum.
Ben yorgun
olsam da dinç halimle geliyorum yürüyorum, Rabbimden umudu kesmeden devam
ediyorum. Yanlış his ve duygulu insanlarla bir arada yaşamak kolay olmasa da bu
imtihanım diyerek susuyorum, ta ki dinime yaşantıma karışmadığı müddetçe. İnsan
kim ki bir damladan yaratılan aciz iken, hiçbir şeye güç getiremez iken Rabbin Nusret’iyle
güçlenirken nasıl olur da herhangi biri benim yaşantıma dinime laf söyleyebilir ? Hangi
hadsiz, dine karşı gelerek uygulamasını emrini açıkça ihlal ederek söz
söyleyebilir ki? Neyse bu konulara girmeyelim…
Göğsümde/göğsümüzde
imanla yaşarken, bazen yolu şaşırarak uçuruma giderken tutan kaldıran Rabbim
iken, yaşamaya devam ediyorum, yüreğime dünya sevdasıyla yükledim… Taşlarla
belim kambur taşıdığım gereksiz düşünce ve fikirlerle iken, Rabbim boşaltmam
için, her zaman yardım ederken rotamı kendine olduğunu söyleyerek, beni
silkeleyerek bana “ gel ey kulum bana gel, at gönlündeki sırtında taşıdığın
gereksiz olanları gel bana ey kulum gel” Nasıl Rabbim çağırırken gelmem
diyebilirim ki? Bazen gidememenin varamamanın sancısı ile yaşamaya devam
ederken, Rabbime şükürle verdikleri için şükür ediyorum. İçimdeki ben ile mücadele
ederken, onu dizginlemek pek mümkün olmuyor, alıyor beni boş kurak iklimlerin
arasında bırakıyor. O beni bozguna uğratırken, benimde onu bozguna uğratarak
elini kolunu ağzını bantla kapatmam gerekirken olmuyor işte, olmayınca Rabbim “ol”
demeyince olmuyor, üzülmüyorum, yoluma devam ediyorum. Rabbim bir ihtiyaca
düşürerek el açarak, kendisinden bunu istememi bekliyor. Rabbim beni/bizleri
dua edenlerden eylemesi de büyük bir zenginlik ve hazinedir diyerek, noktayı koyalım
kardeşlerim vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç