Hoyrat bir renksiniz, bayım ve aşkın
uleması…
Bense sözcüklerin müptelası
Tek kıvılcımdan doğan yangınında
mevsimin
Göçebe kuşlar gibi serildiğim
Uzak coğrafyaların delişmen
esintisine meylettiğim
Ve ihbar ettiğim
Aşkın tuzağında kör topal meali
bildiğim
Bunca gizin sarmalında
İçime doluşan kör kütük imgelerden
Sağdığım bir acı gibi
Akan yaşın her durağında
Bekler vaziyetteyim sizi.
Hicran ve efkârı kundaklayansınız
Özlemin dibine vurduğum bir sahte
olmayan bir aşksınız
Ve ben sizi her halinizle içime
çektim.
Alametifarikası ömrün
Dil yarası gönlün
Şiirlerimse adeta dilaltı
Ve hicvinde dünün
Güne methiyeler dizdiğim rüyasında
mutlu günlerin
Bir bir konduğum kırık dalında yaşlı
çınarın
Yasımla yoğrulduğumsa adeta kallavi
bir yasa
Öğüdünü tuttuğum atalarım ve atim
Sarmalında gizin sekiyorum
Eşliğinde yalnızlığın şiirler
biçiyorum.
İzafi bir eksende dönendiğim doğrudur
Varlığınızla duyduğum huzur da
Mutlak sayılardan bir aparat
bellediğim
Güncesi ömrün kehanetler dilediğini söylerken
Acımla açtığım yüreğim size, bayım
Bayım bayım bayılmasam da peşindeyim
bilinmezin
Metruk bir heceden firar etti gün
Ama yetmedi
Firari imgelerin resitalinde bu acı
dinmedi
İçimi kıyan rezaletin müsebbibi
Zalimin zulmü daha nereye kadar?
Aşkı layığıyla yaşamanın zaferi
Belli ki Kerbela’sı ömrün
Beti benzi atmış bir yaprak gibi
süzüldüğüm
Değil asla yalan
Son demindeyim bu aşkın
Nasıl da şaşkın peşindeyim kendimin
Arşı alaya çıkan acı yüklü mizacın
beklemeye aldığı kadar
Mutluluğu hibe eden bir ruh gibi
kasıtlı sevilmediğim
Ne yazık ki çok gerçek çok da acı.
Mimlenmiş varlığım
Mil çekilmiş gözlerine bir kere
şahikanın
Pul pul dökülen sözcüklerden
Pırıltılı bir mintan dikmenin
Verdiği zevk de aşikar
Şimdimi güncelliyorum sizsizlikle
Dünümü gömüyorum görünmediğiniz her
karede
Yarına Allah kerim, demenin mealidir
Kalemden dökülen bu isli sözcüklerin
yolculuğuna
Baş koyduğum kadar yalnızlığın sert
dokunuşlarına
Göğe erdiğim
Gönlü everdiğim
Hazanı bir sağanak
Baharı nimet bildiğim
Sağdıcım şu kalem ne dese doğrudur
Vuku bulmadan yarın gözlerim nasıl
daha açık kalacak?
Ukdesi dünün yoğurduğu duyguların
korudur
İçimi yakan her acı her dert
Boyumu aşan dalgaların boyuna
erişemediğim kadar
Ereceğim nihayetin beni çağırdığı da
tek doğrudur
Müptelası bu aşkın kozamda saklı
sırlarım
Sarmalında yalnızlığın, bayım
Ben ki şivesi unutulmuş bir rüzgârım
İçime ters estiğim kadar kaybolmaya
yüz sürmüş
Bir duygunun müridi iken efkârım
Ve sonlanmış iken aşkla saltanatım…