Cekmecesinde kim kalmis kim ölmüs seyir halinin
Kivrimlarinda halka halka zincir sökmeye koyulunca yazi
turalar
Vardir mutlaka, hicbirsey olmaz olur mu kara kutusunu
arayistayken dünya
Bogazinda atki
Sirtinda pardösö
Dilinde cignenmis fakat yuzulmamis buruk kekrelerden dizili
lokmalar
Gönlü bulanik gözü seyiren kisik bakislar arasindan
Bir pilak sesi gelsin ister insan, bir kapi acilsin
bilmedigi ve dinlemedigi
Cünkü her uzunca bekleyis
Vadesi tükendikce
tereddüte tedirginlige yerini birakan karanlik gibidir
Kizlar gecerken mesela güzel bir resimde dursun kalsin ister
köprü
Isiklara varincaya kadar hic degilse kandirsin ister esip
giden rüzgar
Akip giden su
Tanidik tanimadik yüzler gölgeler
Kirtasiyeci kapanmadan henüz, caddelere yanip sönen ciril
ciplaklik
Hep bir taraftan bir tarafa büklüm kivrim bütün cürükleri
icinde toplayarak
Kendi üstüne kapanmada depodaki sehir..
Ve omzunun yan kolundan asagiya sarkan cüzdan cantalariyla
Ömrü turistik esyalardan uzun olsun ister carsidan gecen
calgilar
Vardan yoktan
Ordan burdan
Oraya buraya ve ona buna..
Kentin bozuk nabzini mtreyle ölctügü sirada tam, camasir
iplerinde
Herkesin yaptigindan daha fazlasini yapmazsam namussuzun
tekiyim gibi
Yunmuslari mandallara asili birakip , nasil biliyorsan ondan
istiyorum gibi
Beni artiz yapsana pavyoncu abi gibi, cercevesizliginden
mesela
Her günün mesai bitiminde is yerinden rüzgara kacarak
Icerdeki cigliklarda biriken ne varsa dagitip sacmak icin
Tam köseyi dönecekken mesela kadinin
Elleri karla karisik yagmur
ve savrulan etekleri yanip tutusan telsiz telgraf
Seyfi Karaca…………Ocak / 23