Seslerin git gide yükseldiği bir geceydi. Emir artık bu tabloya alışmıştı.
Babası Kaan Bey belediye başkanı olduktan sonra bu durum her gün
terkrarlanıyordu çünkü. Bazen keşke babam belediye başkanı olmasaydı diyordu.
Ama onun bu isteği hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Emir 5 yaşındayken babası
belediye başkanı olmuştu ve yaklaşık 10 yıldır yaşadıkları şehrin belediye
başkanıydı. Babası işini çok seviyordu hem iş temposuna alışmış hem de insanlarla
yakınen muhattap olabiliyor sıkıntıları için çözüm bulabiliyordu. Kaldırımlar
için ne zaman bir şey yapacaksın demişti eşi, önce onu duymamazlıktan geldi
fakat tekrar sorunca, kaldırımlardan önce düzeltmem gereken daha önemli yerler
ve daha çalışmalara başlamadığımız önmeli projeler var demişti işte her şey bu
cümleden sonra oldu. Emir in annesi Melek Hanım 3 yıldır kaldırımla ilgili
şikayetini dile getiriyordu ama hala bir gelişme olmamıştı.Zamanında düzgün
yapılmayan ya da yağmur , rüzgar gibi doğal etkiler yüzünden düzgün olan yol
bozulmuştu her gün en az 1 çocuk yürürken düşüyordu hatta bazen Melek Hanım
bile yürümekte zorlanmıştı az kalsın düşecekti neyseki Emir annesini düşmeden
yakalamıştı. Bu sefer çok netti Melek Hanım. Bu yılki belediye başkanlığı
seçiminde eşine oy vermeyecekti. Emir aslında babasının işini çok seviyordu.
Babası sayesinde Emir çok popülerdi okulda. Herkes saygı duyuyordu hatta bazen
öğrenciler arasında bak şuradaki çocuk belediye başkanının oğlu seslerini duymuş ve böyle bahsedilmek de hoşuna
gitmişti. Ama artık Emir büyümüştü ve bir derdi olduğu zaman derdini annesi
gibi babasına da anlatmak istiyordu ama bu pek mümkün değildi. Babası çok
çalııyordu ve Emir’e pek vakit ayıramıyordu. Bir kaç kez babasına bu durumdan
bahsetmişti hatta haftanın bir günü baba oğul günü yapacaklardı ama Kaan Bey
bir türlü müsait olmuyordu sürekli toplantılardaydı. Seslerin yerini sessizlik
almıştı birazdan ışıklar kapanacak ve yeni bir güne başlamak için herkes
uyuyacaktı. Ertesi gün Emir okulu olduğu için ev sessizliğe boğulmadan çok
öncesinde uyumuştu. Zaman çok hızlı ilerliyordu Emir için tatil vakti gelmişti
bile. Yine çok başarılı olmasa da ortalamanın üstünde bir başarıyla bitirmişti
yılını. Karne günü çatıp gelmişti. Melek Hanım bir taraftan hazırlanırken karne
günü için diğer taraftan Kaan Beye
ulaşmaya çalışıyordu 5 . arayışıydı ama hala meşgül çalıyordu. Bu son
arayışıydı ve nihayet açmıştı telefonu. Gelemeyeceğini söyledi ve hemen
kapattı. Melek Hanımın cevabını dinlemeden. Oğlu için sakin kalmaya çalışıp
Emir’in okuluna gitmek için yola koyuldu. Arkadaşları gibi Emir de çok
heyecanlıydı. Uzaktan annesini görür görmez koşarak yanına gitti. Babasını
göremeyince yanında, yüzü düştü yine gelmemişti Emir ortaokula geçtiğinden beri
babası artık karne günü olsa bile gelmiyordu. Takdir belgesini almış va
annesiyle beraber evlerine dönmüşlerdi. Ve Emir yine babasının olmadığı bir
karne günü geçirmişti. Tatil başladı için Emir çok mutluydu artık istediği
kadar oyun oynayabilirdi ve ödev yapmak zorunda da değildi. Evlerine çok yakın
oturan İsmet isimli bir arkadaşı vardı. İsmet Emir’in çocukluk arkadaşıydı.
Geçen sene ailesiyle geçirdiği trafik kazasından sonra İsmet hayatına tekerlekli
sandalyeyle devam etmek zorunda kalmıştı. Başlarda çok zorlansa da zamanla
alışmıştı. Yollar çok kötü olduğu için Emir İsmeti almak için İsmetlerin evinin
önüne gelmişti. İsmet onu evinin önünde bekliyordu zaten. İki arkadaş
buluşmuştu. Neredeyse çok güzel vakit geçirmişlerdi İsmet kaldırıma takılıp
düşmeseydi. Gerçekten çok kötü düşmüştü. O kadar ani olmuştu ki Emir nasıl düştüğünü anlayana kadar İsmet
yerdeydi. Neyseki sadece düşmenin etkisiyle biraz canı yanmıştı o kadar. Hava
kararmak üzereydi Emir İsmeti evine bırakıp geri dönerken İsmetin düştüğü
yerden geçiyordu ve aklına İsmetin düşüşü geldi. Düşmesinin tek sebebi
kaldırımlardı Emir o an annesinin ne kadar haklı olduğunu düşündü. Kaldırımlar
acilen yapılmalıydı yoksa kaldırımlar yüzünden yaralanan insan sayısı git gide
artacaktı. O gece Kaan bey eve gelmedi. Ertesi gün Emir ve annesi evdeyken bir
anda ev sallanmaya başladı.Çok uzun sürmedi ama hem Emir hemde annesi çok
korktu. Deprem olmuştu sallanma geçince hemen sokağa çıktılar. Neredeyse tüm
şehir sokağa dökülmüştü yaralanlar olduğu gibi ölenlerde olmuştu. O gün kimse
korkudan eve giremedi. Deprem Kaan Beyi çok etkilemişti. Acilen yıkılan ve
yıkılmak üzere olan binalar başta olmak üzere her binanın kontrollerini
yaptırdı o günden sonra. Bu şekilde
çarpık kentleşmeyi düzeltmiş olacaklardı.Bu kontroller sonucunda binaların
çoğunluğu bir sonraki depreme dayanamayacak haldeydi. Bu sorunu en hızlı
şekilde çözmeliydi. Neredeyse yıkılmak üzere olan binaları yıkıp yerine, temeli
çok sağlam binalar yapmaya başladı.
Yıkılan binadaki insanlar için geçiçi
bir yer bulmuştu şehrin tüm evlerini tek tek düzeltmek çok zaman aldı ama tüm
binalar artık depreme dayanıklı olmuştu. Çok yorulmuştu ve eve erken gidiyordu
o akşam. Tam arabasını park etmek üzereyken İsmeti düşerken gördü. Hemen
koşarak İsmeti yerden kaldırdı. İsmet ise artık bu duruma alıştığını buradan
her geçişinde düştüğünü gülerek söylüyordu. Kaan Bey İsmeti evine bıraktı. Ve
derin düşüncelere daldı. Deprem anında insanları koruyabilmek için binaların
tek tek kontrolünü yaptırmıştı ama
dışarıdayken insanların üzerinde yürüyemeyecek hale gelen bu kaldırımları bir
türlü görememişti. Ertesi gün ilk işi kaldırımları düzgün bir hale getirmekti.
Ayrıca görme engelli insanlar içinde yön taşı içerecek şekilde olmalıydı kaldırım.
Kaldırımlar düzeldikten sonra ne yürürken zorlanan oldu ne düşmek üzere olan.
Kaan Bey 10 yıl daha belediye başkanlığına devam etti. Halk onu çok sevdi
probleme çözüm arayışını, elinden geleni yapışını ama en çokta empati kurarak
iletişim sağlayışını. Son yaptığı projeyle etrafındaki şehirlere de örnek
olmuştu. Günümüzde bir çok yol olmasına rağmen bu yolların geçiş şeklini
belirleyen trafik işretleri her yerde yoktu. Ve bazı kazaların sebebi trafik
ışıklarıydı. Kaan Beyin yapmış olduğu bu proje sayesinde ölümlerde azalma oldu
ayrıca insanlar emniyet kemeri takmayı öğrendi. Trafik ışığının olduğu her
yolda kaza olanağı düşüyor ama ölüm devam ediyorsa herkesin düşündüğü şey
tabiiki emniyet kemeriydi. İnsanların alışkanlık kazanması için elinden
geldiğince trafik polisini göreve çağırmaya şehir halkına da emniyet kemerini
takmayı öğretmeye çalıştı. Kaan Beyin dikkat ettiği bir diğer nokta ise trafik
ışıklarındaki siren sesi özellikle görme engelli insanların karşıdan karşıya
geçerken zorlanmamasını sağlamak için yapılan tüm trafik ışıklarına siren sesi
ekletmiş ayrıca siren sesi olmayan trafik işaretlerine de koydurmuştu. Böylece
şehirdeki tüm insanlar hem karşıdan karşıya arabayla geçerken hem de yürüyerek
geçerken zorlanmayacaklardı. Yıllar içinde değişen bu düzene hayretler içinde
bakakaldı Kaan Bey. Sorunu çözmek için sorunu yaşıyormuş gibi yapmanın ne kadar
faydalı olduğunu bir kez daha anlamıştı. Yaşı ilerlediği için emekli olacaktı.
Hem ailesine vakit ayırmak istiyordu en çok da oğluna, onu çok ihmal etmişti.
Emekli olacağı o gün sonunda gelmişti. İçinde hem hüzün hem de mutluluk vardı.
Eve doğru bu sefer yürüyerek gidiyordu. İsmet’i gördü yıllar önce bozuk
kaldırımda tekerlekli sandalyesiyle gitmeye çalışırken düştüğü yerde, bu sefer
çok fark vardı. Hem İsmet gibi insanlar için özel tasarlanmış bir kaldırımdı
hemde bu sefer İsmet düşmemişti. Kaan Beyin içini o an bir huzur kapladı.
Etrafımızdaki insanların çoğu aynı olsada bazı sağlık sorunları olan insanlar
da bu hayatta yaşıyorlar ve tıpkı diğer insanlar gibi onları da düşünmek
zorundayız. Bunu yaptığı için çok
mutluydu. Huzurla evinin yolunu tuttu. Oğlu büyümüştü 3 ay sonra düğünü
olacaktı. Ve Kaan Beylerle yaşayacaklardı. Yıllar geçti. Emir babasının izinden
gitti bir farkla o, çocuklarına her zaman vakit ayıran bir baba oldu. Bu yüzden
belediye başkanı değil belediye başkan yardımcısı oldu. Şehir çok değişmişti daha
yaşanılabilir bir haldeydi. Artık daha düzenli ve kurallara uyan bir halk
vardı. Tek değişmeyen şey şuanda Melek Hanım ve Kaan Bey tartışıyor olmasıydı fakat
bu sefer kaldırımlar için değildi konu.