Sessizdir yüreklerde esen fırtınalar
Sessizdir gözlerde uçuşan hüzünler
Sessizdir bir çocuğun çığlıkları
Yanan alevlerdeki sesi soğuktur
Eline tutuşturulan bir çiçeğin yaprakları
Mezar toprağına dönen hüzündür
Giydirilen sözde beyaz bir gelinlik
Kefendir çocuğun küçük yüreğinde
İnsan bazen esiridir söyleyemediklerinin
Zindandır küçük dünyasındaki halka
Çıkamaz
Konuşamaz
Cesaret edemez
Daha gelişimini tamamlamamış bir cenindir
Ana rahminden çıkıp bir cemaatin rahmine giren
Söyleyecekleri boğazında düğümlenir
Bir giyotinin keskin demiri
Ne zaman ineceği belli olmayan sözdür
Susmak ne kadar acı da olsa
Ölümün soğuk nefesi katlanılır kılar
Ve bir insanın umudunu yok etmek
Ölümüne denk gelse de anlaşılmaz
Ta ki farkına varıncaya kadar
Ölümün de yaşam kadar gerçek olduğunu
Ve o zaman çığlıklar yankılar
Duyarlı yüreklerde olduğu kadar
Hayatın her alanında duyulur
Kayalara vuran dalgalar gibi
Sahilde uçuşan martların çığlıkları gibi
Seyit Ahmet Uzun