Gününün yarısından fazlasını ya uyumakla ya gezmekle geçiren, çalışmaktan pek hoşlanmayan,hep şans oyunlarını oynayan, sağa sola nedensiz küfürler savuran, kimseye yardım etmeyi sevmeyen ancak edilen yardımları da geri çevirmeyen,ailesi ve arkadaşlarıyla hep sorun yaşayan,savurgan,geveze birisiydi o, biranda değişiverdi.
Bildiğim kadarıyla dindar da değildi,ne olmuştu buna,başına taş mı düşmüştü, rüyasından mı korkmuştu, yoksa ölüp de dirilmiş miydi?
"Doğru yolu sonunda buldu."diyerek hepimiz sevindik ama önce rol yapıyor olduğunu düşünerek inanmadık.Kimsenin imanını sorgulamak ne haddimize,hem bize ne?
Besmele çekmeden işe başlamıyor ve eskisinden daha azimli çalışıyor,daha az konuşuyor,vakit namazlarını kaçırmıyor,kişisel temizliğine daha fazla özen gösteriyor ve Kelime-i şehadeti dilinden düşürmüyor.
Körle yatan şaşı kalkarmış,bu güzel ahlakını hepimize bulaştırdı elhamdülillah.
"Dil ne söylerse kalp ona bağlanır."demişti bir sohbet esnasında ve hepimizi çok etkilemişti.
Hakikaten öyle,denemesi bedava...