Süngüsü düştü günün, süregelen hasretin ibaresi yokluğu sundu.

Üstünkörü yaşamanın anlam teşkil etmediğine olan inancımla yaşadım ben bir ömür ve yaşatılan darbelere sadece tebessüm etti gerçi zoraki idi geçici gülüm/semelerim ama…

Adıma ihanet etmenin de güncesi iken eşlik eden yaşların ve salya sümük ağlamadan içime akıttığım.

Can pazarı yaşanan ve sessizlik o mütereddit kimliği ile diken üstünde yaşamanıza vesile.

Bir amaç ya da araç addedilen her yeni gün üstünüze gelenler ve kısasa kısas değil kestirmeden mutlu olmanın formülü.

Duyarlı iseniz vay halinize hele ki hakkaniyet yüklü bir arayışınız varsa ve aradığınıza değil bulduğunuza razı geldiğiniz.

Avunmam gerekmiyor ve savunmamı henüz sunmadım mahkemeye.

Bir avuntu addedilen o geçici çözümler ve kesenin ağzını açan kimse elbet kasıtsız yaşamanın idamesi bir varsayımdan yola çıkıp varmak sonuca.

Sebep-sonuç ilişkisi arıyorsanız durum daha da vahim inanın.

İnancı ile sınanan insan hele ki iman gücünüze şerh düşenler yok mu…

İnsan abdestinden şüphe eder mi ya da inancı hep mi sorgulanır hele ki buna tabi olan ve de hesap verdiğiniz tek Makam sizden emin ve kabul görmüşseniz Allah katında.

Tereddüt dahi etmeden inancından ve haiz olduğumuz değerler ve duygular ve işte hayatla aranıza nifak sokanlar.

Bir düş gibi bazen başıma atılan taş ve kafamda hasıl olan o kocaman yumru bilmeden aldığım darbelere karşılık vermeme dahi gerek kalmadan İlahi Adaletin tecelli ettiği…

Bir teselli babında hayat. Geniş açılı bir üçgende sıkışıp kaldığınız o dik başlı ve dik açılı acılar yok mu hele.

Bir girdap ya da bir dehliz.

Bir mevsimden öte kara kışın esintisinde haiz olduğunuz bahar coşkusu hele ki umuda ve sevgiye dem vurup da İlahi Aşkın tek kıvılcımında doğan huzur ve mutluluk yok mu…

Günümüz dünyası günümüz insanı en başta maddi açılımlar maneviyata rest çekip insan doğrudan elini eteğini çekip de sahiplenme duygusu ile baş başa kaldığı.

Aidiyet duygusu illa ki eşlik eden.

Amacın ya da aracın ihaneti.

Sessizlik belki de en güzel beste ve yalnızlığın güftesinde saklı nidalar.

Siz haykıramazken sizin yerinize sizi savunan biri var madem ve matemin öncüsü iken esen meltemin dirayetinizi sınadığı.

Süklüm püklüm yaşamadan ve hayatın sefasını değil cefasını yüklendiğiniz ve yaşanan can pazarında canandan önce can iken önem arz eden lakin siz sevdiklerinizi canınızdan önce önemser ve düşünürken elbet olan yine size oluyor.

Renkler asi/l.

Renkler coşkulu.

Renkler hulasası evrenin ve gökte saklı kuşağı göğün ve yaralı çocuk gelinin buruşuk kırmızı kurdelesinde bir yanıp bir sönen yaşama sevinci ve yaşama sarılma ihtiyacı.

Bir mizansenden doğan o gülücük.

Bir gülücük iken eşlik eden içinizde saklı hüzne.

Bir hüzünden de öte sarmalında bilinmezin bilindik tüm duyguların aslında bir alıntı mahiyetinde ve de sevginin çalıntı olduğuna haiz olan gölgeler.

Cüssesi mi hayatın yoksa yırtık cübbesi mi yalnızlığın…

Sirayet eden yeni gün ve umudun nidaları ve dalya dediğiniz bir sevincin ön sözü iken kapak olan insanlara çünkü siz değerlerinize sahip çıktığınız kadar da diktir başınız ve duruşunuz hep asildir.

Bir kayıpsa hayat ve çalıntı zamanı siz temize geçerken bilmek de hani: ansızın bastıran yağmurun bir hidayete erme fasılası ile bilmek iman gücü ile ayakta kalmanın mümkün olduğu kadar hayat denen safsatada önem arz eden aslında saklı tuttuğunuz iyi niyet kadar da tartışma götürmez bir umudun ışıdığı ufkun ezelden beri sizi çağırdığını.

Bir çağrıdan da ziyade ziyadesiyle ağrıyan yüreğiniz bazen bir ağıt bazen bir lahit bazense bir anekdot gibi varsın siz yaşarken aralıksız ıskalayın mutluluğu yeter ki içinizdeki sızıyı sonlandıran Rabbiniz olsun elbet sevmenin gücü ile katlanan yaşama sevincine eşlik eden o İlahi Işık bir çağrı mekanizması iken diğer alemde de kabul görmenin şimdiden verdiği umut ve huzur ile iki alemde de kucaklanmanın verdiği güven duygusunda tek tek sekerken bitimsiz duygularınız ve hayal gücünüzün feri de sonsuzluğa değin yanarken.

 


( Sevmenin Gücü... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 4.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.