Neden böyle oldu? Bunu hak edecek hiçbir şey yapmadım oysaki. Bir dalga çarptı kıyılarıma, sandım ki karıştık birbirimize. Çocukluğum. Savunmasız, bulanık, kirli deryadan habersiz o günahsız çağlarım. Sıra arkadaşımdı, sırdaşımdı benim. İnsanlarla arama o iğreti duvarı kurmaktan hep çekindim. Gerek duymadım da değil, habersizdim. Bir başkasının bu denli gaddar ve hain olabileceğine imkan vermedim. Çiğ süt emmiş derler, aynı sütten ben de içtim. Kaderimde bu da varmış deyip kenara mı çekilmeliyim? Sevmekten aciz ve karanlık ruhları. Karanlık mı? Yoksa kararmış mı? Bilemedim. Dokuz yıl. Yaşanan o merhametli ve güzel anlar. Aklım almıyor. Bunu bana nasıl yapar? Böyle namussuzcasını yaşamış ilk kişi elbette ben değilim. Tanrım! Benim gibi karanlıkla tanışan nice temiz canlar. Kara bir çarşafı çekip alın yazıma, gecenin boşluğuna hapsolmam içten değil. Karışıp o nefret, kötülük ve alçaklıkla bezenmiş dünya sularına savrulmalı mıyım? Çırpındıkça gün yüzüne ulaşmak için, batışlarım aslında debeleniş. Sarmış ifritler zihinlerini. Soysuzluklarından mı kansızlıkları? Balçıktan derlenmiş bedenlere hangi iblis zerk etti böyle? Kabus gibi üstüme çöküyor hatıralar. Yo. Bu şekilde süremez. Kanını akıtmalı şeytanın fakat nasıl? Savaşmalı. Kiminle? Sarmışlar dört yanımızı. Hepsine nasıl yetsin gücüm? Bana da yazık. Yo. Süremez böyle. Peki ne yapmalı Tanrım? Yoksa bu laneti balımıza sen mi sardın? Söyle neden? Neden reva gördün bunu bizlere? Beyazın duruluğunu bilelim diye mi lekeyi var ettin? Paklanmaz ruhların cezası ne peki? Ebedi ateşinde kül olsun Volkan. O değil mi ki masumiyetimi çalan? Beni acıyla tanıştıran o püsküllü yılan. Tersine işledi bu sefer düzen. Dili bal olmuş yılanın. Çıngırağına aldanan o, zeval gören ben. Tersine dönüyor devran ilk günahtan bu yana. Vicdanlarına hayasızlık fısıldamış. Umarsızca yükseliyor kahkahaları. Çınlıyor kulaklarımda. Baba! Kalbini kırdılar prensesinin. Çok incittiler. Yo. Süremez böyle. Mademki onlar kötü. İyi kalmalı birileri. Bu mücadele ancak böyle verilir. Onların saflarında kepazelik hakim. Yürekleri nasırlaşmış. Aydınlık kalmalıyım. Zifiri geceyi kendine yurt edinen akbabaların ciğerini kurutmalıyım ışığımla. Uçurumun kıyısında duran, gözlerine henüz perde inmemiş biçarelere umut olunmalı fakat nasıl? Gücüm yetmez ki. Bende kedilerimle yaşarım o vakit. Sanıldığı kadar nankör de değiller.
( Uçurumun Kenarındaydı. Kulak Misafiri Oldum Fısıltısına başlıklı yazı öylesine tarafından 1.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.