BİLGİNİN CEZAEVİ
KÜTÜPHANELER ,CEHALETIN MAHKUMU İNSANDIR
Kütüphane varken Google yoktu..Bilgiye ulaşmak o kadar zordu ki  Atina dan kalkan insanlar yürüyerek Ya da gemi ile Bugünkü  Mısır  a gidiyorlardı.. Oradan yetisen doktorlar ,döndükleri  şehirlerde ameliyat yapıyor, doğum gerçekleştiriyor. Mikrobik hastalıklara ilaç yazıyorlardı. Kütüphaneler Amerika yı yeniden kesfe gerek yok kuralının uygulandığı en iyi mekanlardır..Ameliyat yaparken hangi bitkinin ,uyuşturucu etkisi olduğunu biliyorlardı..Epilepsi tedavisini uygularken göz ameliyatları yapabiliyorlardı 

Felsefi konuları varlık ve yokluk zıtlıkları , din ve ahlak konulu görüşler, yaradılışa ait fikirler yıldızların ay ve güneşin hareketleri buradan çıkan bilgiler ışığında gelişti.. Roma lı bir çiftçi  arazisini oluşturulan bu takvime göre işlerken hasat ve ekim islerini buna göre ayarladı.Ziraat takvimleri olusdu.

Nakledilen bilgi,büyür. .Bir aşçı bilim insanı olmadığı için hasisdir. Tatlının  yada yaptığı yemeğin tüm sırrını yamagına vermez.İlla tam püf noktasında bir şey almaya ya da yapmaya yamagı yönlendirir ve o bilgi kendisinde kalır ve kendisi ile beraber   gider..

Nakledilen bilginin muhafaza edilen yeri kütüphanelerdir.Kitapda duran bilginin,kirli bilgi ile de karistirilmamasi gerekir..Google Baba ,okyanus gibi ne atarsan alıyor.İnsanlik aleyhine olacak şekilde hem bilgiyi hem evreni kirletiyor.. Bilgiyi ve sahibini degersizlestiriyor..Googlr büyürken Cahillesen ve küçülen insan oluyor..Yazarlar hic bir şey yapmasalar bile yazdıkları ile durum tesbiti yaparak tarihe not düşerler.. Doğrular yapılsın, yanlışlar yapılmasın diye...

"Gılgamış destanı "Sumerlerin yıkılacagını anlayan yazarı Şin tarafından kaleme alınmış ve 1853 yılında Babil versiyonu nun bulunması ile gunumuz insanin haberi olmuştur..

Yazıyı Sumerler ilk kullandı ama yasam daha öncesinde de vardı.
Yazı ve resimler bilginin naklindeki en önemli araclardandir.Paylasmak icin mecbur yazacaksınız.. okuyan yeni bilgiyi eksik ve yanlış halini düzelterek yeniden yayınlayacak  dogru ve inandırıcılığı olan tartışmasız oluncaya kadar kalacaktır.. Bazı bilgiler ise degismezdir.Adım hesabı, tam güneş tepedeyken sıfır  gölge ve her gün yürüdüğünüz  mesafenin sonunda uzayan golgeler ile çubuk arasındaki acı değişmez bilgidir..Buradan dünyanın cevresini,güneşin gunluk hareketi ile beraber  hesaplayabilir,gece gündüz ile birlikte yuvarlak bir dünya da yaşadığımızı soylebilirsiniz..2200 yıl önce  Erotosthenes böylece dünyanın cevresini ölcmüstür. 

Nakli  bilginin bulunduğu
Eski eserlerin yer aldığı Bağdat ve İskenderiye kütüphanesi yakıldığında aslında insanlık yakılmıştır. İnsanlık hafızası resetlenmistir.
Günümüzde Tıp doktorlarının Antik Mısır da Hititlerde beyin ameliyatları yapıldığına dair derme çatma eksik katalog bilgileri var..Hititlerin tastan doğum sandalyeleri bilinen  bilgiler..,Sumerlerin bataklık kurutarak tarla acmalari,sayı sistemleri,dünyanın çevresinin 40 bin km olduğu adim adim Kahire'den yürüyerek ve gölge boyu hesaplanması ,ay ve güneş hareketleri ile  360 daire capi ve bunun 12 ve katları sekline bölünerek zaman dilimlenmesi astrologlar ve bugun sumerlerden beri bilinen naklen bilgiler ,uhrevi dinlerde yer alan kitaplarda naklen gelen efsanevi bilgiler,sadece netice olarak biliyoruz.Din bu bilgilerin sadece netice kısmı ile ilgilenirken nedensellik bagı üzerinde durmaksızın neticenin yorumlarla analitik çözümlenmesi üzerinde durmuştur.. Bilim ise neticenin, netice olarak varligini kabul ederken, sebepler üzerindeki oynamalarla neticenin cesitlenebilecegi onermesini kabul etmiştir.. Din ve bilm catismadigi halde kahin  yani eskinin din adami ,sonucun yeni çeşitleri karşısında kahinligini yitireceginden" bilinçli savaşı"cikarmistir..Yeni kahin gelecek eskisi gidecek ..Böyle bir şeyi kabul eder misin?Sehir devletlerinin tüm zenginligi sana akıyor, guzel kızlar ibadet icin sana geliyor.Cirkinler bir kac yıl ibadet için bekliyor...İnsan fıtratında Böyle bir yetkinin reddi Derviş değilsen yoktur.. Ahcının hikayesi gibi  bilim adami değilsen hasissindir..
Ama anlatım sekilleri ve usuleri dayanak kitabi bilgileri bu iki yerin din görevlilerince halli ile (İskenderiye de papaz,bilim kadinini şeytan diyerek linç ettirmesi ile öncesinde de günahların sebebi olarak Hz Ömer in yakması ile yok edilmiştir.)Bizde ağzımızi açarak ibadethanelerde asa nasıl yılan oldu?Toplu bir illüzyon gosterisi mi idi?Yoksa insanin boyut değiştirebilme yeteneğinin irade olarak kullanabmesi mümkün mü idi?Ay nasıl ikiye bölündü?Kizildenizi ikiye bölerek geçerek yahudileri firavun dan koruyan Tanrı, Filistin de neden yahudilere,Filistinliler den  temizlenmiş bir toprağı hediye etmiyor?Tüm cevapları aslında biliniyordu..Ama tüm dinlerin bezirganlari bilgiyi sapıklık ve sadece kendilerine mahsus ve sahip oldukları kadar olduğunu düşündükleri için galileo dunya yuvarlak dedigi icin gözüne mil çekip kör ettiler..Da Vinciyi o günkü şartlarda otopsi yapıp insan kas sistemini birebir resmini yaptığı için aforoz ettiler..Oysa dunya nin yuvarlak oldugu zaten M.ö de biliniyordu.. O kas sistemini insan bilmese Antik Mısır li nasıl ameliyat yapacaktı..O bilginin yazi yada resimle sabitligi  olmasa insanlar neden bilim için oralara gitti...?
Dunya bir müzedir. Sorun muzelik insanların yonetim kargasasidir..Müzelerinde aslı kutuphanecilikden baslar..İskenderiye Ve Bağdat kütüphanesi olmasa idi..Afrika nin kuzeyinden Avrupa dan insan lar bilim için Bağdat a gelmez.O kadar Alim orta dogudan çıkmazdı..
Harran Babiliyon yok edilen diğer insanlık hafızasıdir
Guney doğuda 1960 dan beri yapılan barajlarda 600 antik kent
Sular altında kaldı.. (1960 ODTÜ calismasi).Bu bilgi ne demek Mezopotamya uygarligi ,bizim güneydoğu dan sonra gelir demektir..Guney dogu nun ekonomik sosyal haline bakıyorsun tarihsel gerçeklikle bagdasmayacak şekilde dönüşüm yaşamıştır Cahillestirme politikası tarihte hep bir politik yönetim şekli olarak kullanılmıştır..

Cehaletin esiri degil bilgininde efendisi olmayalım 


Torun Halili 

( Bilginin Cezaevi Kütüphaneler Cehaletin Mahkumu İnsandır başlıklı yazı HALİLİ tarafından 20.11.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.