Aşk mı Para mı? -1-
Mağrur duruşu ve
Toroslar gibi yüksek bakışıyla.
-Sen aşk diyorsun ben
aşkla mutlu değilim Sevgilim, seni kelebekler gibi uçurduğunu söylüyorsun oysa
ben yerimden bir adım kalkarak yürüyemiyorum! Neden sevdiğim neden? Beni
kelebekler gibi uçurmuyorsun? Bir helikopter alsan bende uçacağım.
-Sevdiğim helikopterle
uçmanla aşkla uçmak bir değil ki? Biliyorsun!
-Hayır, bilmiyorum!
Çünkü uçamıyor bu gönlüm bir kelebek gibi. Sanki bir öküz oturmuş üstüne ve
kalkmıyor!
-Konuştuğum zaman beni
dinlemiyorsun anlaşılan!
-Evet, dinleyemiyorum.
Seninle Paris’e gitmek Eyfel kulesine çıkmak, pahalı kürklerle, elbiselerle
gezinirken kendimi mutlu görmek istiyorum.
-Hayatım bunlarla
mutlu olunmaz ki.
-Bana ispat et o
zaman, haydi ne duruyorsun?
-Nalan ve kocası her
yıl Paris’e gidiyor, Paris modasını evine sokağına taşıyor. Benim ondan neyim
eksik?
-Neyimiz mi? Paramız
eksik hayatım, sende biliyorsun.
-Ben bunu bilmem,
sende çok çalış ve beni Paris’e götür.
İçinden ah Hulusi amca
şu anda senin evladın olmayı o kadar çok istiyorum ki(Hulusi amca bildiğimiz
Hulusi Kentmen, her filimde zengin fabrikatör olan Rahmetli).Şimdi bir kitap
dolusu aşkı yazsam okumaz okusa da anlamaz diye düşündü kara kara düşler
görerek. İçinden” Ah çok yorgunum, bitkinim” diyerek kapıyı örterek hırsla
öfkesini de yanına alarak dışarıya çıktı. İçindeki öfkeyi anlamsızlığı teskin
edecek bir şeyler bulmalıydı. Kulağında hala o “Paris, Paris” sözleri
yankılanırken, tüm tebessümünü yok eden Nalanın aşırı istekleri, içinde sessiz
duasıyla Rabbine yalvarırken umutla yolda yürümeye devam etti. Biraz sonra acı
bir fren sesi ve kıçına hızla değen tamponun itici gücüyle kendini beş metre
havada uçarken gördü. İçinden” Rabbime şükürler olsun duamı kabul etti melekler
gibi uçuyorum, artık sevdiğimi uçarak Paris’e götüre…
Diyemeden havadan yer
çekiminin hızıyla yere düştü. Arabadan inen zengin kızı korkarak heyecanla
şaşkınlık içinde...
-Kuzum siz neden
önünüze bakmadan yürüyorsunuz?
Telefonunu aldı
babasını aradı.
-Babacığım yetiş kaza yaptım,
önüne bakmadan gelen bir beyefendiye çarptım lütfen yardım eder misin?
-Kızım heyecanlanma
sakin ol hemen geliyorum hemen.
On dakika sonra babası
gelmişti. Kalabalığı yararak, üzgün duran kızının yanına gelerek ona.
-Tamam, kızım sen ve
git, gerisini ben hal edeceğim.
-Babacığım, polis
gelecek ifade vereceğim.
-Buna gerek yok
biricik kızım, ben onu hal edeceğim sen sürmüyordun arabayı.
-Hayır, olmaz
babacığım olmaz, ben bunu yapamam.
-Yapmalısın kızım daha
gençsin, ben yaralının tedavisini yaptırırım, sonrasında ona gereken yardımı
yaparak senin içini ferahlatırım kızım.
-Nayır nolamaz
babacığım.
-Olur, kızım sen haydi
Şevki ile eve git, az uzan dinlen ben seni arayacağım.
Mehmet Aluç