Bugün de ağlamaktan oluşan göz torbalarım ile yazıyorum. Instagram üzerinden paylaştığım dans videolarımın dalgaya alındığını duymak ne yazık ki koydu. Diyorum ki keşke başkalarının fikirlerini umursamasam. Kilolu olduğum için, kullanıcı adım korece olduğu için ve korelilere hayran olduğum için dalga geçilmeyi hak etmişim.

Okuldan birisi benimle bu yüzden dalga geçtiklerini söyledi ve bunların dalga geçilmek için sebepler olduğunu da belirtti. Biliyorum ki herkes gibi biri değilim. İnsanların yanında garip duruyorum. Bunları yazarken ağladığımı biliyor muydunuz? Okul gibi çevrelerde arkadaş edinirken dikkat etmenizi öneririm. Tabii eğer benim gibi biriyseniz. Gerçi kim benim gibi olur ki? Kendimi insan olarak görmüyorum bile. Ailem ve gerçekten beni bilip sevenler inanın benim hayatlarında gördüğü en iyi insan olduğumu söylerler. Buna rağmen kendimi hiçbir türlü sevemem.

Kendimi insan denen o pislik varlıkların arasında görmek, kendimi o cenabetler ile karşılaştırmak ne kadar üzücü biliyor musunuz? Eğer benim gibi yapınız varsa veya benim gibi çok anlayışlı birer bireyseniz beni gayet iyi anlarsınız. Bizim gibi varlıklar hep acı çekerler, dışlanırlar; intikam almak istedikleri zaman diğer zorbalar ve destekçileri tarafından suçlu ilân edilirler. Böyle benim gibi olan varlıklara ne yazık ki her şey böylesine girmek zorundadır. Sevgili babam sürekli iyi niyetlilerin çekeceğini söyler ve ne dese haklıdır. İyi insan olarak yaşamak ne yazık ki zor bir durumdur. İnanın onlar kusursuz değildir. Ama kalplerinde kötülük olmadığını kabullenmek lazım...

Eğer her şeyin farkında iseniz ve benim özelliklerimi taşıyorsanız ne yazık ki sizi aptal yerine koymaya devam edeceklerdir. Size anlatmak istediklerim çok. Yazı yazmayı seven birisi iseniz her başınıza gelen şeylerde benim gibi yazı yazabilirsiniz. Mesela benim yaşadığım bu olaydan nasıl şeyler çıkartmaya çalıştığım gibi. 

Saat 16 da psikolog randevum vardı. Psikolog ile randevum olmadan önce markete gidip yiyecek ve içecek bir şeyler aldım. Psikoloğumun olduğu binanın yakınlarında oturup yiyeceğimi yedim, içeceğimi içtim. O binanın dışında yokuş vardı. Bugün olanlardan dolayı kendimi yokuştan atmaya karar verdim. Duvarın tepesine çıktım, aşağıya baktım. Bir sürü taş ve pislik vardı. Bakınmaya devam ettim ve sonunda temiz bir yer buldum. Birkaç kişinin bana baktığını fark ettim. Çok kez seslendiler: "Kardeş, in aşağıya. Konuşalım. Oradan atlarsan ölmezsin, sadece sakat kalırsın." Bunlar söylenirken ağlamaya devam ediyordum.

İnsanlar polisleri ve doktorları aradılar. Birkaç saniye sonra bir adam beni ikna edebildi, aşağıya indim. Ağlamaya devam ediyordum. Birkaç dakika sonra polisler ve doktorlar geldi, adımı, yaşımı, kimlik numaramı ve ailemden birini çağırmamı istediler. Ocak ayında da böyle bir olay yaşadığım için babamı çağırmak istemedim, annemi arayıp telefonu doktora verdim. 

Yaklaşık yarım saat sonra annem geldi, olay anneme anlatıldı. Zavallı annem gözleri yaş içinde bana sıkıca sarıldı, ağlamaya başladım. Polisler annemden ve benden kimlik aldı, tutanak yazdı ve imzaladık. Beni kurtaran adamlardan biri, eğer intihar edersem onları da öldürmüş olacağımı söylemişti...

Sevgili okurlarım, aranızda intihar etmek isteyen varsa lütfen bu fikrinizden vazgeçin. Cidden ailenizdekilerin başına büyük bela açılır. Ciğeri beş para etmez insanlar için kendinize zarar vermeyin. İntihar ettiğiniz zaman sadece kendinizi değil, ailenizi ve yakın çevrenizi de öldürmüş oluyorsunuz. Kendinizi gram sevmiyorsanız -benim gibi- bari ailenizi düşünün. Eminim sizi canlarından çok seviyorlardır ve sadece sizin için uğraşıyorlardır. Umarım ki hiçbiriniz benim yaptığım dangalaklığı yapmazsınız. 

Psikoloğa uğradık, olanları anlattık. Bizim hemen acile gitmemiz gerektiğini ve babama haber vermemiz gerektiğini söyledi. Plazadan çıkış yapıyorduk ki, babam ve kardeşimi birlikte gördük   -tabii onların bir şeyden haberleri yok-.  Mecburiyetten babamları takip ettik.
Psikoloğa olayı anlatacağınızı söyledim, annem ve babamı odasına aldı, kardeşim ve ben annemleri bekliyorduk. Aklımdan hiç iyi şeyler olacağı geçmiyordu. Kısa bir süre sonra babam ile annem odadan çıktı. Babamın yüz ifadesinden neler diyeceğini tahmin edebiliyordum

"Hemen telefonu ver!" Dedi babam. Bunun üzerine internetimi kapatıp telefonumu babama verdim.
Hemen beni aşağıdaki parka götürdü babam, neden intihara kalkıştığımı sordu.

-Sürekli benimle dalga geçiliyor, buna dayanamıyorum.

-Ciğeri beş para etmezler için mi bize bunu yapıyorsun, dangalak! Bir de bana söz vermiştin. O kadar uğraşıyoruz; çalışıyorum senin için. Her yere gitmene izin veriyorum, para veriyorum. Öküz!

Ve benzeri hakaretler etti. Telefonumu ceza olarak elimden aldı. Ama inanın sevgili okurlar, gerçekten bu yaptığım şeyden çok utandım. Hele reşit değilseniz başınız daha büyük belada. Kendimden o kadar utandım ki, inanamazsınız. İntihar edicem diye söylenip durduğum arkadaşlarıma da vazgeçtiğimi söyledim. Tabii ki bilgisayar aracılığı ile...


( Neden İnsan Değilim başlıklı yazı y4hmu tarafından 18.11.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.