İsimlerini saymaya gerek yok,zincir marketler denilince herkes biliyor ve devir artık onların devri diyebiliriz,hem her mahallede bulunmasından hem de ürün çeşitliliğinden dolayı.Her hafta indirimlerin olması milletimize çok cazip geldi ayrıca elekronik eşya satmasıyla ise müşterilerini kendisine bağlamayı başardı.Zincir marketlerin saltanatı yerini koruyor her ne kadar zam üstüne zam gelse de.
Tüm bu değişmelere ve gelişmelere ayak uyduramayan mahalle bakkalları ise çoğu kendi yağıyla kavrulurken çoğu iflas etti.Aldığı ürünlerini aldığı fiyattan da satsa,müşterisi yok denecek kadar kalmadı,sadece sigara,alkol ve ekmek satarak ayakta kalmaya çalıştılar ve gelen faturaları ödemekte zorluk çektiler.
Mahalle bakkalı Rıfat amca bunlardan biri,eşe dosta,konuya komşuya her ne kadar yardım etmişse de bunun karşılığını alamaz ne derler,insanoğlu çiğ süt emmiştir.
Eski müşterilerini yeniden kazanabilmek için o da bazı indirimler yapar ve bakkalın kapısına penceresine:
"Temizlik ürünleri yarı fiyatına."
"Ayçicek yağı 20 tl."
"Bir kilo yoğurt alana bir kilo da bizden."
"Tüm kırtasiye malzemelerinde yüzde otuz indirim."yazar fakat kimse de dönüp arkasına bakmaz,üstelik
"Bozuk malzemelerini bize satacak indirim adı altında,şimdiye kadar aklı neredeydi,bunca zamandır kanımızı emdiği yeter," diyerek söylenirler mahalle halkı hiç de alışık olmadıkları bu manzara karşısında.
Hem dikkat çekebilmek için hem de acındırma edebiyatı yapmak için önce "devren kiralık"ilanını asar sonra da "devren satılık"ama kimse gelip yüzüne yine bakmaz.
Doğanın yasasıdır,küçük balıklar büyük balıklara her zaman yem olurlar.