Her 29 Ekim gelişinde bir başka olurum ben
Tarifsiz bir duygu seli kaplar benliğimi
Belki bir asır geçti ama unutamam
Yaşarım her şeyi an be an
Misal, asker olur cepheye koşarım
Vedalaşırım giderken sevdiklerimle
Dönüp bakamam ardımdaki evime
Bir daha göremeyeceğimi bilsem de
Bazen şahin gibi gözcülük yaparım
Köyümün en hâkim tepesinde
Kuş uçurtmam evelallah habersiz
Kimse giremez sınıra benden izinsiz
Başka bir gün, cephane taşırım Mehmetçiğe
Güç verir zorluklar vatan için direnişimize
Yol uzunmuş, karanlıkmış, soğukmuş dinlemem
Ben bu ülküden mümkün değil geri dönmem
Bir bakmışsın ulak olurum sabahına
Kimse fark etmeden süzülürüm yollara
Gizli mesaj taşırım siperlerin ardına
Başım üstünedir emanet edilen bana
Bandırma vapuru olurum, sürerim dalgaları
Amasya genelgesi yayınlanır, aşarım dağları
Erzurum, Sivas kongreleri ile, taşırım umutları
Millet Meclisi kurulur, yırtarım karanlıkları
Kuvayi milliye ruhuna sahip çıkar, yakarız özgürlük ateşini
İnönü ve Sakarya savaşlarıyla gelir zaferimizin ayak sesleri
Başkomutan meydan muharebesi perçinler birlikteliğimizi
Büyük taarruz ile son nokta konulmuştur, Ordular İleri!
29 Ekim Cumhuriyet ilanı ile inkılapların takipçisi olurum.
Medeni kanuna geçiş, Şapka ve kıyafet kanunu kabulü,
Harf devrimi, Türk kadınına seçilme hakkı, Soyadı kanunu,
Hangi birini saysam diğeri eksik kalır, hepsine sahip
çıkarım.
Asıl mesele, daha da ileriye gitmek elbette,
Emanettir bırakılan bu miras tüm ülkeye
Bu yüzden içim rahat, gelecek emin ellerde,
Ata’mın dediği gibi, ‘Bütün Ümidim Gençlikte’
Ekim ayı geldi bak yine, havada Cumhuriyet kokusu var
Dinleyin, Gazi ve şehitlerimizin bizlere mesajı var
Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacak
Bağımsızlığımızın tapusu bayrağımız hep dalgalanacak
Yazarın
Sonraki Yazısı