Varlığa delil olur, gaibten doğan algı
Dünya döner içinde, halay, horon horona
Öyle hırslar türer ki, insan için yanılgı
Tacını kapmak için, yarış, kıran kırana
Girdim dünya yüküne, oldum gönüllü hamal
Benim sermayem ne ki, üç beş nefes, üç beş mal
Sanki sonsuz sürecek, böyle acınası hal
Hırslanmış cümle alem, oyun, kuran kurana
Ahh içimdeki deccal, sahip olma arzusu
Fakir için aş olur, zenginde ruh mevzusu
Bir anlasak dünyada, herkes ana kuzusu
Kaybolmuşuz sokakta, adres soran sorana
İnadına yaşamak, nefsin doğasında var
Nefsi rehber edersen, koca kıtalar da dar
Mazlumun göz yaşından, etmiyor zalimler ar
Dünyanın her yerinde, savaş vuran vurana
Kimisi kapmak ister, hak olmayan makamı
Kiminin bombası çok, ondan keser ahkamı
Ulan ölüm yok mu ki, kükreyişin şaka mı
Sanki sonsuzluk menzil, koşup varan varana
Fezadan gör kendini, varlığın zerre değil
Ömür saydığın yıllar, sonsuzda süre değil
Aleme sultan olsan, ölüme çare değil
Nedir bu aymazlığın, korda duran durana
Bazen heybesi sırtta, hayatının göçünde
Kan damlıyor ruhunda, çokluğunun hiçinde
Hayalin çizemiyor, yarınının içinde
Yürekler paramparça, yara, saran sarana
Yaşlısı da genci de, kurulan bu tuzakta
Dökülen göz yaşları, nasılsa çok uzakta
Körleşirse nefisler, kara gizlenir akta
Aydınlık şafakları, gece gören görene
Zihinde kıtlık varken, akıl veren verene