Düşler ek yalnızlığın kıyılarına varsın son kez düş aşka.

Mevsimlerden sümbül, gökyüzünde saklı aşkın yalıtılmış meali.

 

 

Ah, göz çukurlarımda saklı o son gülüş

Hatmettiğim binlerce kitap ne ki

Mademki son kere görecektim seni…

İklimden çaldım hüznü

Aslında fıtratımda saklı hüzün ve kaygı

Bir mimoza bahçesi diliyorum Rabbimden

Asla solmayacağını bile bile gezinmek içinde

Melodiler duymak sabahın köründe

 

Defansı ömrün

Mizanseni yüreğin

Saklı tutulası sırlarım yok artık

Siması tanıdık bak, bak bu acıların

Şiarında saklı devasa yangın

Mademki bir kıvılcımdan çıktım yola

 

Azat et beni güzel Rabbim

Bu bedene sığamıyorum git gide

Gidişler saklı kırsalında yüreğin

Gelişine düşkünlüğüm sevdiklerimin

Bir başbuğu ise hayat

Bir serapsa gördüğüm gün ve gece

Maviden bir rüzgâr geçirdim sırtıma

Evet, o rüzgâr aynı zamanda mintanım

Meali ölüm olmamalı da mevsimin.

 

Kürediğim kürelerce hece

Közümden doğmanın mucizevi farkındalığı

Ve işte geldi dayandı keder kapıma

İzafi bir yolculuk olsun ne olur bu kaygılı meal

Sancılarım dinsin

Saydığım şafaklardan arda kalan hüzün bohçam

İçimde yer eden acılar ve sitem

Elbet kendime

Suçum sabit semiren hüznüm de muhalif işte neşeye

Göğsümü gere gere sevdiğimin üstüne

Neylerim ben bir başıma kalırsam?

 

Hızması da yok gülüşümün

Solgun yüzüm

Silik el yazım

Ve firarım hayattan

Oysaki tembihliyim öncemden

Vakti gelmese bile gitmeliyim ben

Elbet kendimden

Elbet kendimden kendime yaptığım yolculuk

Arzı endam eden gecede saklı soğuk esinti

Gecemi gündüz bildiğim

Gündüzümü gece

Şimdi ise aralıksız ayaktayım yirmi dört saat.

 

Bıçkın rüzgâra da kızgın

Kıyamazken ona dokunmaya

Ne olur keder almasın onu elimden

Ben benden çoktan geçtim

Giderim de onun yerine

Sarkıtı günün ve işte erişkin gece

Gergef misali sarmalında sözcüklerin

Dualarım ve imtihanım

Sınandığım kadar sığındığım Mevla’m

Yeter ki son bulsun bu sıkıntılı bekleyiş.

 

Bir an evvel de gönlüme ferahlık dilediğim kadar

Direniyorum hayata

Diretiyorum da sevgiyi

Eksik etmeden umudu

Kol kanat geren bana bir ömür

Karşılıksız seven tek insan.

 

Değil incitmek dokunmaya dahi kıyamadığım

Nur yüzlü kadın nar tanem

Söküklerimi diken

Sarkıtı hüznün

En güzeli gitmek bu âlemden

Alametifarikası yorgunluğun

Bir kuş gibi kanat açsam keşke sonsuzluğa

Son bulsa yaşım, yasım

Yasa bildiğim sevdiğim gök gözlü kadın yeter ki

Dönsün ocağına.

 


( Yeter Ki Dön başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 2.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.