Düşlerimi terk edemem, mavilim: bu sevgiyi de ziyan edemem.

Aklımın çekmecelerinde saklıyım belki de gözümü sakındığım kadar kabir azabı çektiğim bu dünyadan firarım da çok yakındır.

Meftunu olduğum güneş ve ömür denen çeşmenin suyu akmadığında yeşeriyor ve yaşarıyor gözlerim.

Özlem denen iklimde seyrüseferindeyim yüreğinin.

Yıktığım tabular ve kırdığım putlar bazense severken devirdiğim potlar.

Bir emare ise gece.

Bir hüzün geçidi ise günce.

Mevsimlerden özlem, annem.

Peşine düştüğüm rüzgârın güftesindeyim ve bestesi ölümün kulaklarım çınlar başım öterken sanıyorum ki güneş zamanından evvel doğup battı.

İçimin tufanı.

Son demindeyim mevsimin.

Mavi gözlerinde demlendim bir ömür çünkü sen anne iklimimdin sektiğim bir duygu sarktığım pencere pervazı.

Bir öyküm vardı benim. Yetmedi.

Bitmeden biri diğeri başladı.

Kâfi gelmedi.

Yazdıklarım da yetmez oldu çünkü sendin söz verdiğim ve veri tabanında ömrün varsayımlar peşinde koştuğum kadar tutukluydum ben sana.

İbrazı mı yalnızlığın?

Yoksa iade-i itibar mı sözcükler iken kefil olduğum bazense afalladığım.

Müzmin yüreğimin mukayese kabul etmeyen devresisin ve her devre arasında sana koştuğum umudun tekkesi aşkın teknesi yalnızlığınsa hutbesi belki de ölümün kubbesi.

Sensin mavilim sen vazgeçemediğim.

Aklımın ambarında saklı kayıtlar.

Bellekte olanlar dahi yetmez bana o yüzden alt belleğime güvenip binlerce şiir yazmayı diliyorum Rabbimden mutluluk kokan şiirler ve sen annem benim en güzel bestemsiniz.

Muhtırası verildi acıların bir kez ve demlendim ve derledim güzellikleri: dualarımda saklı adın duayeniyim de yalnızlığın:

Ah, bir gelsen dün olduğu gibi.

Ah, aklım da gitmese ya.

Gidip gelmelerin meali iken anne yüreği bil ki sen benim kıymetlimsin kendimden çok seni sevdiğim tescilli Allah katında.

Kulvarımda birinciyim çünkü hüzün benim reçetem ve işte İlahi ilacım yüce Mevla’m.

Topa tutanlar var.

Bir de taşlayanlar.

Ama ben sevdikçe taçlanıyor yüreğim ve tutuklu kaldığım şu hücremde sensin benim sevincim ve gediklim.

Hüzün coğrafyam.

İklimlerden özlem, annem.

İçerlemiyorum artık bana yapılanlara onlar bir kere içmiş yılan zehrini ve işte böylece daha da değere biniyor benim güzel gönüllü Allah dostlarım.

Bir imtiyaz ise gece.

Bir şive ise her hecede saklı olası neşe.

Kurumadan gözlerim gel.

Kuldan başkası yok yaralayan.

Kül olsam ne ki sen yanımda olmadıktan sonra?

Kulluğuma binaen aciz varlığımı da hibe ettim madem ve işte acılarımdan ördüğüm bir şiir bir yazı daha: dertlendiğime bakma sen yeter ki ak annem ak kollarıma ve ak saçlarını okşamaya dahi kıyamazken son nefesimi vereyim yeter senin acını görmeden varsın serileyim kabrime ki ben zaten hayatta değil mi kabir azabı yaşadım…

Bildiğim.

Bilmediğin.

Tahmin ettiğin ve biliyorum da sana malum olduğunu yeter ki aç gözlerini ve kocaman kalbine son kere sokulayım ve kapatayım gözlerimi bu densiz yalan dünyaya.

Hicvi şiirin.

Hicreti mevsimin.

Temkinliyim artık insanlardan yana ve yâd edilesi mazimde saklı ne varsa ve de ben elbet senin eserinim Rabbimin izniyle yazdıklarımda kayıtsız kalamıyorum hayata ve sen acı çekerken aldığım nefes dahi haram bana.

Nefsim, değil mi annem?

Hani sadece on yaşımdayken öldürdüğüm nefsim.

Hani, insanların prangalar vurduğu hani başımdan aşağı kaynar suların döküldüğü. Neymiş efendim? Azıcık genç irisi bir çocukmuşum da yediklerim de fazlaymış hani ne de olsa üç beş kilo eklendi diye zar tutuyormuş insanlar hem neyime gerek yemek yemek?

Basireti bağlanmış bir kere mutluluğun.

Mutluluk benim için sevmek demek: aç olsam ne ki ya da tok olsam?

İçin nasıl acırdı, annem çocuk yaşımda kendimi sırf insanlar uğruna açlığa teslim ettiğim nasıl acıtırdı canını ama benim kadar acıyamaz canın yeter ki daha fazla acı vermesin Rabbim.

Bir öyküm yok benim binlercesi var yazdığım ve yazacağım ve de yazmaya doyamadığım ve sana verdiğim sözü tutuyorum annem çünkü sen beni hep cesaretlendirdin yazmam için.

Yazmam mı annem?

Yazgımda saklı ne varsa peşinen kabullendiğim ve işte yazgıma eşlik ediyorum yazmaya meylettiğim ne ise bir bir dökülüyor yüreğimden ve sensin tüm yüreğimi kaplayan bunca zaman nasıl da doyamadım ben sana yeter ki ben sana doymadan gitmelere kalkma.

Ben giderim, be annem: ben senin yerine giderim de.

Babamdan sonra bir de sen gidersen yaşayamam ben.

Yazgımla yazdıklarımla solumdan sağa saydığım ve nöbet tuttuğum sabahlar gelsin yeniden yeter ki senle doğsun gün ve güneş.

Sensizliğe katlanamam ama bensizliğe katlanırsın sen ve de tüm dünya.

Sensizliği değil senle olmayı katlıyorum çünkü ben kat izimle seviyor ve yaşıyorum ve de yazarken bil ki kat izimde mevcuttur ruhum ve duygularım ve Allah korkum.

İman gücümden doğan bu umutla bunca duayla yeter ki dön yeniden ve kon başucuma.


( Yazmam Mı Annem... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 29.09.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.