Uygarliklarin olusumu ve gelisiminde hayatta kalmayi diri tutarak, yasama istegini karsilayan bütün zorunlu gereksinimler temelinde DAVRANIS BiLIMLERiNiN ve KAMU VICDANININ en vazgecilmez unsur olarak ana gövdeyi olusturdugu, temel basamaklarina liste sirasiyla esas  taslarini döseyip, en nihayi kisi özgürlügünü ve toplumsal hafizayi yapilandiranlar kaynaginda Beslenme, Barinma, Korunma, Ortak iletisim ve Kendi Farkindaligini Sunup Yasatma gibi bes asamali baslik altinda dünya hayatina toplanip birikir insanlik .

 

Dogal felketlerin veya dogal olmayan insan kaynakli suni sebepli uyusmaz anlasmazliklar sonucu azip kudurtulmus kavgalar nizahlar catismalar ve savaslarla, dami diregi yikilmis, ili mahlesi sokagi yerle bir, gelmis gecmisi talan tarumar, kütügü kaydi insanlik akil fikir vicdan hanesinden sökülmüs silinmisler ardinda birakilan ac susuz sefil acilar yokluklar yalizliklar kimsiz kimsesizliginin kinini nefretini kiyamete kadar üstünde kalan cirilciplak ölüsüyle birlikte sürükleyip götürmeye; ve hic bitmemeye; ve bittikce her seferinde kabuk bile tutmamis  eski yarasindan yeni anlasmaz uyusmaz yitik kopuk belirsiz bilinmezlere taptaze acilar kahirlar yokluklar ve sürgünler kiskirip kanatan dünya tarihi ve insanlik öyküsüyle, gelen gideninkini devraldigi KAViMLER GÖCÜ`nün mola araliklarindadir, sürgününde dünyayi sürüklerken aci tatli her ne varsa yasanmisliklardan demlenip cikarimlanan Kültür SAnat yumagi. Ve uygarlik, kültür sanat yumagi olmakszin asla örgüsünü isleyip örgüsünü dokumasi mümkün degildir.

 

Birinci Darius`un ( Pers Krali ) devrinde yerlesik hayatin Merkeze Bagli vergilendirme ve bölgesel idareleri ( Satrap Valiliklerini ) yetkilendirip oradan idare etme sayesinde düzenli yollari, ücretli ordulari, kentlesmeleri, su kanallarini, carsi bazarlari, görsel ve gözde estetigi, posta servisini…kisacasi bugün bildigimiz ve yasadigimiz modern uygarlik hayatinin özünü esasini kurdu. Iskender ücüncü Darius`tan savas meydanlarinda satasip kipisip kovalasarak devraldigi tüm bu zenginligi ANTiK YUNAN`a söküp tasidi. Orda Sanat ve Estetige refah payi arttikca her yükselisin kendini Davranis Bilimleri`nin son halkasi olan kendini gösterise sunup duyurma isteginin karsiligi geregince tüm diger temel hayati ihtiyaclarini karsilamis olmanin rahatligiyla hayati, dünyayi evreni sorup düsünüp yorumlamanin FELSEFESI eklendi.

 

Roma Uygarligi bunun bu kismini  gösterisli meydan köprü saray bina cesme heykel arena han hamamlariyla isledi süsledi ve donatti.Mirasin tümünüyse Germen Topluluklar Sülalesi ilim bilim teknolojiyi devreye sokarak; Pers, Dor, Korint, Helen, Iyon antik cagi süs, söz, yapi, unsur, arac ve malzemelerine Gotik, Barok, Rokoko ve Rönesansin ilgi bulgu yol yöntemlerini sentezleyip karisimlayarak bugünü ve halen sürgünlügü sürüp gitmekte olan INSANLIK tarihi ve kavminin DÜNYA göcü hikayesini GILGAMIS SÜMERCE`sinden sonsuzlugun adres yeri neresi yahut nasildir cevabina, kayip bir pusulayi arar sorar gibi dur durak bilmeksizin yarini harmanlayip bugünü okuyup yazmaktadir.

 

Bunu yaparken de bazan Tümden topragindan yerinden yurdundan hepten ve kökten tasinip bir baska yere GALYALI`lar veya Kartacalilar gibi yeni bir hayatin belirleyici öznesi olduklari gibi, hic bir yere gitmeyip sonradan gelenlerle karisip kaynasarak Iyonyalilar, Etiler, Urartular, Firigler benzeri dil yol tarih cografyalara uygarlasmanin ortak kimligi ve kültürünü ( Anadolu ) mayaladi.

 

Ingiltere`de buzullarin erimesiyle genc kitalar tarihiyle ortaya cikma sebebiyle böyle sürekli baska yerlerden gelenlerin bazan büyük catismalarla bazan kavgasiz nizahsiz pesin teslim olmayi baskilayici istilalarla  birbiri üstüne dolusup kaynastigi sayisiz kök ve kökenleri ayni kimlik ve kültürde katti mayaladi. Giritli ve Zeus`un öküzün sirtinda daga kacirdigi ve Anka kusunun kizi namiyla tüm yunan adalarini dogurran bir Yosma`dan adini alan ve bu yüzden Avrupa Birligi`nin sinirlarini bu adalarda sonlandirdigi Kita Avrupasiyla, ordan göcüp gelenler sebebiyle hak ve hanedanlik savaslari yasadi Ingiltere. Sonra sonra, `tanridan sonra bunca yeryüzünün tartismasiz tanrisi benim `diyen Vatikan Papazlariyla aksini idda eden; ve koca dünya üstünde  `günesin batmadigi rakipsizligin tek basina tanrisi olduguna ` dair hükm ve hükümranlik hakki idasinda dövüsüp bozusup ayrisarak, ayrilarak uydurdugu kendi kilisesinin ANGLiKAN tanrisi oldu ingiliz kral ve kraliceleri. Kralice Iki bu yüzden dün kadar yakin bir tarihte piliyi pirtiyi toplayip zaten hic bir islevi olmayan hayatindan ölüp giderken sadece Ingiliz hükümranliginin dünyaya  naklen yayinini degil,  ayni zamanda da ezdigi yoksul sefil zavalli ve perisani dünya nüfusu kadar cok insanligi kulu kölesi olarak gördügü ve hanedanlik ihtisamiyla sömüren soyan emreden ve buyuran yeryüzü TANRICASI olarak uctu gitti.

 

Gelgelelim EMMA`ya..:

 

Uzun tasvirler ve edebiyati olabildiginden de fazlasina zorlayici süslü betimlemeleri yok Jane Austen`in yazim dilinde. Diger hic bir romaninda yok, Emma`da ilac diye arasan da yok.

 

Sözkonusu köy kasaba tasrasiyla sinirli olunca, yaziya konu olan yerler mekanlar olgular ve olaylara karismis yüksek gerilimler ihtisamlar monogramlar vesveseler dolayli imali simgesel anlatimlar da yok, insanlar da cok kalabalik degil. Oturup bir ögle saati kahvesine citir kuvruk kurrabiyelerle samimi bir sekilde sorarsaniz, bütün ictenligi ve sicakligiyla romandaki Emma olarak size Ingiliz kök ve kültür damarini kadin rolüne gecmis erkek romancilar veya kadinken erkegi konusup davranak kadin yazarlar gibi degil, bütün olanca kendi dogasiyla kadinligin BOTOKSLANMAMIS ve karakteristik kimyasi herhangi atölye fukarasi yapmacik kozmopolit dünya tecavüzüyle bozulmamis hali dilinden anlatip tanitiyor tüm romanlarinda. Kendini yari Emma yari yariya Jane Fairfix olarak anlattigi satirlrda bile bile ip uclari verdigi Emma`da da yine aynisina öylemesine.

 

Kim var peki ? Papaz Elton, Yoksul yetim Hariet, Jane  Fairfax, Miss Taylor, kendi romanda hic bir varlik göstermeyen fakat anlatim akisi icre albay Campella, yine ayni ad ve akibete Frank`in dayisi Churcill`le beraber eni konu hepi topu  üc bes kisi daha..

 

Cok uzatmadan :

Konu kiran kirana iyilesmez ve hastalik derecesini coktan asmis CÖPCATANLIK üzerinedir. Yasadigi kasabada insan azligi konu ve olay cesitliligi kurakligi ve bagli olarak da genc nufus yoksunlugu sebebiyle fakir yetim fakat henüz hic bir damri kötüye islenmemis olduguna kesin inandigi ayni yasin Hariet`iyle arkadaslik etmenin baska yolu olmadigina zorunlu baglandigi sebebiyle, onu yetim olarak verildigi ciflik sahibi aileden günden güne kopararak kendi etki gücünün kurtulusu olmayan cekim merkezine odaklar. Emma, kiz kardesi Elisabethin coktan kocasi Avukat olan evliliginden iki yegen sahibi, annesi ölmüs ve herseye her an ve herkese ehvamli temkinli duygu inceligiyle takildigi en ince ayrintili yerden kopmakta zorlanan zengin, varlikli, yasli babasiyla birlikte yasamaktadir. Orda yillaryili bu iliskinin her dedigini harfiyyen yerine getirmis; fakat evlendikten sonra misis Weston adini almis; Emma`nin hem dadisi hem her konuda herseyini güvendigi sirdas eski ev hizmetcisi,adini her andiginda babasinin zavalli diyerek andigi bayan Teylor simdiki saygin komsulugun ve yasanmis hayatin bir parcasidir.

 

Zengindir ya Emma, ona o zenginligi saglayan herseye hic kimseyle bölüsmemek üzere tanri gibi tapinir ( buradan da ingiliz kültürünün temelinde sakli neye göre nicin ve ne karsiliginda alt yapisini olusturan kadin adanmisligini okuyor insan ). Hatta günün birinde tüm bunlari asik olma sebebiyle zümresinin dengi olmayan herhangi biriyle paylasmaktansa,bile isteye ölmeyi tercih etmek kadar agir kararlilikla hic evlenmeme kararindadir. Cünkü ona göre sayesinde herseyi yapabilme gücün ve özgürlügüne sahip oldugu zenginlige göre degilse insan cöptür. Bu yüzden hayatta olup biten herseyi zenginligin cekim gücüne göre oldugunu anlar bilir ve algilar. Etrafinda olup biten herseyin neye nasil nicin yanilmis olsa bile hakliligini hic kimseyle tartismayan; ondan izinsiz hicbir seyin kendiliginden olusup gelisme sansinin ve ihtimalinin kesinlikle mümkünü yok buyurucu olmanin etrafini kendine itaat edenlerin tartismasiz boyun egisiyle donatip doldurdukca üstünlügünün kanitini belgeler adeta. Bunun icin saf ve henüz hayatina hic birsey kaydedilmemis Hariet`i kendi hüsnükuruntularini dolduracak labaratuar calismasi ve denek avi olarak secer.Onunla yoksul egitimsiz kaldigi sürece, dengi olmayan  zümre varlik kültür seviyesizligi yüzünden kesinlikle arkadaslik kurmasi imkansiz oldugunu, herkese de ayni yaklasimla iliski kurdugu ve babasi nasil ögütleyip yetistirdiyse harfiyyen uyumlu güdümlülükle, alcaltan kücümseyen incitmelerle bagira bagira ruhuna kazir Hariet`in.

 

Kime nasil diler ve isterse, kendi genc kizliginin duygu savrumlarina örnek ve yasanmisliklar cikarimladigi Hariet`i deneme yanilma yemi olarak önce -ciftliginde kaldigi ve ciftci gencin de Hariet`i ömründe hic kimseye karsilik sevip tutkun oldugu- kiz kardesleri ve annesiyle birlikte yasayan cifci Martin`e kulplandirir. Sonra o senin seviyende bir insan degil avam ve siradan gerekcesiyle Martin`den vazgecirir, kasabanin papazi Elton`a yöneltip yönlendirir.

 Papaz Elton Hariet`de degil benim gönlümde sen varsin diye Emma`ya bir kis günü ayaz buz demeden hep beraberce gittikleri  eski hizmetcilerinin davetinden dönerlerken faytona saldirip sarkintilik edince, bu sefer hizmetcilerinin ogullugu olan Frank`a kulplayip yönlendirir.

 

Frank, evlendikten sonra hizmetcilerinin adini aldigi varlikli Weston`un ogludur. Karisi ölünce Frank dayisi yine varlikli Churcill`lere evlatlik olmustur. Karisi hastalik hastasidir bu yüzden oglan babasini binde bir ziyarete gelir. Geldiginde Emma`ya kur yapar fakar asil amaci Jane Fairfex adinda yetim, Campella adinda varsil bir albayin bakmindadir. Ara sira eski varliktan simdiki yokluga düsmüs ninesini ve kuz kurusu olarak kalmis cok konuskan teyzesini ziyarete gelir bu kasabaya. Kiz güzeller güzeli, zeki, agirbasli, zrif dillere destan alimlidir. Kibrinden kiskancligindan olmadik ve durduk yerde kulp ve kusur arar Emma onda.

Kibrinden catlayarak Fairfixè selam bile vermeyi ödülden sayar Emma. Onun bunun parali metresi oldugunu bile düsünür. Oysa Fairfix Weston`un oglu Frank`la ancak tanrinin duydugu ve sahitlik ettigi ölüm üzerine ask ile sözlesmistir…

 

Tüm bunlari Hariet`in ondan ona Emma cöpcatanligila iliklerine kadar övüne sevine asik olup, cektigi baglamnmislik acilarindan tapindigi kisileri hic orali olmadigi acisini ezile üzüle yine Emma`nin yönlendirmesiyle bir baskasina afasinin keyfince oynayara; yanlis yapmissa bile varlikli ve soylulugunun buna hakki oldugunun bilincaltindaki herkesten akilli zeki üstün bilgin oldugunu Heriette dener sinarken, Kinightley….

Zar zor kosullarda düzenlenen bir baloda kimsenin dansetmedigi Hariet`le kiz üzülmesin diye danseden Kinightley`e aay yakinca Hariet, bu kez sefil ve dengi olmayan Hariet parcasinin zengin Knightley`in hic dengi olmadigini izip köpürerek, adamin mai mülkü serveti yegenleri mirasi olmasi gerektigi hincina kapilip adeta mala müle bu sefil parcasinin konma ihtimaline  kin besler, selami sabahi keser Hariet`ten Emma..ki Knitgtley..

 

Londra yakinlarinda oturan ve kirk yilda bir ziyarete geldiginde `ne diye evlendin gittin kendini ziyan ettin ` sizlanip serzenisleyen babasinin asla gitmesine gönlü razi olmadigi  kiz kardesi Elisabeth in kocasi avukat John`un bol topraklari arazileri konaklari baglari atlari arabalari ve bahceleri olan hesap kitap banka borsa adamidir. Olgunlugu deneyimi görgüsü bilgisi akli fikri vicdaniyla Emma`yi en basta bu cöpcatanlik isinde herkesin hayatini oyuncak etme kibirinden ve her hususta herkesi zevksiz zayif dengesiz tikanik corak zibil cöplük artigi  bilmeye yanilip aldandigi halde, kendini zeki, güzel, becerikli, üstün, hakli, yetkin baskin görme  ukelaligindan vazgecmesi hususunda dikkatini ceker uyarir .

 

Olanlar olmustur bu ara, Emma basliginda yazilan romanin ucu ortasi gecmis, Papaz gittigi kaplicada kendine sehir kokanasi havadar buraarin bende süslüsü yok cinsi Emma`nin yasca ilerlemis herseyi soylulugun yüksek sosyete anlayisiyla bakan gören ve degerlendiren halinin kadiniyla evlenmistir. Bu yüzden de daha kasabaya geldigi ilk günden itibaren ayni kabizlign kaprisli cekismesinde birbirlerine itici gelmistir.

 

Olanlar olmustur sonunda, eski hizmetci Taylor`un ogullugu ve Weston `un oglu Frank, Jane Fairfix; le, bütün hayal hüsran ve düs kirikliklarindan sonra artik buz gibi üstünde oynanmis didiklenmis yilgin yorgunlugunun kendi kaderine terkedilen Hariet `i, Knightley`e o zamana kadar hic farkinda olmadan aslinda ne kadar tapkin ve asik oldugunun farkina vararak adeta aciktan ask daveti cikaran Emma`nin herkese ilan edilmis nisanlilik sözünü duyunca, kendine tutkunlugu hic degismeyen  ciftci Martin`le evlenmistir.

 

 

Babasinin kopyalayip dolguladigi hayattan baska hic bir özgün varlik göstermeyen, babasi yoksa kendisinin hic olmaycagi evliligi kocasini Ic Güveyi olmaya kendiliginden razi gelmesi sart kosul ve karsiligina, konforundan ölse vazgecmeyecgi hayatin adina yazilmis romanini mutlu son yazisiyla noktalayip bitirir.

 

Ne diyelim…onlar ermis kavusmus kerevetine servetine sermayesine mirasina mülküne de, Jan Dark ve MARiANNE, esitlik özgürlük adalet ( kardeslik ) üclemesinin neredeyse bütün Avrupa`nin Ulus Devletler`ne göre icsellestirip bayraklastirdigi; ve Aydinlanma filozoflarinin en temel konusu `düsünüyorum öyleyse varim ` noktasinda bilgiyi algiyi ilgiyi cesareti benligi özgürlügü vicdani hukuku egitimi kültürü sanati ve özgüveni hayatin en temel maddesi olan BESLENME basamaginda EKONOMiK faydaya dikkat cekerek; ordan gelen huzur sevgi saygi güven rahatliginin insani hem kendine hem toplumuna hem de yarinki gelecege her buyrulmus hayalperest ve hurafe alim satim sarttindan daha  degerli ve kiymetli oldugunu, cürüdükce kendini tekrarlayan her despotluga binyediyüz seksendokuz Burjuva devrimiyle, binsekizyüz otuzbir Jakoben (haziran ) ayaklanmasi kadini GÖGSÜ DISARDA yari ciplak ve EUGENE DELACROiX in boyayip cizdigi halde vakitte kalmayip, kokustugu yerden patlamis püskürmüs toplumsal enkazi yenilenmeye tazeleyip topraklayan insanlik degerleri temelinde SARI YELEKLiLER günceli susturulup sindirilirken, kklü temellerini en kirsal kesimlerden kilcallanan INGiLiZ KRALIYET samatasi ve tantanasi, EMMA´da oldugu gibi insan deger ve yargilarini para mal ve servet esasi üzerinde tespit tayin edip buyurmakta ve yasatmaktaydi.

 

Seyfi Karaca……..Eylül / 22 

( Jane Austinden Emmaya 2 başlıklı yazı Yeldegirmeni tarafından 27.09.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.