Pazar günlerinin ve özellikle pazar akşamlarının hayatımızda ayrı bir yeri vardır örneğin;çocukluğumuzda ya Kemal Sunal'ın ya Cüneyt Arkın'ın ya da arabesk sanatçısının filmi  çıkardı ki heyecanımızdan yerimizde duramazdık ve ertesi gün arkadaşlarımıza  anlata anlata  bitiremezdik.

Genelde derbi maçları da pazar günleri olur onun heyecanını anlamak ve anlatmak ise bambaşka.

Bu akşam A  Milli Futbol takımımızın maçı vardı ve 2-1 yenildik günlerce konuşulacak tabi tartışmalı pozisyonlar,oyuncuların performansları vs.Spor yazarları çarşaf çarşaf   köşe yazılarında gene ahkam kesecekler.Oyunun kanunu bu,yenmek de var yenilmek de.Sevinç ile  hüznün dans ettiğini alan spordur,dünyanın sonu değildir mutlaka ne ilktir ne son olacaktır bu yenilgiler ama düşündüren bazı noktalar var:

Teknik direktör  basın açıklaması  yapıyor,bazı oyuncuların eksikliklerinden,yapılan hatalardan  yakınıyor yani klasik açıklamalar.

Bana milliyetçi mi dersiniz yoksa ırkçı mı bilmiyorum,bilmek de istemiyorum doğrusu ama bildiğim tek şu var:
Takımın başına 'milli'bir adamın geçmesi kan ve duygusal bağı olan.

Düşünelim şimdi;
Muhtarımız Fransız, kaymakamımız Alman,valimiz İngiliz, belediye başkanımız  Rus, bakanlarımız.... Ürkütücü değil mi?

Kazansak bile doya doya sevinmek içimden gelmiyor kardeşim sıradan bir vatandaş olarak  çünkü fatura hep teknik adama  kesilir;
Kazansa "o" kazanmıştır,kaybetse "o" kaybetmiştir bu da beni  çok yoruyor bana çok acı veriyor....

( A Milli başlıklı yazı berberce tarafından 26.09.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.