“ İyilik yap denize at ” en sevdiğim ve kendime hayat felsefesi edinmeye çalıştığım, belki ucundan kıyısından kısmen de uygulamayı başarabildiğim bir deyiştir. Hakikaten bunu bilmiyorum, kendi kendime hükmedemem bu hususta. Entel dantel bir muhabbet olsun babından da yazmıyorum, vallahi billahi bilmiyorum. Sadece hayatımı iyi bir insan olarak yaşamaya çalışıyorum, ne kadar başarabiliyorsam artık. Elbette hiç kimse ile paylaşmaksızın, yerli yersiz gerekmedikçe. İyilik yapmak zaten güzel bir şeydir, saklamak için özel bir çaba göstermemiz gerekmez. Ama bir şekilde nefsimizle sıkıntı yaşayabiliriz. Bu nedenle beklentisizlik en erdemli ruhsal doygunluktur, bence tabii ki.

 

İyi ve kötü insan ayırımına tamamen karşıyım, iyiliği tercih eden ya da kötülüğü tercih eden ya da duyarsızlığı tercih eden insanlar vardır. Hülasa bu sadece bir tercih meselesidir. Aksini düşünen herkese de saygı duyarım.

 

Eminim hepimizin günleri çok çok kıymetli iyilik dolu davranışlarla geçiyordur, bu insan olmamızın bir gereğidir ama her daim ölçülebilir değildir, zira ölçmek/ölçülmek için yapmayız, bunun hesabını kitabını tutmayız. Genellikle “ iyi bir insanım.., iyi bir insan olmaya çalışıyorum..” diyebiliriz, kime karşı? Kendimize karşı. Duruşumuzun takdiri çevremizin tasarrufundadır, kendi hükmümüzde değil. İyi olmak, iyilik için çabalamak, iyi düşünmek insana kendisini değerli hissettirir, mutlu hissettirir, işe yaradığını düşündürür, dünyayı daha yaşanılabilir hale getirebilmek için sorumluluğunu ifa ettiğini kulağına fısıldar… Düşünsenize ardınıza baktığınızda geride kalan tüm bir yılınızı her gün en az bir iyilik yaparak geçirmişsiniz. Bunu bilmek güzel olur, değil mi? İşte yazımın konusu sadece budur. Tüm hayatımız binlerce iyilik ile geçse de haydi bir çetele tutalım. Soran kendimiz, yanıtlayacak kendimiz.

 

Aşağıdaki örnek şahsıma ait naçizane  bir düzenlemedir, hepimiz bunu farklı farklı şedüllere oturtabiliriz, niyet önemli, modelleme değil.


İyilik Yapmak Sağlığınızı Nasıl Etkiliyor?

 

 

Ocak … Sokak hayvanları için her gün biraz su, ekmek vs. koyun dışarıya, 30 gün boyunca.

 

Şubat … Sıkıntısı olan bir arkadaşınızı dinleyerek ona en azından fikren, manen yardımcı olmaya çalışın, 10 gün boyunca.

Uzun zamandır görüşmediğiniz bir arkadaşınızı, akrabanızı, eşinizi, dostunuzu arayıp halini hatırını sorun, 18 / 19 gün boyunca.

 

Mart … bayram, seyran, dini ve milli günlerimizin dışında çam sakızı çoban armağanı misali küçük çocuk / çocukları sevindirin, en azından faydalı bir masal anlatın, 15 gün boyunca.

Yaşlı insanlara yer verin, yükünü taşımasına yardım edin, karşıdan karşıya geçmesine yardım edin vb. , 16 gün boyunca.

 

Nisan … Her gün çiçeklere, bitkilere su verin, 30 gün boyunca.

 

Mayıs … Sokakta, bahçede, evde bir taş, cam, veya zararlı olduğunu düşündüğünüz bir atık gördüğünüzde yanından geçip gitmek yerine alıp bir çöp kutusuna atın, en azından kenara itin, 31 gün boyunca.

 

Haziran … Fitre, zekat, Ramazan yardımları haricinde gücünüz nispetinde lokmanızı paylaşın; bir öğün yemeğinizi veya çeyrek ekmeğinizi veya yarım krakerinizi , 30 gün boyunca.

 

Temmuz … Size kendinizi iyi hissettirebilecek ve yalnızca kendinizi ilgilendiren somut, fiziki bir şeyler yapın, kendinize özellikle o gün iyi davranın, ihmal ettiğiniz sağlık probleminizi ötelemeyin … kendinize zaman ayırmaz iseniz gün gelir bu iyilikleri yapabilecek bir “siz” de kalmaz ortada, 31 gün boyunca.

 

Ağustos … Her gün çiçeklere, bitkilere su verin, 31 gün boyunca.

 

Eylül … İnsanlara kendisini değerli hissettirebilecek extra bir şeyler yapın; içten ve sıcak bir teşekkür edin, gözlerinizle vücut dilinizle, olağandan bir tık fazla zaman ayırarak merhaba deyin, yaptığı işi övün, takdir edin, biraz abartın, 30 gün boyunca.

 

Ekim … Yeni bir şeyler öğrenin. Okuyup araştırın, deneyimleyin ve bildiklerinizi, öğrendiklerinizi mutlaka paylaşın. Beş dakika da olsa okuyun. Olabildiğince genel geçer konularda bilgilenmeye çalışın. Sözlü veya yazılı paylaşımlarınızda “ bence, anladığımca, okuduğumca, bildiğimce, kuvvetle muhtemel, kanaatimce..” gibi ifadeleri kesinlikle kullanın ya da böyle bir paylaşıma asla girmeyin. Bilimsel gerçekler de olsa kapıyı çok ama çok küçük aralık bırakmak kimseye bir şey kaybettirmez. Mesela doğal felaketler ve fiziki kazalarda öncelikle yapılması gerekenler, sağlıklı beslenme, fizyolojik olumsuz alışkanlıklar, icatlar, keşifler, neyin nasıl çalıştığı, farklı milletler, farklı inanışlar, ekonomi, hukuk, dil, sanat, eğitim, öğretim … ne olur ise olsun ama önceden mantığına, aklına eremediğiniz, bilmediğiniz bir şey olsun. Ve kesinlikle paylaşın, sadece kendinize saklamayın, 31 gün boyunca.

 

Kasım … Sokak hayvanları için her gün biraz su, ekmek vs. koyun dışarıya, 30 gün boyunca.

 

Aralık … Küçük veya büyüklerinize veya yaşıtlarınıza onlardan hiçbir talep gelmediği halde kendiliğinizden beş-on dakika veya uygun bir süre ayırıp size hiçbir fayda sağlamayacak olsa da sadece onlar için bir şeyler yapın. Oyun oynayın, parka bahçeye pikniğe çıkın, bir soğukluk hazırlayıp ikram edin, çay hazırlayın, kitap okuyun … 31 gün boyunca.


İyilik yapmak kalbe iyi geliyor


Bazı ayları bilhassa tekerrürlü yazdım, nasıl arzu eder iseniz öyle düzenleyebilirsiniz.


İlan vermeden dolu dolu iyilik eylemleri ifa ederek yaşayabilmek kadar ne daha güzel olabilir ki?

 

Yedi yirmidört vatan, millet, aşk, meşk, din, iman, şehadet, Atatürk, Osmanlı, Selçuklu, memleket şiirleri yazmak, coşku ile bunları paylaşmak elbette çok ama çok güzel.


Lâkin;


Zaman zaman somut adımlar atmak, ölçülebilir eylemlerde bulunmak da çok güzel. Yineliyorum; Kime karşı? Elbette sadece kendinize karşı. Siz bilin yeter, başkasının bilmesine ve takdir etmesine hiç mi hiç hacet yok.


Dünyayı daha yaşanılabilir kılmak elimizde.

Hiçbir filtre koymadan.

 

Allah rızası için yapmayın bunları, daha doğrusu böyle ifadelendirme ve düşünme gereği hissetmeyin, O'nun bilinçli kulları olduğunuz için, O'nun sunduğu nimetleri hakkınca ve doğru kullanmaya gayret içinde yapın bunları / yapalım bunları.


Şiirlerimde milyon kere şehadet şerbeti içsem ne, tasavvuf ile yatıp tasavvuf ile kalksam ne?


Benim bu satırları yazışım ve sizlere aktarabilişim zaten O'nun rızası olmadan gerçekleşemez.


O'nun nezdinde hissiyatımızı kelimeleştirmeye lüzum yok, Yaradanımız O, bilen O, mutlak hakim O.


O istemeden yaprak kıpırdamaz.


" İnşaAllah, maşaAllah, selamün aleyküm, ve aleyna aleyküm selam .." dinimizin farklı demografik etnisitelerinde de olsak da ortak ilahi deyişlerimizdir elhamdüllillah, aynen ezanımızda olduğunca. Ancak bu kelimelerin içi sadece şirksiz kusursuz iman ile dolarsa, değil ise herhangi bir dilde ifade edilmiş gelişi güzel kelimelerdir.


Allah adına, müminlik adına, İslamiyet adına eylem, eylem, eylem....


O'nun hiçbirimize gereksinimi yok ki, istediği anda cümlemizi yer ile yeksan eder, istediği anda cümlemizi ihya eder. Biz O'nun kullarıyız, kendimizi azımsamayalım, kendimizi liyakatından fazlaca önemsemeyelim. Hamd olsun her çeşit yeteneği, kabiliyeti bahşetmiş bizlere. Fiilen icra edelim ve susalım, yeri geldikçe susmak da anlamlı bir eylemdir, O'nun takdirine arz edelim. Sorgulamak haddimiz mi? Kimse adına konuşamam ama benim haddim değil. Muhalefeti, iktidarı vız gelir tırıs gider, hepsi dünyevi minik minik figürler.


Dinimizin Peygamber efendimizden gayrı elçisi yoktur, dünyevi bir dikteye ve fani sponsorlara gereksinimi yoktur.


İlla ki bir yol tarifi mi elzem?


Kur'an-ı Kerim kitabımız.


Ne tefsire, ne meale gereksinim duymadan kalbi Allah aşkı ile dolu olan her kuluna O yeterince basit ve anlaşılır emrediyor hükümlerini, geçiniz arapçayı, farsçayı, Türkçeyi vs vs, oku demiş bize oku, okuyalım, kaç kez okumakla anlayacak isek o kadar okuyalım, O'nun emirleri mümin kalp gözü açık olan herkese yeterince anlaşılır ve basit bir lisanla emrolunmuştur, kul niyeti salih ise saniyesinde hatmettirir cümlemize varlığına kurban olduğum yüce Allahım.


Salih olmadığımız müddetce de kıyamete kadar bocalar dururuz.


İyiliği tercih edelim, yeter.

 

Selam ve saygılarımla.

çağatay

( Bir İyilik Yap başlıklı yazı MCU :) tarafından 21.09.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.