Bir hata eyledik şu fani cihânda , Günahlar içre kaldık mahzun olduk handa .
Safahât mektubu yazdım uhrevi divana ,
Sensiz dünya sensiz muhabbet haramdır bana .
Terk-i günah eylemeyi bir beceremedik ,
Âh fani ömrüm , sevmeyi bir bilemedik .
Ne denli şafak ki kandan kırmızı kamer ,
Kambur amelimle oturduğum yer naçizane makber .
Kefen kefen diyerek ölüm sıbkasında mavzer ,
Ne denli bir garp ki ölüm kokuyor dünyây-ı mahşer .
Her hata , bir vesikây-ı muhabbetten beri ,
Her safha , bir refikây-ı habbeden seri .
Gidiyor bir bahar daha , bu başka bir bahar dem'i ,
Oysa cennet'e kabul ister mi hiç şeytan Âdemi ?
Ey sahralar habib-i şâh efendime selâmım söyleyin ,
Onun olmadığı dünyada acep daha neyleyim ?
Kerem et fazlından , ben sekinet bekleyen bir deliyim ,
Bu nasıl bir aşk ki , deryasında ha bire debeleneyim ?
Ben ki bir aciz , gayrı hatıratından bana sükûnet kaldı ,
Kim bilir bu fani nefsimiz nice baharlara aldandı?
Masiva dedikleri nedir oysa senin merhametin yanında ,
Vicdan üzre vicdan , sen kalbime kurulu tahtsın da .
Battı her yanımız , esir-i nefs ki dünya tahtında ,
Belki açacak sinemizdeki salahiyyet bir başka baharında .
Affetsin beni ey yüce Mevlâm , zira burası hane-i ahvâldir ,
Vakfetsin beni yüce Mevlâm , belki akıbetimiz yâre-i huzur-u cennettir !