Ne diye durursun, hâlâ ne diye?
Gurbetten hayır yok, bırak ceylanım!
Allah’ın lütfusun, bana hediye,
Kaşlar yay, kirpik ok, esrik ceylanım!

Çileyse doldurdum, çoktan çilemi,
Düşürmedim elden, kâğıt-kalemi,
Seyrime bakıttım, cümle alemi,
Mısralar dizdim çok, lirik ceylanım!

Dönmeni bekledim, yılın her ayı,
Kalmadı takvimde, çizdiğim sayı,
Üzgün üzgün aktı, Kırıkhan Çayı;
Okudu Aziz Tok, barak ceylanım!

Bitmedi bir türlü, bitmedi hasret,
Bir bildiği vardır, Mevla’mın elbet, 
Yorma hiç kafanı, gününü gün et;
Ne gamlan, ne yaş dök, artık ceylanım!

Burada kavuşmak, mümkün olmadı,
Mutluluk es geçti, bir an bulmadı,
Hazan mevsimidir, zaman kalmadı;
Düşürdü saça ak, firak ceylanım!

Goncagüller döndü, virane bağa,
Gözlerim benzedi, kanlı çanağa,
Tebessüm yakışır, elma yanağa;
Gülümse, gamze çak, buruk ceylanım!

Yıl değil, yel imiş, ömrümüz meğer,
Bir hayat koşulsuz, sevmeye değer,
Son defa görmeden, göçersem eğer;
Kendine iyi bak, ırak ceylanım!
Başucuma bir gül, bırak ceylanım!

11.09.2022
Muhittin Alaca


( Ceylanım başlıklı yazı Alaca tarafından 11.09.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.