Üreten ilişki içine giren gruplar, yine de yüz yıllar
sürecek zaman dilimi içinde giderek azalan sıklıkla avcı toplayıcı grup
olmaktan ve yamyam grup olmaktan uzaklaşacaklardı.
O aşamalarda üreten gruplar iki tane fiili durumu (defakto
durum) ortaya koyacaklardı. Bunlardan birisi saldırgan gruplar karşısında o
güne kadar eşi emsali olmayan yepyeni bir OLANAKTI.
Emsali olmayan olanak ta grubun üreten ilişkisiydi. Her bir
yamyam gruplar fırsatını bulduğunda diğer grupların ölüsünü, dirisini yiyordu.
Üreten gruplar da zaten bu yamyamlığın içinde geliyorlardı.
Ama üreten ilişki olanağı grubuna, yamyam grupların
saldırıları karşısında yepyeni bir davranış alanı açıyordu. Açılan alan
şöyleydi. Üreten grup, kendilerini korumak için barınma yeri çevresine,
ölülerini korumak için mezarın üzerine, ürün fazlasını bırakıyorlardı.
Kendisi için ve ölüsü için kurtulmalık (kurban) verdiği bu
ürün sunu işi, o güne kadar görülmemiş bir durumdu. Böylece bu sunu yiyeceği
sayesinde üreticiler yamyam akınlarından korunuyorlardı. Bu sunu cehennemden
kurtulmak için değildi. Cehennem tasımla böyle bir algı, bilgi ve başlangıç
yoktu.
Mezar üzerine konan ölü yiyecekleri nedenle üreticiler
ölülerinin birkaç gün içinde çürüyüp bozulmasına kadar yiyecek sunma işini
yapıyordular. Saldırma çok pahalı ve çok riskli bir iş. Zaten yamyam
saldırıları da günlük değildi. Saldırılar yamyamların av, leş bulamayıp çok ok
aç kalınca göz karartılan bir durumdu.
Bazen mezar üzerindeki yiyecekle yetinmeyen yamyamlar seyrek
te olsa mezar açtıkları zaman da oluyordu. Bu tür yaşanmışlar nedenle üretici
grup tedbirden mezarın içine de yiyecek yani kurban koyuyorlardı.
Yamyam saldırıları gün aşırı olan saldırılar değildi. Dışarıda
ot, kök, meyve, yemiş, böcek, leş ve av varken diğer bir yamyam yağmacıya
saldırmak, hemencecik ilk etapta göze alınan kolay bir durum değildi.
Ama muhakkak olan saldırılardı. Böylece bu saldırılara karşı
birkaç günlük bekleyişle geçen süre boyunca ölü mezarına bırakılan yiyecekler
sayesinde, üreticiler kendi ölülerinin yenmesini önleyip, kendilerine de
yapılacak yamyam saldırılarını engelliyorlardı. Yamyamlar üreticileri,
üreticiler de yamyamları izliyordu.
Üreten ve kendisini iyi savunan gelişmiş bazı gruplar
ölüleri yamyamlar tarafından yenmesin diye, damdan girdikleri barınma yerleri
içinde üzerine oturdukları sedirin altına gömüp çürütüyorlardı.
Üreten ilişki öncesinde beri süre gelen çatışmalar
karşısında üreten grup “ölü yiyeceği” gibi böyle bir önlemi, üretim yapma
olanağı sayesinde saldırganlarına karşı ortaya koydukları yepyeni bir önlem
alıştı.
Ölü yiyecekleri mezara ölü yesin diye konmuyordu. Bu anlayış
animiz duygulardan ileri gelir gibiyse de mezar yiyeceği, grubun kendi canını kurtarmak
için kendi canları adına sunu ya da kurban veriyorlardı.
Üreten ve yayam olan komşu grupların birbirine yakın
“nispeten sessiz ve güvenli bir ara yerleri vardı. Buralar kurbanların ya da
sunuların bırakıldığı takdime yerleriydi. Daha sonra buralar sunu yeri olmaları
kadar gözlem yeri, buluşma yeri olacaktı. İttifaklar bu güvenli sunu yerine
tapınak diyecektiler.
İttifaklar bu tapınaklarda başlamıştı. Üreten grup
yamyamların kabaran öfkesini dindirmeleri gerekirdi. Üreten gruplar yamyamların
öfkesini dindirmeyi kendi yamyamlık zamanının açlık davranışlarıyla ve yine
kendilerinden bilmekle empati yapıyordular.