Vatanın üstündeydi düşmanın çizmeleri
Kabul
edilemezdi rahatça gezmeleri
Yürekten
duyuyorduk işgalin acısını
Hasma
yâr edemezdik bu yurdun bacısını
Esir
yaşamaktansa ölmek şerefti bize
Yokuşlar
aşılmadan çıkılamazdı düze
Yaşamak
neye yarar, gönderde bayrak yoksa?
Çok
muydu kanlarımız bu vatan için aksa?
Esaret
kemendiyle hayat haramdı bize
Bu
utanç lekesiyle nasıl çıkardık yüze?
Bu
acı hissiyatla doğrulduk yerimizden
Bir
zafer bekliyorduk kahraman çerimizden
26
Ağustos günü doğdu bir güneş
Zifiri
karanlığı o gün boğdu bir güneş
Başkomutan
doğruldu, önder oldu millete
Onuruyla
savaştı, son verdi bu illete
Düşmanın
üzerine hücum eyledik durduk
Özgürlük
üzerine nice hayaller kurduk
Rüzgârlarla
yarıştı yağız, cins atlarımız
Gökleri
parselledi çelik kanatlarımız
Düşmanlar
kaçıverdi, bakamadan ardına
Serdengeçti
neferler sahip çıktı yurduna
Ölümü
kendimize yâr eyledik o gün biz
Meydanları
düşmana dar eyledik o gün biz
Topların
yankısından dağ ve taş dile geldi
Çakallar
leş peşinde, bülbüller güle geldi
Esaret
ölüm gibi, yetti gayri bu zillet
30
Ağustos günü şaha kalktı bu millet
İrade
balyozuyla yıktık demir ağları
Hürriyete
yürüdük, aştık yüksek dağları
Şerefli
bayrağımız boyandı kan rengine
Müjdelerle
başladık doğmakta olan güne
Tek
ses tek nefes olduk, dile geldik bu seste
Bu
dünya var oldukça çalınacak bu beste
Milletçe
birlik olduk, erdik muradımıza
En
sonunda kavuştuk şanlı beratımıza
Bize
göre memleket ana, baba, yâr demek
Zaferle
sonuçlandı verilen onca emek
Alevlerin
içinden selâmete geçtik biz
Esir
yaşamaktansa şehadeti seçtik biz
Zaferlere
imanı tükenmez ordumuzun
Medar-ı
iftiharı onlardır yurdumuzun
Vatana
kurban oldu nice kınalı kuzu
Bu
millet unutamaz o Büyük Taarruz'u
M. NİHAT MALKOÇ