Serçem,
Bir avuç güneş getir göğünden
Bir
gece tutuyor beni,
Günümde,
gönlümde, düşümde
Sinsi
bir karanlık örtü
Sen
gideli
Yakub’un
kuruyan gözleriyim
Yusuf’un
kuyusunda
Dört
yanım nemrut kesilmiş
İçimde
İbrahim ateşi
Serçem,
Bilmezdim
özlemek nedir sen gidesiye
Farkındalık
tüketirmiş insanı
Farkındalık
Gölgemle
bir başımayken kaldırımda
Bu
güller eskidendi
Şimdi
kurumuş gözyaşı
Eskidendi
uçurtmaların şımarıklığı
Sen
ve ben eskidendik
Koşmayı
ve gülmeyi bilirdik o kaldırımda
Birde
sarılmayı,
Her
ertesi gün kavuşmasında
Serçem,
Bir
avuç mavi getir gökdenizinden
Dört
yanımda et kemik duvarı
Bileğimden
zincirli yalnızlığım
Denize
yağarken çölümün yağmurları
Dönüşüyor
insanlar tanımadığım ötekilere
Sen
gideli
Gülümsemedim
hiç resimlere
Aynalarsa
ayarsız ve aykırı
Ansızın
yaşlandırıyor insanı
Serçem,
Ya
beni de al göğüne
Ya
bir avuç mavi getir gök denizinden
İçimde
İbrahim ateşi