(bir annenin ve yeni doğan çocuğunun dramı )
onun adı zeynep 

hastane koridorları uzadıkça uzadı 
gitgide küçüldü adımlarım 
kolumda serum
bugün de yanındayım kızım
dün de buradaydım 
önceki gün de
şu camekanın ardında


yoğun bakım ünitesinin kapısındayım
her geçen gün 
her geçen saat 
daha iyi olacağın inancıyla 
yanı başındayım kızım


ben güçlü oldukça sen de güçlü olacaksın
bahar müjdesi menekşem
şu camdan kale mi ayıracak bizi
seni kucağıma alıp evimize götüreceğim 
mis kokunu içime çekeceğim 
daha 
deden ezan okuyacak kulağına 

*
kızım …
iki gözümün nuru evladım 
yedi yıl bekledim sana kavuşmanın hayaliyle 
tedavi için aşındırdığımız hastaneler
tüp bebek servisinde geçmek bilmeyen saatleri
yaşayan bilir 
insanın kendini nasıl avuttuğunu
nasıl her defasında yıkılan umutlarının altından 
yenilerini yeşerdiğini 

*
onca sene  umutlar hayallerle geçti 
sonra senden bir gün müjdeli haber geldi  
varlığını bize muştuladı doktor
7 yıl geçti 
9 ay geçti 
şu birkaç gün geçmedi 
saatler, 
saniyeler, 
sabretmekle tükenmiyor kızım


ne yediğim yemeğin  tadı var
ne içtiklerimin 
sanki mevsim kış 
üşüyorum.
oysa sen benim ilkbaharımdın 
baharı müjdeleyen menekşemdin… 


sular hep mi tersine akar 
bugün de kapında üç saatte bir seni görebilmek için bekledim
o cam fanusun içinde 
seni bırakıp çıkmanın acısıyla kavruldum
şu duvarlar 
şu rahat vermeyen sandalyeler nelere şahit 
kimi zaman sonsuz mutluluklara , sevinçlere 
kimi zaman da evladını kaybeden anne çığlıklarına

*
bugün seni izlerken aklıma hacer annemiz geldi
o da çaresizdi 
görünürde tek başına idi
koşuyordu merve ile safa arasında 
evladına bir avuç su bulmak umuduyla 
ve o 
çaresizlerin tek çaresi olan Rahman’a sığınmıştı 


O’ Rahman ki 
çölden suyu fışkırtarak ikramda bulunmuştu
asırlar boyu tüm insanlığa sunulan bir armağandı
su…
hem bedenleri 
hem de ruhları susayanlara bir ikramdı
su


yıllar önce 
kabe’ye karşı zemzem içerken gönlümde 
hayırlı bir evlat duasıyla hayallere dalmıştım
duamda seni diledim
kavuşmamızı diledim
şimdi ben de Rahman’a sığınıyorum
hacer anamız gibi 

*
hastane işlemlerini yaparken adını sordular
zeynep dedim 
en karanlık çağlardan birinde 
kızlar diri diri gömülürken 
kız babası olanlar başını yere eğerken 
peygamberimiz ilk kız çocuğunun adını 
zeynep koymuştu

 
zeynep  
sadece zor bir davayı üstleniyordu
yeni bir düzenin 
cehaletle savaşmanın adıydı zeynep


adını soran hemşireye 
zeynep dedim 
tüm gururumla senin ismini söyledim
onun adı zeynep

*
saniyeler ağırdan alsın
yelkovan nazlansın hareket etmeye 
zaman dursun
aklımı da gönlümü de o cam fanusta 
ve seni bırakıp eve dönüyorum
bugün 


şimdi gecenin güne dönmesini gözyaşlarıyla  bekliyorum
dualarla bekleyeceğim
biriciğim, 
ilk gözyaşım
bugünü de biraz dua, 
biraz tefekkür 
bolca gözyaşı  tüketeceğim
senin için


daha düne kadar evlat hasretiyle yanan gönlüme müjdeydin sen
şimdi bana hastalığın süresince 
O’na sığınarak dua etmek düşüyor
dünüme, bugünüme, yarınıma şükür
bin şükür
sonsuzca şükür
varlığınla bizlere sunulan müjdeye şükür

*
o gece aradığımı buldum
sonraları her gecemiz o gece oldu
o gecenin göğünden emzirdim geceleri
o gecenin kıyısından esti göğsüme 
müjdenin ümidi


yelkovan da akrep de hala 
o gecenin yüzünde dolanıyor 
ben sana kavuşmayı bekliyorum
hep yeni 
hep taze ümitlerle
kızım
zeynebim


redfer
( Onun Adı Zeynep başlıklı yazı redfer tarafından 7.08.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.