Şok! Şok! Şok! Mecnunu Aradım Buldum Sonunda.
Mecnun Leyla’sı için yanarken çöllerde gezerken ne istiyorsun
diye soran olmadı, ben o çölleri aşarak aşk ateşiyle kızgın çöllerde yanan
Leyla’sını mı Mevla’sını mı Belasını mı arayan Mecnuna zor bela ulaştım. Sıcak
yakıyor kum çölleri daha da yakıyor, basmak ne mümkün çöl kumuna, ayağımda yazın
sıcağında bot var erimek üzere. Yaklaştım kan ter içinde Mecnuna.
-Ey Mecnun ne işin var senin burada? Burada nasıl durusun bu
sıcakta? Ne istiyorsun söyle bana?
-Sende kimsin? Sende mi Leyla’nı kaybettin benim gibi?
-Yok, Mecnunum yok, ne arıyorsun burada bir isteğin var mı
diye sormaya geldim.
-Haydi, ben aşığım sen âşık değilsin deli misin zırdeli misin
nesin sen? Sen benden betersin, insan bunun için bu çölleri aşarak gelir mi
bunun için?
-Bende aşığım insanı sevmeye, lakin senin gibi değilim Leyla’m
yok benim.
-Aklında yok senin benim gibi hatta, az bende var Leyla’mı mı Mevla’mı
mı belamı mı arattırıyor anlamış değilim.
-Bende senden bunu öğrenmeye çalışırken, ihtiyacın olur diye
sana yiyecek soğuk içecekler getirdim lakin hepsi eridi. Az ileride bir piramit
yapı var, oraya bıraktım ihtiyaçlarını, başka olursa söyle havadan helikopterle
getiririz.
-Helikopterde nedir?
-Havada insan ve yük taşıyan bir makine.
-Makine nedir ki?
-Helikopter, bir uzak yerden bazı şeyleri taşımak için havada
uçarak giden bir makine dersem anlar mısın ki?
-Anlayamam elbette, anlamak için bana Leylamı getirseydin
belki anlardım.
-Leylanı bulamadı Mayamiye tatile babası göndermiş.
-Uzak bir ülke, tatil dediğimiz dinlenme kendinle baş başa
kalma gibimi?
-Evet.
-Benim gibi, sizde alıp getirseydiniz ya daha neden ne
ihtiyacım var gibi sorular soruyorsun?
-Biliyordum da, bu iş beni aşar, ben beni aşmayan şeyleri
yapacaklarımı söyle.
-Su istiyorum, bir göl deniz istiyorum, getirebilecek misin?
-Şey getiremem de seni İstanbul’a götürüp denizle
tanıştırabilirim
-Leyla’m var mı içinde?
-Yoktur, o Mayami de tatilde.
-Beni o zaman yanına götürün.
- O beni aşar seni götürürsem hikâyeye müdahale etmiş olurum
ki bu beni aşar, bırak gelirse senindir gelmezse unut gitsin.
-Senin dilin ne söylüyor?
-Zaten unutacaksın ve onu öldürmüş olacaksın Mevla’yı
bulunca.
-Sen nereden biliyorsun akılsız?
-Ben gelecekten geliyorum ,hayatınızı biliyorum, çok popüler
oldunuz.
-O ne demek öyle?
-Çok bilinen gibi.
-Leyla aşkımı bu kadar çok bilmiyor bilseydi, düşer peşime
gelirdi.
-Leyla burada ne yapsın? Su yok içecek, yiyecek yok klima yok serinleyecek. Herkes
senin gibi dayanıklı olamaz ki.
-Ben buraya, onun kokusunu arayarak izini bulmak için geldim.
-Ah o melun büyücü kadın yok mu, onun kullandığı parfümü
sıkmış buralara gitmiş, seni buralara çekmiş.
-Neden bunu yapsın ki?
-Kötü kadın, başka ne isteyebilir ki kötülük yapmak için?
-Hay onun ebesini (dıt dıt dıt)…
-Aman Mecnun, ağzını bozma değmez.
-O zaman Mevla’mı buldum, Leylama da kavuşayım.
-Onu ben bilmem, bildiğim kadarıyla ahirette buluşuyorsunuz dünya da kavuşamıyorsunuz. Üzgünüm.
-Hani, helikopter vardı?
-Var, o zaman yani senin zamanın da yok şimdi, getirsek sığmaz ki buraya.Herkes korkar kaçar, dışarıya çıkamaz ki?
-Neden?
-Kocaman kanatları pervanesi var, sesi de çok yüksek kulakları
sağır eder, herkes altına nıçar.
-Anladım galiba, canavar gibi bir şey mi?
-Ona benzer lakin canavar değil.
-Canavar gibi, ama canavar değil nedir peki?
-Sonra anlatırım bak alevler kaplamış her yeri, gel gidelim
seninle kanlıcaya…
-Orada mı Leyla’m?
-Yok dedim ya, Mecnun kafayı yemişsin sana Mayami de dedim
ya!
-Bende akıl mı kaldı, bu sıcaklıkta?
-Haklısın Mecnunum gel gidelim. Leylan arar seni bulur.
-Olmaz, ben arayarak bulacağım.
-Bulamayacaksın dedim ya.
-Mevla mı bulurum.
-Bak onu bulduğun kesin.
Ama azda canını düşün, böyle yapmakla Mevla’ya hesap veremezsin, kendine
bakman gerekli.
Ben aşkı bırakamıyorum diyorum
Sen Leyla’ sız Mevla sız yaşa diyorsun
Onlar olmadan ben nefes alamıyorum
Sen bana nefes almadan dura öl diyorsun
-Olur, mu Mecnunum böyle demiyorum, hesap vereceksin Mevla’ya
ben o bakımdan söyledim.
-Sende avukatlığını mı yapacaksın?
-Yok, ne haddime!
-Öyle ise sana ne kardeşim sana ne? Ben bitki kökleriyle
sağlıklı organik besleniyorum, Rızkı veren Mevla sana ne oluyor ki
endişeleniyorsun? Sen sansasyon peşindesin beni mi, düşünüyorsun sanki? Rabbim
beni senden önce düşünür, sen kimsin ki düşünesin?
-Bak beni yanlış anladın kardeşim.
-Ben seni ilk başta anladım zaten, yok gelecekten gelmişte
beni düşünürmüşte, seni gönderse gönderse ancak Leyla’nın zalim babası gönderir
halimi görüp te ona anlatmak için. Hem burada elektrik su parası yok, elektrik
faturası yok, alışveriş için parçalanarak çalışmak yok ,vergi yok, doğalgaz
faturaları yok, köprü geçiş ücreti yok, ev vergisi, damga vergisi, ÖTV, hava alma
vergisi (covit 19 maskesiz dolaşmak) dolmuş taksi parası yok, daha sayayım mı?
-Yok, sayma hakikaten de iyi saydın harika bir şey hatta müthiş!
Bende burada kalsam iyi olur vallahi, ilerideki piramitlerin içini düzenler
adam gibi yaşar gideriz. Nedir bunca soygun bunca kepazelik Allah aşkına?
Bir anda sanki deprem oluyor gibi sallanmaya başladım, benim
oğlan.
-Baba kalk, akşam yemeği hazır hemen ye, sonrada insülinini vurun
şekerin düşecek.
Benim vücutta şekerim düşmeden, kanepeden yere düştüm, gördüğüm
bir rüyaymış meğer.
Mehmet Aluç