Egzoz ve fabrika bacalarından çıkan gaz ve toz halindeki kimyevi maddelerin havayı kirlettiğini bilmeyenimiz yoktur. Büyük şehirlerde özellikle kış ayları hava o kadar kirlenir ki, neredeyse göz gözü görmez.  İstanbul gibi çok büyük şehirlerde hava kirliği hat safhadadır. Havanın aşırı kirli olduğu zamanlarda  mesela Çin veya Fransa’da araba kullanması kısıtlanır.


Havayı kirleten zehirli gazlar veya diğer maddelerle maalesef kimyamız bozulmaktadır.  Kirli hava solunumu  ciğer, kalp ve alerjik hastalıklara yol açmaktadır.

Kimyamız meğer sadece kirli havayla bozulmazmış, içtiğimiz suda  bile zararlı kimyevi madde varmış: mikroplastik! İyi arınmamış sudan bahsetmiyorum, çok iyi arıtılmış ama mikroplastic içeren su içebiliyoruz. Yapılan araştırmalar sonucu, yaz aylarında günlük buz gibi içtiğimiz plastik şişelerdeki su, mikro plastik içerebilmektedir.

Plastik şişelerdeki suyun yanı sıra başka gıdalarda da mikro plastiğe rastlanmıştır. Amsterdam Üniversitesi tarafından yapılan tahliler sonucu, çok sayıda kırmızı et ve süt ürünlerinde mikroplastiğin bulunduğu ortaya çıkmıştır. En iyisi, kısaca mikro plastiğin ne olduğunu izah edelim.


Mikroplastik

1950’li yıllardan bu yana 10 milyar ton civarında plastik üretilmiştir. Plastiğin bir kısmı ise kullanıldıktan sonra maalesef  suyu kirletmektedir. Irmaklarda, göllerde, denizlerde ve okyonuslarda birikmiş olan devasa plastik atığın haddi hesabı yoktur. Plastik atık insan sağlığına zara verir hale gelmiştir.


Yıllarca suda bulunan bazı plastik çeşitleri çözülmektedir. Suya karışan plastikler parça büyüklüğüne göre sınıflandırılır: makro, meso, mikro, mini-mikro ve nano-plastik.  Suya karışmış olan plastik parçaları (mikro plastik ve nano büyüklüğündeki parçalar) su hayvanlarının bünyesinde birikmektedirler. Yani yediğimiz balık etinde çok az da olsa plastik bulunabilir. Bunun yanı sıra su canlıları, plastik atıkları, daha suya karışmadan, yiyecek zannedip tüketebilmektedirler.

Suda karışmış olan mikroplastiğin  başka kaynağı ise  gündelik kullanılan  kimyevi maddelerdir. Pratik nedenlerden dolayı yani daha kolay kullanılabilmesi veya üretilebilmesi için: temizlik ve kozmetik gibi  ürünler  mikroplastik veya nanoplastik içermektedir.  Bu tür ürünlerdeki plastiklerde neticede suya karışmaktadır.

 

Mikroplastik hakkında daha çok sey  yazılabilir ama daha fazla uzatmadan bize bakan yönüne gelelim. Suda, ette, sütte hatta havada bile bulunabilen mikro-nano plastik tam anlamıyla kimyamızı bozabilmektedir.   Beyin ve kalın bağırsağa zararlarının yanı sıra obezite ve kansere de yol açtığı  savunulmaktadır.

 

Meğer kimyamız sadece kirli havayla değil, suyla da  bozuluyormuş. En kötüsü, zararın farkında olsak bile, sağlımızı korumaya pek gücümüz yetmiyor. İnsanoğlu havasız,  susuz nasıl yaşar ki?

 

Abdullah Konuksever

( Kimyamız Bozuluyor başlıklı yazı hotamisli tarafından 12.07.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.