EĞİTİM VE
TOPLUMUN GELECEĞİ
Toplumların arayışları değiştikçe şekillenmeleri de farklılaşır. Sorunlar ve
çözümleri toplumlara başka başka yön verirler. Geçmişte ekonomik sıkıntılar baş
göstermiş ülkemizde yediden yetmişe ekonomi konuşur olmuştuk. Daha önceleri
anarşi ve iç savaş tehlikesi baş göstermiş, ulusça bu konularla haşır neşir
olmuştuk. Şimdi casusluk olayları ve dış dünyadaki gelişmeler ilgi odağımız
oldu.
Bütün bunlar gösteriyor ki ulusça bir şeylere yönlendiriliyoruz. Bu
yönlendirmeler asıl dikkat etmemiz gereken şeyleri unutturmak adına yapılmasın
diye hiç düşünüyor muyuz acaba?
Bir ülkenin güvenlik, iç barış, ekonomi gibi sorunları yanında belki onlardan
da önemli sorunu eğitimdir. Ülkenin var oluş ve yok oluş serüvenini
belirleyecek en önemli etmendir eğitim. Yıllarca gözden kaçırılmış olan bu
sorun sorunlarımızın başlıcasıdır.
Bu sorunu nasıl halledeceğiz diye düşündüğümüz, bu konuda uzman heyetler
kurduğumuz olmuştur belki ama ortaya henüz bir derde deva olacak bir şey
konulamamıştır. Bu konuda yapılması gereken ilmi araştırmalar ne durumdadır
bilemem; ama bildiğim şu ki henüz kangrene varmış bu yaraya bir neşter
vurulamamıştır.
Bence bu hayati mesele için akademiler kurulmalı, doktora çalışmaları yapılmalı,
bilimsel araştırmalar teşvik edilmeli, yurt dışına araştırmacılar gönderilmeli,
onlardan gittikleri ülkelerdeki eğitim sistemlerini incelemeleri istenmelidir.
O da yetmez kendi geçmişimize dönük araştırmalar yapılmalı, eğitim tarihimiz
iyi irdelenmelidir.
Bütün bunların yanında eğitim fakültelerimiz desteklenmeli, onların
araştırmalar yapmasına olanak sağlanmalı, bulgularından
yararlanılmalıdır.
Osmanlı, Selçuklu, Abbasi, Emevi ve Dört Halife ve Asr-ı Saadet dönemlerindeki
eğitim hayatı iyi incelenmelidir. Mutlu ve bahtiyar toplumların geçtiği eğitim
sistemleri mercek altına alınmalıdır.
Bütün bunlardan önce eğitimde acil eylem planı yapılmalı, ülkenin ve gençliğin
gidişatı kontrol altına alınmalıdır. Aksi halde ülkenin geleceği tehlikelere
atılacak, gençliği bekleyen uçurumlardan dönüş olmayacaktır.
Genç kuşaklar inançlı ve idealist bir dünya sunmanın yolları araştırılmalıdır.
Daha iyi, yaşanılabilir, erdemli bir dünya önümüze konulmalı, toplumca bu
hedeflere gitmenin yolları aranmalıdır. Tekke ve zaviyeler kanunu kaldırılmalı,
bu kurumlar eğitime kazandırılmalıdır. Böylelikle ehil olmayan kişilerin eline
geçmesi önlenmeli ve toplumun eğitimindeki rolüne koyulmalarının tolu
açılmalıdır. Cemaatler teşvik edilmeli, siyasete karışmadan örgütlenmeleri sağlanmalıdır.
Sivil toplum örgütlerinin desteklenmeli, illerde gönüllü kültür teşekkülleri
sarayları kurulmalı, onların faaliyetleri desteklenmelidir.
Vakıflar teşvik edilmeli, toplum yararına hizmet yapmaları sağlanmalıdır.
Gençlik eğitim ve eğlence merkezleri kurulmalı, bu merkezlerde enerjilerini
boşaltmaları, doğru internet ve kitap okuma alışkanlıkları kazandırılmalıdır.
Ahmet Kemal