İçimizdeki
Nehirlerden Su Akar
Bir
çığlık
Bir
zifiri karanlık gece gibi
Karanlığın
içinde kalmış bir insan
Aydınlığa
çıkmayı bekliyor
Kim
çıkaracak ki herkes uyuyor
Var
mı uyanık kalan gece olsa da
Mecali
kalmamış çığlık atana koşacak
Alevden
kostüm giyerek yakanlar varken
Düşmek
varsa bana düşen diye yeri öpecek olan secdeyle
Çığlık
atanın yüreğine yağıyorken yaz gününde kar
Bir
dost yok mu yüreğinde sevgiyi yetiştiren koşacak
Çığlık
atma ey kardeşim çığlığın yüreğimi paralıyor diyen
Açmaz
gülmüş bahtımız demeyerek açmayan gülü açması için sulayan
Açtırır
mı çöllerde açmayan çiçeklerden
Yoksa
kokusunu serper mi çöle çiçekler açsın diye gözyaşıyla sularken
Açan
gülmüş bahtımız açan güllerle kokarız diyen koşar mı?
Bu
yağmur neden yağar susamış toprağa
Neden
her yıl meyve verir ağaç usanmadan
Her
seherde bir çığlık buna son vermeli koşmalı
Küsmeyiz
bahtımıza zor olsa da
İşte
kardeşimin çığlığına vurulmuşum yoldayım
Yol
karanlık olsa da imanın nuruyla aydınlıktayım
Umutlarım
bitmez Mevla’dan
Biterse
içinde gönlümde ölüler yatar
Kokmuş
cesetleriyle
Bununla
yaşayamam
Umudum
hiç bitmez gönlümde
Bir
güzel düş bu hayalden öte
Sen
benden önce git gönül kuşum var o diyarlara
Geleceğimizi
söyle kendi dilinle öterek
İçimizdeki
nehirlerden su akarken çöllere doğru
Mehmet
Aluç