ZAMANDA ZOON POLİTİKON

Çabuk geciyor hayat, vektörel yaşlanıyoruz, zemin kayıyor kösele ayak altımızdan, vakit eskiyor kıdem kıdem,  yama atıyoruz ortada bir yerlere, yamalı yabanî zaman, parçalı paçası çemrenik mekan, boyutlar arası boy boy derinlik, pastel renkler ekliyoruz her zaman, soluyor soluyor canlanıyor fışkırarak yaşam. 

Ne iyi demlenmeden büyüyen  çocukluk, ne güzel  koşarken otları ezmek, ne hoş çelik çomakla oynamadan, ayakkabıların yırtılması durmadan, boş arsalarda bitmiş çobançantası ezilmiyor, ortada dikili paslı tabeladan. Çok renk yoktu o zaman, saman sarısı hulyalarla, firezlerde koyun yayardık, utanırdık siyah beyaz sarılmalardan, ilerde lazım olmasa da, ne güzel utanmak,  insanı hayvandan ayıran.

Zamanla mezoterapi...Gençliğe dönmek istiyoruz şimdiki ozonla, salaklık ve hareket gençliğe memur, oysa sabit olsa nabit olur. Nazende duygular, geçişken moda, herşey havai, libido hormonlar, hızdan hazlar, asimetrik deveran, devrederken yeni güne, yeni umutlar ekliyoruz limbik limbik, damıtmak için nerede bu imbik? Aksiyoner miyiz ne?

Ey otuz yaşım, canhıraş çağrışımlar ektim toprağa, devedikeni duydu sadece, yapıştım yobazca geçmişe, uçurumdan düşmemek için otlara tutundum, tutundum köklere, kaydı bir elimden çocuklar  ve gençler, şizofren şirazem isyana kondu, cambazlık yapamadım, düştüm insanoğluna, düştüm toplumun kucağına lineer olaraktan, protest karelerde şifa gördüm...

Kemali dikkat azami rikkat çağındayım, üretken  toplum bilincim, dinsel telaşım, siyasal ve enformel geçişkenliğim.. Felsefî argümanlarım deşiyor her yeri, anladım anladığımı ve aldım istemsizce, anlamaktan bıktım vallahi, yorarak yoğruldum, yoruldukça duruldum ve rüyalara sığındım,  düştüm yatağa düşündüm, düşlere vuruldum, düşlerken uğundum uğrun uğrun.

Hüzünlü hezeyanlar bıraktım boşluğa, duyan olmadı, herkes hoşluğa koştu, ben boşluğa, derken düştüm bir kentin kenarına, şehirlerin kirleri akıyor derelerden, birikimli bilim, birikimli din, çözüyor bağlarını alt ve üst bilincin, at biniciler-üst biniciler, zeyrek zevzekler, tahteravalli terelelli terkipler arasından uzayan sırnaşık seğirtiler, kahrolası kesret, çoğu kesif, çoğu puslu bir düzen.

Usturayla kazımak geçiyor içimden dünyanın sakallarını -saçlarını, küremek istiyorum kurmaca kentlerini, düşürmek istiyorum uydularını, elimde bir dil -bir kadın -bir toprak- bir su kalsın yeter çoraklığıma, gereksizler de beni gereksizliyor, herkes birbirini sadeleştiriyor, ama gene de çoğalan ayrıksı ve kaotik bir kimya var, katalizör olarak, müsvedde kağıdımda

Ah hep hata severler, ah hep kin büyütenler, büyüteçleri büyük -bakışları küçükgiller, politik kliklerini ve iyelik bilinçlerini inanç edenler, biçim biçim amorfist, uyum uyum konformist,  duydun mu la yeltek, skala aralığı açılmış aklınızın, keşifçi gözleriniz kendinizi keşfedemez bir tek, hep olageldi pesimistler, hep olumsuzlayarak kendi olur kendiler.

Yalıtımsız yavşamışlık yılışık yanağına yapışık, çeşitkenar yamukluk efendilere has, patates gibi sessiz ispirtoluk,  pırasa gibi dik ve ucuz adamsılık, ulan sebzegiller, ulan nerede kaldı bu düşünük, nerede parasız gurur, nerede hünkar beğendiler, nerede vicdanlar tırsık, nerede ısırdık ceketin düğmesini, laflar kifayetsiz olunca sözün özeline sığındık.

bAZEN şAİR
( Zamanda Zoon Politikon başlıklı yazı bAZEN şAİR tarafından 27.06.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.