Rengi yok hüznün: müzmin bir fısıltı
şakırdayan gecenin sessizliğinde verilen hükmü içine çekmekse kader, başımız
gözümüz üstüne bazen savsakladığımız hayatı delice yaşamanın tadına varmaksa
mutluluk razıyım ben acının kat izinde saklanmaya en çok da gözümden sakındığım
sevginin sırtını sıvazladığım bir kubbede bağdaş kurmuşluğumla varım ben
hayatta elbet adına yaşamak denirse…
Sözcükler tasnifi imkânsız
Sıra dışılığım ile pervasız bir rüzgârım
Kilitli kalmaksa idamesi yaşamın
Hali hazırda kaçtığım bir dehliz
içine sığamadığım
Hüznün çeperinde bil mukabil
sözcüklerim
Sessizlikse gizi evrenin
Ses olmak olsa olsa yalnızlığın
sedirinde saklıdır yaşım yasım
Yâd edilesi ne mi kaldı geride…
Sakit olunası telaffuzu acının
Sitemin sinesine konan bülbülün
Tiz feryadı
Varsa yoksa huzurun beklentisi
Sancılı oluşumunun ardından
Gecenin dipçiği ile vurulduğum.
Gece gözlüdür benim sevgim
Karartma gecelerinde yüreğime konan
mevsimin
İpek teninde saklı varlığım
Bir mimoza bahçesi belki de
hayallerimde demlendiğim
Dert ettiğim ne varsa
Devası saklıdır Mevla’mda
Beti benzi atmış günün geceye erdiği
Her şiir vakti düştüğüm yolda
Dilediğim kadar diretirim de
sözcükleri.
Afalladığım ansızın
Perdemi çeker içime kapanırım
Ne bir oyundur bu oynadığım
Ne de çıktığım sahnede sergilediğim
bir rol:
Çıkılası bir yolculuk ki
Çekincelerimle yolu yarıladığım
Yarım yamalak sevmediğim kadar
Yeltenmem de yalana dolana
Devşirme acıların hitabesidir
yazdıklarım
Yazmanın şevki şavkı vurdukça yüreğe
Sekerim bir bir kuş misali
Hitabım ve ithafım kendime
meylettiğimle iştigal
Meali kimi zaman bilinmez
yaşadıklarımın.
Dik alası hüznün çeşmesinde
Damlayan üç beş damla
İçime çektiğim nefese eşlik eden
Sure tadında göğüslediğim
Gün mizaçlı bir şiire meylederim
ansızın
Bakmayın da sizler geceye teslim
olmuşluğuna kalemin
Kırık kafesinde kapısına konmuş kuş
cüssemle
Kışkışladığım nice duygu martaval
okuyanlara
Vermediğim cevap nasıl ki saklıdır
tevazu yüklü kalbim tepede.
Konduğum İlahi Işık
Kapıdan kovduğum ıssızlığım
Kaybolmaya çeyrek kala
Yeniden doğumun müjdecisi işte
Şafak saydığım kim bilir kaçıncı gece
Hoyratça gelir tepinir kabrimde
Dünya gözü ile yaşadığım azabın zamlı
tarifesinde
Susarım sadece susarım
Bir damla suya hasret hazanım ben
Haznesi geniştir hem de nasıl
Mevla’mın
Göğün siperinde sekerim bir buluttan
diğerine
Dilediğimce özgürüm ben sadece
severken ve yazarken
Yaşadığıma şerh düşen ise sadece
Yaratan.