(Kul Mehmet Hocamın "Kazancımın Elimden Kibar Soyguncular Tarafından Soyularak başlıklı "yazısına desteğimdir.)  

Değerli hocam, bu yazınızın altına izninizle bir imza da ben atarak şunu da ilave etmek istiyorum:

O bahsettiğiniz birliğimizi sağlayabilmek için önce içimizde saklı olan, birliğimizi bozan o hainleri ifşa etmek, belirgin hale getirmek gerekir. Bunlar, bildiğiniz üzere, soyadı kanunu ile kamufle olmuş, aramızda bulunup bizim saf Müslümanların da onların ismine bakarak bu vatanın gerçek evladı olduğunu sanıyorlar. Aramızdaki çürük taşları elememiz gerekir.

 İçeride her türlü ihaneti yapıyorlar. Bunları önce işlevsiz hale getirmek gerekir. Millet bunları tanımıyor. Tanımadığı için de “ben de Müslümanım” yalanıyla başlayarak her türlü ihaneti yapabiliyorlar. Ertuğrul Gazinin ifadesi ile; düşmanı görmek yetmez, onun ne yapacağını da iyi bilmek gerekir, oyunlarını iyi bilmek gerekir!

 Dolayısıyla bir zamanlar tarladan alınan ürünün yolda parası bu kesimler tarafından fahiş fiyatla ödenmek suretiyle çöpe dökülerek arz yaratılıp pahalılık oluşturuluyordu.  Bunda yakalandılar. İkinci hamleleri ise daha etkin oldu; yolda gelirken yine fahiş fiyatla ödendi ve onlara;  git bu 1 TL lik mahsulü markete 100 TL ye sat, denildi. Dolayısıyla markete fahiş fiyatla gelen ürünü gören vatandaşın tepkisi daha çok olduğu gibi bu, enflasyona da yansıdı. Bir taşla birkaç kuş vuruldu.

 Antalya’da, uygun fiyata ürün satan pazarcıya diğer esnaf arkadaşı tepki gösteriyor; ürünü ucuz satamazsın, diye. Diğeri de ona; kardeşim, bu ücret beni korutuyor, sana ne oluyor, bu serbest piyasa, git sen de istediğine sat, diyor. Ama diğer esnaf, buna tepki gösteriyor neden? ona bunu yaptıran kim/ler?!!  Bu haber önceki gün basında çıktı. Peki o, pahalıya satmaya çalışan esnafın arkasında kim/ler var?!!! Yine haberlerde izlediğim; bir sebzecinin bunu açıkça ifadesi, net ortaya koyarak kullandığı şu ifade: Bu işi birileri denetlemeli “artık”. Birileri, bahçede 3.5 TL olan ürü markete 30 TL sattırıyor, diyor!!! Daha ne kadar söylensin?!   

 Kaynak: https://ekonomiklik.com/sosyal-medyada-gundem-olan-pazarci-ve-hal-esnafin-atismalarinin-gercegi-ortaya-cikti/

 Veya bildiğiniz gibi, pet şişeyi, diş fırçasını, plastik terliği hatta ve hatta okul kitabını bile yaralama aleti sayan savcı veya hakim/ler kim, bunların arkasındakiler kim/ler?! Bunu neden yapıyorlar, amaçları ne ve bu hareketin getirisi ne?! Kime kâr kime zarar?! Bilindiği üzere emniyetin cinayetlerin çözümünde basit bir formülü vardır; bu cinayet, kimin karına, kimin zararına, diye?!  

 Ama burada devletin de bunları görmesi yetmez, önlem de almalıdır. Bu önlemler de bugün zor değil. Dünkü gibi artık istihbarat başkalarının elinde değil; bizim, devletimizin elinde artık çok şükür! Bu eylemleri ivedilikle bulup yok etmeleri gerekir. Aksi halde araç uçuruma doğru gidiyor.

 Son olarak ta, içimizde bu kadar hain ve cahil seçmen (okumayan, araştırmayan, gün boyu magazin izleyip, haber, açık oturum izlemeyen sonrada oy veren)  varken bu ülkede serbest piyasaya ekonomisi zararlıdır. İşte görüyoruz. İstanbul’da dün yapılan Atatürk Kültür merkezini veya metroların kimin tarafından yapıldığı sorulduğuna verilen cevap ne komik ve bu söylediğim de ne kadar net anlaşılıyor.  

 Selam ve saygılar.

 ( Mümin Sağlam)     

( Fahiş Fiyatların Sebebi başlıklı yazı OLUK tarafından 25.05.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.