Hümanizm Der Ki: ‘’sic İugulare Turca, Ut Existas Chiristianus, Sic Dijcere
HÜMANİZM DER Kİ: '' SİC İUGULARE TURCA , UT EXİSTAS CHRİSTİANUS, SİC DİJCERE İMPU,
UT EXORİATUR PİUS.’’ YANİ ‘’
HIRİSTİYANLIĞIN BEKASI İÇİN
TÜRKLERİ ÖLDÜRMELİ’’
--ERASMUS PROJESİ- ERASMUS PROGRAMI--
Hümanizm...
Sanırım bu kelimenin
anlamını bilmeyen yoktur ama
kısaca herkesin anlayacağı
şekilde özetleyelim:
Beşeriyetçilik, insancılık anlamına gelen hümanizm Rönesans dönemi ile ortaya
çıkmıştır. Bu düşünce akımı insan sevgisini esas alarak sorunların çözümünün
insan olduğunu savunmuş ve insanı tek ölçüt olarak kabul etmiştir.
Evet..Hümanizm ile ilgili yazılabilecek
çok şey var
ama kısaca ‘’İnsan
Sevgisi ‘’ Demektir hümanizm.
Orta okul- lise öğrencisi
olduğumuz dönemlerde böyle
öğretildi bizlere.
Sonra biz öğretmen
olduk ve öğrencilerimiz sordular. (Özellikle
liseliler )
-Hocaaaam ! Hümanizm nedir?
Cevap verdik:
-İnsanları sevmektir.
-Her insanı mı?
-Aynen öyle. Din, dil,ırk,cinsiyet,milliyet,etnik köken
vesaire ayırımı yapmadan
tüm insanları sevmektir.
-Hımmm yani bizim
Yunus Emre’nin ‘’ Yaratılanı
severim yaratılandan ötürü ‘’
Anlayışına Hümanizm deniyor
öyle mi?
- Ya evladım Yunus
Emre’yi karıştırma. O
canlı- cansız Allah’ın yarattığı her
şeyi sevmekten bahsediyor. Hümanizm daha
farklı.
-Eee o
zaman bu Hümanizmin
babası kim?
-Hah. İşte bana
böyle sorularla gelin.
Hümanizmin bir sürü babası
vardır ama en tanınmış
babası Erasmus’tur.
- Hocam bi dakika.
Ben bu Erasmus’un
adını bir yerlerden
duyduydum.
-Hümanizmin babası dedim
ya.
-Yok hocam. ‘’Erasmus Programı’’
denen bir program
varmış.
-Doğrudur.
-Kısaca o programı
da anlatır mısınız.
- Erasmus programı, yükseköğretim kurumlarının
birbirleri ile işbirliği yapmalarını teşvik etmeye yönelik bir Avrupa Birliği
programıdır.
Yükseköğretim
kurumlarının birbirleri ile ortak projeler üretip hayata geçirmeleri; kısa
süreli öğrenci ve personel değişimi yapabilmeleri için karşılıksız mali destek
sağlamaktadır.
Bunun yanı sıra yükseköğretim sistemini iş dünyasının gereksinimlerine uygun
olarak geliştirmek ve üniversite mezunlarının iş dünyasında istihdam
edilebilirliğini arttırmak amacıyla yükseköğretim kurumları ile çalışma
çevreleri arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin arttırılmasını da teşvik
etmektedir.
Programın amacı Avrupa'da yüksek öğretimin kalitesini artırmak ve Avrupa
boyutunu güçlendirmektir.
Türkiye, Avrupa Birliği kapısında hâlâ üye
olmaya aday ülkelerden
biri olduğu için 1987’den beri
Erasmus Programına dahil
ülkelerden biridir.
- Hocam
peki böylesi bir
programa neden Erasmus’un
adı verilmiş?
-Adam hem hümanist
hem de eğitimci
olduğu için tabii
ki.
-Onun hümanistliği yani
insan severliği Yunus
Emre’ninkinden farklıdır demiştiniz.
Bunu biraz açıklar
mısınız?
-Erasmus’un hümanistliğini anlamak
için Erasmus Programına
değil Erasmus Projesine bakmak
gerekir.
-Hocam ! Bir de
projesi mi varmış?
-Varmış ya. Hem de
ne proje.
-Anlatır mısınız?
Sınıfa sesleniyorum:
-Anlatayım mı çocuklar?
Hep bir
ağızdan cevap veriyorlar:
-Anlatın hocam.
- Ben
değil bir yabancı
yazar olan “TRANDAFIR
G. DJUVARA’’ anlatsın isterseniz.
Evet...TRANDAFIR G. DJUVARA’NIN ‘TÜRKİYE’N İN PAYLAŞILMASI HAKKINDA YÜZ PROJE
(1281-1913) ’ Adlı eserinin 64-65.
Sayfasında Ersamus Projesi
özetle şöyle anlatılır:
ERASMUS’UN PROJESİ: (1530)
Erasmus, Türkleri “Karanlık kökenli barbarlar’’ olarak nitelendirmektedir. Türkler için
en sık kullandığı
ifade ‘’ Türk Köpekleri’’
dir. Haydut, eşkıya , hırsız gibi
sıfatlar Türklere yakıştırdığı en hafif
aşağılayıcı sıfatlardır.
Kanuni Sultan Süleyman
gibi muhteşem bir Türk
Hükümdarı zamanında yaşamış
olan Erasmus Türklerin bu
büyük başarısını da
bakın neye bağlıyor:
“Türklerin başarısını dindarlıklarına bağlayabilir miyiz? Tabii ki değil!
Cesaretlerine mi? Onlar, sefahat tarafından zayıflatılmış olan bizler için sadece haydutlar ve korkutucu bir ırktır.
Zaferlerini ise bizim günahlarımıza borçludurlar.’
Yani Erasmus’a göre Hıristiyan dünyası
sefahata daldığı için Tanrı
bir ceza olarak Türkleri
başlarına musallat etmiştir. Yoksa Türklerin
ne dindarlıklarının ne
de cesaretlerinin bir
kıymet-i harbiyesi vardır. Türkler neticede Arapların sefil
köleleridir.(!)
Erasmus dinin, savaşı haklı bulduğu görüşüne karşı çıkmakta, ancak
Hıristiyanlığın varlığını sürdürebilmesi için TÜRKLERİN YOK EDİLMESİ gerektiğine inanmaktadır. Ve başlıktaki
söz ona aittir:
‘’SİC İUGULARE TURCA, UT EXİSTAS CHİRİSTİANUS,
SİC DİJCERE İMPU, UT EXORİATUR PİUS.’’ YANİ ‘’ HIRİSTİYANLIĞIN BEKASI
İÇİN TÜRKLERİ ÖLDÜRMELİ’’
Erasmus'a göre Osmanlı Devleti'nin büyüklüğü, ihtişamı Hıristiyanları korkutmamalıdır.
Roma ve Büyük İskender’in İmparatorlukları da çok büyüktü ve yenilmez
sanılırdı. Oysa onlar da yıkılmışlardır.
Erasmus ayrıca Avrupa’nın güçlü
krallıklarının birbirlerini boğazlamak
yerine Türklerle savaşmaları durumunda Osmanlı
Devletini nasıl yok edeceklerinin
ve aralarında nasıl
paylaşacaklarının planlarını da
yapmıştır.
Erasmus’un bütün bu
hezeyanlarına bir ilave
daha yapayım:
Erasmus’a göre Hz.
Muhammed ( S.A.S.) Beyni yıkanmış bir Arap’tır. ( Hâşâ )
-Hocam ! Şu anlattıklarınıza
baktığımızda Hümanizmin
babası Erasmus’un Türkleri
insan yerine koymadığı
görülüyor. Bu nasıl hümanizm? Bu
nasıl insan severlik?
-Evladım ! Hıristiyan Dünyası
ne zaman Türkleri insan
yerine koydu ki? Hıristiyan dünyasının
insan severliği bu
kadar işte. Hümanizmin babası
böyleyse o babanın
yavrularını düşünün bir
de...
(
Hümanizm Der Ki: ‘’sic İugulare Turca, Ut Existas Chiristianus, Sic Dijcere başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
18.05.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.