Merhaba Arkadaşlar, Merhaba Sami Ağabeyciğim

 

Tanık olduğunuz üzere benim birkaç gün önce sitede yaptığım bir yorum nedeniyle bir dizi tatsız ve üzücü gelişme yaşandı. Aslında bu bir birikimin neticesiydi. Sami Ağabeyin de daha önce yazdığı gibi benzer konular aramızda daha önce de yaşandı, kendisi tüm faturayı bana kesmiş, büyük ölçüde doğrudur. Ama tarafların niteliği ne olur ise olsun her zaman her konunun bir haklı bir de haksız tarafı olmaz. Ara noktalarda bir yerde de olabilir. Kısmen haklılık kısmen haksızlık da olabilir. Her an keskin iki uç nokta olmayabilir.


Yazılar ve yaptığım yorumlar siteden silindiği için onun üzerinden gidemeyeceğim, yazışmaların bir nüshası da bende mevcut değil, zaten yazacaklarım için çok da gerekli olmayacak. Üç aşağı beş yukarı süreci birlikte yaşadık.

 

“kınıyorum” kelimem amacını aştı, bunun yerine “ katılmıyorum…, böyle düşünmüyorum…, bence kabul edilebilir değil…” vb gibi onlarca farklı ifadede bulunabilirdim. Yıpratıcılığını, üslup ağırlığını o an için hesap edemedim, kastım bunca ağır değildi. Bilerek, isteyerek ve sonuçlarını hesap ederek kasıtta bulunmadım, bulunsa idim kasten hareket ettiğimi buraya da yazardım.

 

Sami ağabeyim aslında yazıyı çok daha sert bir üslupla kaleme aldığını ama Ramazan münasebeti nedeniyle ruhani yapısına pek uygun düşmeyeceği ( veya bu anlamda benzeri bir cümle ) için hafifleterek yazdığını belirtmiş. Bunu kendi adıma çok büyük bir fırsat/şans olarak gördüğümü belirtmek istiyorum, çünkü kuvvetle muhtemel aynı perdeden ve aynı sertlikte yanıtlardım yazısını, sonucun nereye varacağını tahmin etmek de pek güç değil.

 

Sami Ağabeyi tanıdığım günden bu yana bendeki Editör Sami Biberoğulları ile Sami Ağabey profilleri birbirinden çok keskin çizgilerle ayrıdır. Bu; site imtiyaz sahibi Adem Efiloğlu ile Adem Beyimiz için de benim nezdimde tamamen farklıdır. Zaten  yıllardır kendimi yeterince açık ifade etmekte zorlanışımın kilit noktası burada. Sitedeki faaliyetlerim bağlamında Çağatay ile MCU profili de birbirinden tamamen farklıdır. Çelişkili izlenimi yaratsa da bu yaklaşım  hayatımda oldukça anlaşılır ve net bir çizgidir. Bu felsefemi MCU ile Çağatay’ı konuşturduğum şiirimde de yıllardır ifade etmeye çalıştım, halen çalışıyorum.

 

Sami Ağabeyimi tanıdığım günden bu yana çok severim, halen de seviyorum, sevmekten vazgeçeceğime de pek ihtimal vermiyorum. Ama editör sıfatıyla çok kabaca en az sekiz on kez ciddi görüş ayrılıklarımız oldu, eşyanın tabiatına uygun olarak bundan sonra da olabileceğini biliyorum, bu sorunlar yaşanabilecektir ama adabıyla, edebiyle, yani kendim için diyorum bunu.

 

Asıl bu yazıyı kaleme alma gerekçem olan özrümü dileyerek, sonrasında devam edeceğim yazıma;

 

Sami ağabeyciğim öncelikle “ kınıyorum” kelimesini kullandığım için özür dilerim, sitenin üyesi olmak bana hoyratça ve gelişi güzel bir şekilde bu yaklaşımda bulunma hakkını vermez, eleştirebilirim, katılmadığımı ifade edebilirim ama “ kınıyorum” olmaz, olmamalıydı, amacımı ziyadesiyle aştım, affedersiniz.

 

Ramazan ayının hassasiyetlerini ve sizin inanç yapınızı bile bile bu kültürel hoş görüden hiç nemalanmamış birisiymişim gibi hareket edişim, her şeyden önce yaşınızı  başınızı , ortamdaki saygınlık ve deneyiminizi görmezden gelir edasıyla; öncelikle bunu kısa bir sohbet ya da mesajla çözmek gibi alternatifler var iken fevri çıkışım nedeniyle, bilhassa zamanlaması itibariye sebep olduğum tablodan mütevelli  çok özür dilerim,

 

İlaveten hayatınızın geçmiş ve bugünkü zorluklarını bilmeme rağmen ( sizinle beş on dakika tel görüşmesi haricinde bir muhabbet ortamımız olmadı ama okumasını ve sevmesini bilen bir göz sitedeki onca anınızın ve bunlara yapılan yorumlar ile yanıtlarınızın ışığında resmi okuyabilir ) editörlük gibi gerçekten çok meşakkatli bir sosyal sorumluluğu bilabedel tamamen insani gönüllülük saikleriyle üstlenmiş olduğunuz halde, nazara almayışım, sizi yanlış anlamış olabileceğim ve/veya sizin beni yanlış anlamış olabileceğiniz gibi ihtimallere de kapıyı kapatarak oturduğum yerden elimin altında klavye ile itinasız bir algıyla bodoslama yorum yaptığım için tekrar tekrar çok özür dilerim.

 

Bu yazışmalara tanık olan site sakinlerine de çok güç anlar yaşatmış olduğum için tüm arkadaşlarımdan çok özür dilerim.

 

İnanır mısınız MFÜ ağabeyimin daha hiçbir olan bitenden haberi yok, duyunca da çok üzülecek biliyorum. Zaten rahatsızlıkları kısmen devam ediyor, günde birkaç kez görüşüyoruz, üzülmemesi için haberi olmasını istemedim ama bir şekilde yarın bir gün kulağına gidecek. Neyse ki bu aralar siteye girmiyor. Site içinde ve dışında MFÜ ağabeyimle de ilişkimiz aynıdır. Editör Mehmet Fikret Ünalan ile MFÜ ağabeyciğimin hayatımdaki yerleri tamamen farklıdır. Çok şükür yıllardır birbirine karıştırmadık, bundan sonra da karıştırmayız inşallah.

 

Sami ağabeyim daha yazacak çok başlık var ama özü bundan ibaret.

 

Benim siteye girdiğim anda en son okuduğum ve genelde zamanım kalmadığı için bazen değil okumak tebrik bile edemediğim yazılar MFÜ ağabeyimin, sizin ve Adem Beyin şiirleri/nesirleridir. Çünkü sizleri her gün ya da çok kısa aralıklarla okuma imkanına sahibim, tarzlarınızı bana yetecek ölçüde biliyorum. Evvela gözüm yeni isimleri arar hemen bir göz atarım. Ardından uzun zamandır uğramayan dostlara tesadüf edersem hemen girerim sayfasına ve nihayetinde her geçen gün sosyal samimiyetim artan, anladığım, anlaşıldığım, düzenli aralıklarla yazı paylaşan arkadaşlarıma ayırırım zamanımı. Elimi çabuk tutabilirsem de keyifle iki editörümüzün ve Adem beyimizin paylaşımlarını okurum. Sitedeki tüm önceliğim bu ve yorumlar. Bu arada tanık olduğum kimi gelişmeler karşısında sessiz kalmam, kimse beni görevlendirmez ama inandığım gerçekleri yazma sorumluluğu hissederim kendimde.

 

Sizlerin en çok okunan ve en çok yorumlananlar hanesinde olmamanızın da daha doğru olacağı yönündeki görüşlerimi hep şaka ile karışık veya yumuşak bir üslupla yorumlarda belirtmişimdir. Çok motive edici ve şevk katan enstrümanlar bunlar. Sizleri zaten biliyor ve tanıyoruz, okuyoruz.   Orada sizlerin yerine herhangi bir sırada normal yazar üyelerin olması çok daha sosyal ve anlaşılır bir durumdur. Aktivite bağlamında da siteye fevkalade değer katar, fayda sağlar.


Keza yine onlarca kez yazdığım üzere editörlerin güne gelmesi açıklanabilir bir uygulama değil. Seçen ile seçilen sıfatları aynı kişiler üzerinde birleşmemeli, bunun izahı yok. Elbette biz normal üyeler gibi güne gelmek, çok okunmak, yorumlanmak gibi insani beklentiler, takdir, ödüllendirilme sizlerin de yerden göğe hakkınız. Sonuçta sizler de paylaşımda bulunuyorsunuz ve yazar kimliğiniz var ama buna uyan bir metodoloji geliştirilebilmeli.


Mesela sizin yazınızı orada gün seçkisinde  görmek yerine bir şair/yazar arkadaşımızın çok cici geri besleme beklentileri ve hevesiyle kaleme aldığı bir yazıyı görmek isterim. Göremeyince de bir şekilde görüşümü orada rahatlıkla ifade edebilmeliyim ve ediyorum da.


Ya da editörlerimiz her üyemize olabildiğince eski/yeni, usta/çırak, yaşlı/genç kendisinin bu sitenin çok değerli bir üyesi olduğu hissiyatını aynı şekilde verebilmesi gerekir diye düşünüyorum.


Ya da siyasi görüşlerin uygun üslup ve yaklaşımlarla site üyelerinin şiir, yorum, nesir gibi yazışmalarına konu olmasına ben prensip itibariyle karşı değilim. Ama site kuralları içinde kalsa bile taraflardan birisi editör olunca bu haksız bir tartışma ortamı yaratır, normal bir başlıkta dahi insanı gerer. Bu da çok anlaşılır bir davranış şeklidir.

 

Hülasa ağabeyciğim tüm bunlar benim sessiz kalamadığım, amannnn adam sende diyemediğim,..sana ne yap yorumunu çık diyemediğim durumlar.. Daha yapıcı olmaya her gün ciddi gayret gösteriyorum ama bazen hatalar kaçınılmaz oluyor.

 

Umarım ve dilerim kendimi bir tutam daha anlaşılır kılabilmişimdir.

 

Birinci dereceden sebep olduğum tüm sevimsiz yazışmalar için başta sizden ve Adem Beyimizden, tüm site üyelerimizden çok çok özür dilerim.


Sami ağabeyciğim ben sizi çok seviyorum, bu ifadeyi hangi amaçla ve nedenle yazdığıma ilişkin elbette tüm tasarruf sizin, neye verirseniz verin. Sami ağabeyimin bende çok ayrı bir yeri var ve sizden insaniyetlik adına çok şey öğrendim, öğrenmeye devam ediyorum.


Saygılarımla.


Mehmet Çağatay Ünlütürk

( Sami Ağabeyimden Ve Editör Sami Biberoğullarından Özür Dilerim başlıklı yazı MCU :) tarafından 17.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.