Dosttan Dosta Mektup -1-

                                                                                                                                                       26-11-....


Candan dostum Aziz, seninle en son iyi bir şiirin bence olmazsa olmazı iyi bir okuyucu olmak ve okumak ve ondan sonra yazmaktır demiş, vakit akşamı getirdiğinden ayrılmıştık. Gün boyunca şiirin gönülde bıraktığı derin dokunuşu naif bakışıyla okşayışını konuşmuş, içimizdeki susmayan çığlıkları susturan onu güzel dizelerle hecelerle bağlayan şiirin dokunuşundan söz etmiştik. Sen bir zamanlar içindeki sen ile kavgalı iken, buzullara doğru yürüyorum demiştin, bende sana Nurullah genç üstadın bir dörtlüğü ile seslenmiş:

“kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
atlılar kaybeder yolunu, hasretimin
posta güvercinleri geri dönmez ülkeme
yaslı dereler gibi mutsuzluğa akarım
kapama gözlerini; karanlıktan korkarım

Nurullah Genç”

 

Hani çok sevdiğini söylediğin Müjgan'a bu şiir ile seslenmelisin, sana pas vermemiş sevdiğini söylediğin halde, seni cevapsız bıraktığı o günlerde psikolojin bozulmuş kendini kaybetmiştin ve sana şiirlerin iyi geleceğini söylerken, bunda haklı olduğumu aradan geçen altı ayın sonunda anlamıştık beraberce. Şimdi daha iyiydin ve kendindesin, şimdi sokakta Müjgan'ı her gördüğünde yüzünü yan tarafa çevirerek görmezden gelirken, Müjgan hayretler içinde kalarak neden kendisi ile ilgilenmediği hakkında bir şeyler öğrenmek için sana yaklaşmış, sen yine Nurullah Genç üstadın aynı şiiri ile cevap vermiştin:

 

“yüreğimden fışkıran bir “ah” mıdır gözlerin
beni benden koparan “eyvah” mıdır gözlerin
Bu gözler, o aydınlık o güzel gözler değil
yoksa yalancı mıdır, günah mıdır gözlerin
ses midir, aynalarda çarpan kulaklarıma”


 

“akşam mıdır, gece midir, sabah mıdır gözlerin
ruhumu baştan başa acılarla dokuyan
beynimi kurşunlayan silah mıdır gözlerin
her köşede zifiri bir siluet bırakan
gönül memleketimde seyyah mıdır gözlerin
renkler avare; sitem başıboş kuytularda
mavi midir, yeşil mi, siyah mıdır gözlerin
yoksa yalancı mıdır, günah mıdır gözlerin”

Nurullah Genç

Müjgan şiirle bu kadar sevildiğini anladığı an sana gözyaşlarını akıtarak sarılmış binlerce kez özür dilemişti. Hani en çok sevdiği Türk sanat müziğinin sözleri ile bestesi Mısırlı İbrahim Efendinin sözleriyle Müjgan sana cevap verirken nasılda şaşırmıştın hayretler içinde kalmıştın.

 

Beni sev ruhumu sar kalbime yaslan beni sev

Ne olur gönlüm avunsun diye bir an beni sev

Yine ayrılmayacakmış gibi candan beni sev

 Ne olur gönlüm avunsun diye bir an beni sev



Senin mutlulukla dolu parıldayan ışıldayan gözlerin hala gözüm önünde, sen onunla mutlu olurken bende sizin aşkla sevmelerinizle mutlu oluyorum, bunu biliyorsun değil mi? Bir dahaki görüşeceğimiz vakte kadar hoşça kal dostum Aziz, selamlarımla.

Mehmet Aluç


( Dosttan Dosta Mektup -1- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 16.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.