BİR
ŞİİRİN DOĞUŞU
Küçük
kardeşim 2015 yılında bir sosyal paylaşım sitesinde bu resmini yayınlamış ve
altına da dörtlük yazmıştı.
Ne anam ne babam var kızacak
Çamura bulanmışım tosun misali.
Bir hayat sürüyorum gözlerden Irak
Denizin dibindeki yosun misali...
Sedat İnce
Hayatı
hep zorluklarla geçmiş, hakkı yenilmiş, ama yılmamış çalışmaya devam etmişti. Onun
hayatını, düşüncelerini bildiğim için ben de onun adına bu şiirle yıllar önce
vefat eden annemize seslenmiştim.
AFFET ANNE
Afet Kırat
Kimisi
paylaşımda kimisi sandığımda binin üstünde şiirim var. Belli bir konuya takılıp
kalmadım hiç. Sadece kendi duygu ve düşüncelerimi de yazmadım. Şair empati (
duygudaşlık) yapma yeteneğine sahip olmalı, olayların, insanların hatta canlı
cansız tüm varlıkların sesi olmalıdır. Öyle yapmaya çalıştım, sanırım başardım
da.
Şiir
sadece belirli kalıplara uyularak yazılmıyormuş. Okuduğum başarılı şiirlerden,
makalelerden öğrendim. Şiirsel ifadeler, ahenk, edebi sanatlar da yer
almalıymış. Genelde serbest şiirde kullanılan imge, edebi bağdaştırma da
denilen hayali resimler de katılmalıymış şiire. O konuya yoğunlaştım, çok
aşırıya kaçmadan okuyucunun hayal gücüne de seslendim.
Şiirlerimde
“ben” çok kullanılsa da birçoğu ben değilim. Yaşadıklarımdan çok
yaşanılanlardan yararlandım yazarken. Bazen
bir olay, bazen bir düş bazen de bir kelime yönlendirdi yazdıklarımı.
Kardeşimin
adına yazdığım bu şiir kadar etkilenmedim çoğu zaman.
Annemi
1995 de, küçük kardeşimi 2021 de kaybettim. Bir çamurlu yüz bir de mesaj dolu
dörtlüğü kaldı bana anı olarak.
Şiir
mi, çok da önemli değil, önemli olan yaşanılanları duyurabilmek.
Mekânları
cennet olsun annemin ve kardeşimin, bütün kaybettiklerimizin.
Bir
şarkı sözüyle noktalayalım mı?
Elbet
bir gün buluşacağız…