Vatandaşa Hizmet İşleri-1-

 

Bir lokantadayız, lokantamız kebap yani etli ürünleri pişirerek müşterilerine sunan bir mekân. İçerisi boş, gecenin ortası yani gece yarısı olmuş, gerçi gecenin yarısı olmuş gelen iki müşterinin umurunda çünkü çok açlar gecenin bu vaktinde, açık bir lokanta bulmak neredeyse zor. Lokantacı için gece yarısı olmuş umurunda değil, nasılsa bir aç müşterim gelir diye yemekleri hazırlamış ısıtarak gelen müşterisine sunmayı bekliyor. Bekleyen zamanın bir önemi var mı elbette var, bu anda bu gece yarısının zamanında yani anın içinde aç insanları düşünerek açan bir işletme ve sahibi var, zamana değer veren, bu anda bu zaman içinde gelen birkaç insanı bu zaman içinde mutlu etmeyi düşünen bir işletmeci, lokanta sahibi. Biraz uzun oldu olsun. Arabadan inen iki kişi hallerinden aç oldukları için açık bir lokantanın olmasının sevinci içinde, az sonra açlıklarını giderecek bir yer lokanta bulmanın sevinci içinde, lokantanın kapısından içeriye girdiler. Garson gülümseyerek.

-Hoş geldiniz efendim, sizi şöyle yan masaya alayım, etrafı apaçık göreceğiniz bir alan burası.

Müşterilerden birisi garsona.

-Biz etrafı apaçık görmek için mi geldik buraya acaba? Karşıdan bakınca öylemi görünüyor?

Garson.

-Yok, efendim yanlış anladınız! Aç olduğunuz için karnınızı doyurmaya geldiğinizi biliyorum. Ferah olması açısından söyledim.

-Bizim karnımız doyunca ferahlayacağız.

Diğeri ismi ile hitap ederek.

-Serkan’ım, yine kendini aşmaya başladın. Senin bu hallerini sevmiyorum. Garson her müşteriye davrandığı gibi davranıyor. Neden yine, yanlış anlıyorsun?

Serkan

-Haydar’ım neden yanlış anlayayım? Senin bu sakin halinde, beni çileden çıkarıyor. Buraya karnımızı doyurmaya gelmişiz değil mi?

-Evet, abi!

-Şimdi masanın ve oturduğumuz yerdeki masanın bulunduğu yerde etrafı apaçık görmeye ihtiyacımız mı var ki böylesine konuşuyor?

-Yok, abi garson biraz değişik anlatımıyla, atmosfere değişik anlatımıyla güzellik katmanın peşinde.

-Peki, Haydar’ım bizim anlatıma mı ihtiyacımız var? Bulunan mekânın atmosferinin değişik anlatımıyla nasıl olduğunu öğrenmeye gelen iki görevli miyiz?

-Serkan abi haklısında, gecenin bu vaktinde içeriye giren bizi karşılayan garsonun bir sunumu neden buna takıldın? Oturalım, yemekleri söyleyelim karnımızı doyuralım.

-İşte bende bunu diyorum, aç geldik, içerinin dışarının atmosferin şimdi sırası mı yani?

Garson hem şaşkın hem de mahcup.

-Buyurun istediğiniz masaya oturun her yer bomboş.

-Garson kardeşim Serkan’ımın kusuruna bakma, aç olunca böylesine fevri ve anlaşılmaz oluyor. Sen masayı hemen donat, yoksa elinden bir kaza çıkacak.

-Baş üstüne efendim, hemen donatıyorum.

-Geç otur Serdar’ım aç olunca böyle oluyorsun, takılıyor kalıyorsun.

-Ne takılması kalması?

-Bize, atmosferi daha açık alanda görmemizi isteyen garsonun sunumuna taktın kafayı sende. Boş ver buyur tüm masalar bizim, istediğin yere oturalım! Gecenin bu vaktinde, açık bir lokanta bulmuşuz daha ne istiyorsun?

-Ne isteyebilirim ki karnımızı doyurmak.

-Bende onu diyorum, abi. Garson, çabuk hazırda ne varsa getir hemen.

Garson elinde önce çorbayı yanında şiş kebap, tavuk döner, kuru fasulye pirinç pilavını masaya dizerek.

-Afiyet olsun efendim. Başka bir arzunuz var mı?

Serkan

-Olursa söyleriz koçum. Haydi, yumul Haydar’ım.

-İşte böyle abi, az sakin ol.

-Sakinim zaten belli olmuyor mu?

-Şimdi belli oluyor, az önce neredeyse garsonu dövecektin yani.

-Gereksiz konuşmasından kıllandım, ayrıntıya ne gerek var. Nereye otursak her yer zaten görünüyor! Biz görüntü yönetmenleriyiz mi görüntü çekmek için mi değişik açı aramaya mı geldik?

-Elbette ki değil abi, her mesleğin bir raconu var. Mesela biz yıkım ekibimiz ki, millete racon kesenlerin ağzının payını veriyoruz, yere sererek yıkıyoruz? Önce milleti yok sayan soyan ahlaksızlara selam vererek, işleriniz nasıl kazancınız nasıl diye sormuyoruz mu?

-Soruyoruz?

-Biz Fuzuli işler var mı yok mu bakanlığından mı geliyoruz? Ya hazine bakanlığından mı kazançları az mı çok mu, az ise az daha çok para verelim diye, gelen iki görevli miyiz ki böyle konuşuyoruz?

-Sen bana haksızsın diyorsun yine öyle değil mi?

-Yok, abi öyle değil de hemen parlıyorsun.

-Tamam, peki dediğin gibi olsun.

-Abi zaten dediğim gibi, sunum çok önemli, bizde olduğu gibi. Bizde sunumumuzu yaparak kafa göz girişiyoruz. Vatandaşa hizmet adına bunları yapıyoruz yani, meraklısı da değilim. Sen abi böyle bir işe girişelim mi dedin, bende seni kırmadım tamam dedim.

-Tamam, haydi karnımızı doyuralım daha çok yolumuz var. Bir an önce varalım. Vatandaşları sancılar içinde bekletmeyelim. Yolumuzu gözlüyorlardır, bir an önce varalım.

-Tamam, abi hemen başlıyorum yemeye, sen yeter ki sakin ol. Zaten sen kafa göz yarma işine girmeden önce, heyecandan elin ayağın miden birbirine dolaşıyor.

-Çok konuşmada haydi yemeğini ye bakalım.

Mehmet Aluç

 

 


( Vatandaşa Hizmet İşleri-1- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 17.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.